ANKARA - Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da aralarında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve TÜBİTAK görevlisi 28 kişi hakkındaki davanın görülmesine başlandı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları, şikayetçi ve mağdur avukatları katıldı. Duruşmanın öğleden önceki bölümünde, tutuklu 4 sanık savunmasını yaptı.
Davanın sanıklarından eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen, uzun zamandır mahkeme huzuruna çıkmayı beklediğini söyledi.
İddianamede yalnızca bir yerde isminin geçtiğini, orada da suç bulunmadığını iddia eden Şen, "Benim dönemimde yasa dışı bir işlem yapılmadı. Hukuka aykırı hiçbir talimatım yok. Savcılığın fezlekeye koyduğu metin, Başbakanlık bilirkişilerinin yazdığı metin. Onlar da TİB'in metnini referans almış" ifadesini kullandı.
Kriptolu telefonları dinlemediklerini, bu telefonların dinlenmesi yönünde talimatının olmadığını anlatan Şen, "örgüt yöneticiliği" suçlamasını reddetti.
"BTK Başkanı nerede?"
Şen, "Eğer ben yöneticiysem, benim her işlemimi onaylayan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer nerede o zaman? Hiçbir yöneticiliğim yok. Sadece kurum hiyerarşisinde personelin yöneticisiyim" dedi.
Sanıklardan Ayhan Yeni ise TÜBİTAK'tayken "milli gizlilik seviyesinde şahıs" güvenlik belgesine sahip olduğunu belirtti. Bu belgeye sahip kişiler hakkında ayrıntılı istihbarat çalışması yapıldığını anlatan Yeni, 5 yılda bir yenilen belgeyi, tutuklanmadan kısa süre önce tekrar aldığını ifade etti.
"Görev almadığım proje nedeniyle suçlandım"
Sanık Özgür Ören ise 2009-2010'da Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) talep ettiği bir kriptolu telefon projesinde görev aldığını bildirdi. Projenin tamamlanarak, TSK'ya teslim edildiğini, bir şikayet de gelmediğini anlatan Ören, ancak iddianamede, görev almadığı bir proje nedeniyle suçlandığını kaydetti.
Sanık İmran Ergüler de TÜBİTAK'ta kriptolamada görev almadığını, haklarındaki suçlamaların Şubat 2014'te başladığını, gözaltına alındığı 20 Ocak 2015'te halen TÜBİTAK'ta görev yaptığını kaydetti.
Suçlu birisinin bu süre içinde kaçmaya çalışacağını ifade eden Ergüler, tahliye talebinde bulundu.
"Silahlı terör örgütü üyeliği" suçlaması
İddianamede sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek veya erişilmez kılmak" suçlamaları yöneltiliyor.
Soruşturma Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmüş, ardından fezlekeyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.