Yazılı sınavlar, öğrencinin belli aralıklardaki öğrenme durumunu yoklamaya, öğrendiklerini pekiştirmeye, öğrenmedikleri konusunda onu uyarmaya ve çalışmaya sevk etemeye yönelik etkinliklerdir.
Dolayısıyla, öğrencinin “sevdikleri” arasında yer almazsa da öğrenme sürecinin vazgeçilmez etkinlikleridir yazılılar.
İyi hazırlanmış bir yazılı (sınavı,) kopya çeken bir öğrencinin bile öğrenme etkinliğine katkıda bulunur ve onu gelecekteki sınavlara hazırlar.
Öte yandan,
1.İlköğretim sonunda veya lise sonrasında gireceğimiz sınavlarda sorular, okulda işlediğimiz derslerden çıkacaktır.
Yazılıya hazırlık, üniversite sınavına ve diğer sınavlara hazırlık anlamına gelir.
2.Okul ortalaması hâlâ, puanımızı ciddi oranda etkilemektedir.
Bu ortalamanın hesaplanmasında yazılı sınav sonuçlarının etkisi, anlatmayı gerek duymayacak kadar açıktır.
O halde yazılı sınavları önemsemek durumundayız.
Yazılıda başarılı olmak için,
1.Dersi derste öğreneceğiz
2.Günlük programda tekrara yer vereceğiz.
Bununla birlikte;
1.Yazılıya 1 hafta önceden hazrlanacağız.
2.İlk hazırlıkta konuları ana hatlarıyla öğreneceğiz, öğrenmekte güçlük çektiğimiz ayrıntıları not alacağız.
3.Yazılıya iki-üç gün kala ilk hazırlığı bitireceğiz, ayrıntılara yöneleceğimiz ikinci hazırlığa başlayacağız, öğrenmekte güçlük çektiğimiz ayrıntıları arkadaşlarımıza, öğretmenlerimize soracağız.
4.Yazılıdan birgün önce (yazılı akşamı) konuları tekrar gözden geçirip çalışmamıza son vereceğiz.
Bundan sonra nihayetinde yazılı sabahı defter ve kitabımızı şöyle bir karıştırabiliriz. Ama genellikle teneffüs boşluklarındaki defter karıştırmalar kafa karıştırmaktan başka bir iş görmez. Bu tür çalışmaların “toplam zararı”, “toplam karından” fazladır.
Yine bir ders sırasında başka bir dersin yazılısına çalışmak, hem işlenen dersin eksik kalmasına hem de yazılı hazırlığının gerektiği gibi yapılmamasına yol açar. “Dağınık öğrenci tipi”, genellikle böyle bir çalışmayı tercih eder.
Yazılıda en iyi puanı almak için, kendi bildiğimiz doğruyu değil, öğretmenin öğrettiği doğruyu yazacağız. Başta edebiyat olmak üzere sosyal derslerde özellikle “Kalıptan” yana olan öğretmenler, öğrencinin yorumunun doğru olmasına değil; sınıfta tutturdukları notların cevaplara yansımasını dikkate alırlar.
Bu, doğru bir tutum olmazsa da pratikteki tutumdur. Hedef, iyi puan almak olunca bunu dikkate almak zorundayız.
Yazılılardan sonra, değerlendirme yapmak,
1.Yazılının amacına ulaşmasını sağlar.
2.Puanımızı tahmin etmemize vesile olur. Takdir; Tahmin ettiğimiz puanla öğretmenin tahmin ettiği puan arasında bariz bir fark varsa kesinlikle itiraz edeceğiz. Ne yazık ki otobüs duraklarında yazılı okuyan öğretmenlere ben de rastladım.
Hakkımızın takipçisi olacağız. Sözlü sınavlardaki durumumuzla, daha doğrusu sınıftaki derse katılımımızla yazılıdaki durumumuz arasında fark varsa, sınıftaki başarımız sınava yansımıyorsa bu, önemli bir sorundur.
“Bilgiyi bize tanınan süre içinde disipline edememe, bilgiyi yönetememe)” problemi yaşıyor olabiliriz. Rehberlik uzmanına başvurmakta yarar vardır.
Allah (cc), yardımcınız olsun..