El işlemeli kilim dokumacılığı için önceden eskimiş kazaklar sökülüp, seccade yapılıyordu. Hem eskimiş kazaklar değerlendirilip hem seccade sahibi olunuyordu. El işlemeli kilim dokuma ustası, artık eskisi gibi bu işe rağbetin kalmadığını ve dokumacılık işinin unutulmaya yüz tutuğunu belirti.

Dokumacılıkta seccadelere rağbetin düştüğünü söyleyen dokuma ustası, ama Siirt ve Batman`ın Hasankeyf ilçesinde resimli, isimli ve manzaralı kilimlere aksine rağbetin artığını söyledi.

Batman`da 35 seneden beridir el işlemeli kilim dokumacılığı yapan 56 yaşındaki Zeki Tekine, eskiden bu işe rağbetin çok olduğunu ama şimdi ise kendi yevmiyesini bile çıkaramadığından çırak yetiştirmediğini belirtti.

Tekine, “Eskisi gibi değildir. Ameleler gibi çalışıyoruz. Bazı günler iş var, bazı günler yok. Anadolu`ya da gidip bu işi yaptım. Giderken makinamı da beraberimde götürüp oralarda kurdum. Özellikle Adana`da el işlemeli seccadelere rağbet vardı. Ama memleketten uzak olmuyordu. Birkaç sene çalıştıktan sonra memleketimize döndüm. Memleketimizde bu iş olmadığından Adana`ya tekrar gitmek isterim, ama daha gidemem artık ihtiyarladım. Buradan başka bir gelirim yok ev ve dükkânıma hâlâ kira ödüyorum. Ancak kiramı çıkarıp kıt kanat geçiniyoruz. Günde iki seccade dokumayla işliyorum. Tanesi 20 TL`den daha yeni 40 TL oluyor. 20`si masraflara 20 TL bana kalıyor.” dedi.  

Yevmiyesini bile çıkaramadığını, dolayısıyla bu işte çırak da yetiştiremediğini söyleyen Tekine, “Çırak tutsak maaşlarını veremeyiz. Bu yüzden bu işle uğraşanlar çırak tutamıyor. Çırak yetiştirememeleri bu işi öldürüyor. Birkaç sene sonra bizler bu işi yapamazsak, yapmayı bilen olmadığından bu iş ölür. Bizler yevmiyemizi bile çıkaramıyoruz. Eskisi gibi rağbet olsaydı çırak yetiştirecektik. Bizler yapamadığımızda çırak başlayacaktı artık.” diye ifade etti.

Dokuma makinalarının elektriksiz bir şekilde çalıştığını anlatan Tekine, son olarak şunları söyledi: “Eskiden fabrikalar olmadın önce Batman`ın Hasankeyf ilçesinde el işlemeli dokumada elbiseler dikiyorduk. Millet bu elbiseleri alır giyerdi. Şimdi petrol var, makinalar ve fabrikalar olmuş. Bu işe rağbetin olması için ancak petrolün bitmesi ve fabrikaların durması gerekir.”  (M. Sait Çelik – İLKHA)