28 Şubat döneminde İslami çalışmalarda bulundukları gerekçesi ile binlerce dindar Müslümanı zindanlara atarak büyük bir zulme imza atan ceberrut devlet anlayışının tezahürleri halen devam ediyor.
28 Şubat`ın hışmına uğrayan aileler aradan geçen uzun yıllara rağmen yaşadıkları mağduriyetlerin kimse tarafından görülmediğini, görülmek istenmediğini belirterek yıllardır bayramların kendileri için elem, ıstırap ve acı dolu günlere dönüştürüldüğünü söylediler.
28 Şubat döneminde camide Kuran-ı Kerim dersi verdiği için cezaevine giren ve daha sonra tahliye olan ve devam eden dava sebebiyle cezalandırılarak 2013 yılında tekrar cezaevine giren Müslüm Yıldız`ın eşi ve çocukları da diğer Yusufi aileler gibi kendi babalarından uzak bir bayramı daha buruk geçirmenin acısını yaşadıklarını dile getirdiler.
Çocuklarının bir bayramı daha babasız geçirdiklerini belirten Müslüm Yıldız`ın eşi Neziha Hanım, “Bir bayramı daha çocuklarım bayramı babasız geçiriyor. Gerçekten zor bir duygu herkesin eşleri ve babaları yanında, biz ise bu bayramı da eşimizden uzak çocuklarım babasız geçiriyor.”ifadelerini kullandı.
Eşinin sırf camide Kur`an dersi verdiği ve İslami bir hayatı tercih ettiği için diğer 28 Şubat mağdurları gibi hukuksuz bir şekilde cezaevine konulduğunu belirten Neziha Hanım, “Bizler Yusufi aileleri bu bayramı da kendi eşlerimizden ayrı geçiriyoruz. Eşim kendisi orada ayrı bir sıkıntı içerisinde. Oda ailesinden uzak bir bayram geçiriyor. Zor bir duygu bu, anlatılamaz. Rabbim hiç kimseye kendi ailesinden uzak bir bayram geçirmekle imtihan etmesin.” temennisinde bulundu.
“Allah`ın davası için bedel ödemek bizlere bir gururdur”
Eşinin diğer Yusufiler gibi hiç kimseye bir kötülüğünün dokunmadığını, aksine çevresi tarafından sevilen biri olduğunu dile getiren Neziha Hanım, “Eşim sırf Cami`de Kur`an dersi verdiği için 5 yıla yakın ceza aldı. Benim eşim ne kimsenin malına zarar vermiş, ne kimseye bir kötülük yapmıştır. Onun tek suçu Kur`an dersi vermekti. Bu onlara göre suç olabilir, ama bizim için suç değil bir yükümlülüktür. Ancak şunun da bilinmesini isteriz ki Allah`ın davası için bedel ödemek bizim için bir gururdur. Bize suç olarak görülen bu durumdan dolayı utanmıyoruz. Allah`a şükürler olsun.”şeklinde konuştu.
“Biz binlerce yıl cezada alsak yine Kur`an dersi vermeye, yine bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Ölsek de, kalsak da yine bu yolda cezalar alsak bile bu bizim için suç değildir.” diyen Neziha Hanım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer O`nun davasını sürdürmek suç olsaydı, bu bedeller ödenmezdi. Fakat biz bu yolda her türlü bedeli ödemeye hazırız. Hatta cezaevine gittiğimizde öyle Yusufi aileler ile karşılaşıyoruz ki, onlar 20 yılı aşkın yıldır zindanlarda ve kendilerini bu uğurda feda etmişler.”
“Artık bizim sesimizi duymaları ve adaletli davranmaları gerekir”
Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere bütün yetkililere seslendiğini belirten Neziha Hanım, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve yetkililerin artık seslerine kulak vermelerinin zamanının geldiğini belirterek yaşadıkları duruma sitem etti.
Neziha Hanım, “Benim eşim 2,5 yıldır cezaevinde, fakat birçok Yusufi abi 25 yıldır cezaevindeler. Biz onların yanında pek fazla bir şey hissetmiyoruz. Biz onların acılarını gördüğümüzde kendi acımızı unutuyoruz. Onların acıları bizim yüreğimizi yakıyor. Artık bizim sesimizi duymaları ve adaletli davranmaları gerekir. Baktığımızda inançlı insanlar olduğunu belirtiyorlar. Fakat hakkı yerine getirmiyorlar. Bizim semsizi duymak istemiyorlar. Eğer adaletli davranamayacaklar ise neden devlet başkanı oluyorlar.”
“Bu dava bizim için onur vericidir”
Eşinin suçundan dolayı onurla yaşadıklarını ve başlarının hiçbir zaman önlerinde eğilmediğini belirten Neziha Hanım, bu hususta üzüldükleri tek noktanın kendilerine yapılan haksızlıklar karşısında ellerinden bir şeyin gelmiyor olması olduğunu söyledi.
“Binlerce Müslüman yıllardır haksız yere cezaevindeler.” Diyerek yaşanan haksızlıklara atıfta bulunan Neziha Hanım, “Hadi benim eşimi cezası 5 yıldır. Allah rızası olduğu için rabbimize şükrediyoruz ve sabrediyoruz. Hatta eşimin ziyaretine gittiğimizde diğer Yusufi aileler bu yolda bin tane Yusufumuz olsa da feda edeceğiz diyorlar. Gerçekten bu dava bizim için onur vericidir. Fakat biz yapılan adaletsizliklere üzülüyoruz.”diye konuştu.
“Babam yanımızda olsa idi…”
Müslüm / Neziha Yıldız çiftinin 13 yaşındaki kızı Reyyan Yıldız ise bayramda babasının yanlarında olmamasının acısını yaşadıklarını belirterek “Babam yanımızda olsa idi…” ile başlayan cümlelerle özlemini dile getirdi.
Reyyan Yıldız, Babamızı çok özledik. Bu bayramda babamızın yanımızda olmasını isterdik. Ama Cumhurbaşkanı ve Başbakan bizim sesimizi duymak istemediğinden dolayı onların yüzünden bu bayramı babasız geçiriyoruz. Babam bu bayramda yanımızda olsa idi. Bu bayram daha güzel olurdu. Babam yanımızda olsa idi, onunla eğlenir, diğer çocuklar gibi babamızla gezerdik. Biz babamızın cezaevinde olmasından utanmıyoruz. Evet, belki üzülüyoruz, fakat gururluyuz. Çünkü babamın tek suçu Müslüman olması ve bunun gereklerini yerine getiriyor olmasıdır.” şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)