Mazlumun sığınağı, zamanın Hamza`sıydı Şehit Hacı Musa Şayık. İlerlemiş yaşına rağmen İslam davasını sırtlayarak, cehd ve gayretleriyle gençlerin hacı amcasıydı… Ki bu yüzden mürtet örgütün hedefi oldu, birçok kez ölümle tehdit edildi, defalarca roketli saldırılara maruz kaldı. Ama o inandığı davadan vazgeçmedi. “Madem bir gün öleceğiz, neden bu Allah yolunda şehitlik olmasın ki?” diyen Hacı Musa Şayık, Ramazan ayında, bayrama 6 gün kala şehid edildi. Hacı Musa, orucunu şehadet şerbetiyle açtı.
Şehid Hacı Musa Şayık, Şırnak`ın İdil ilçesine bağlı Yarbaşı (Hespist) köyünde 1950 yılında dünyaya geldi. İki eşi ve 18 çocuğu bulunan Hacı Musa, kardeşlerinin en büyüğü olduğu için aşiretinin lideriydi. Şehid Hacı Musa, İslam davasında aktif rol almaya başlayınca aşireti toplanarak; “Ya bizim başımızda kalırsın ve bu davadan vazgeçirsin ya da biz seninle yürümeyiz” dediler. İki tercih arasında kalan Şehid Hacı Musa, aşiret reisliğini bir kenara bırakarak, İslami davayı seçti.
Aşiret olarak Ömerki`dir. Ailece 1970 veya öncesi tarihlerde gelip Nusaybin`e yerleşirler. Şehid Hacı Musa`nın ekonomik olarak durumu iyiydi. İslam davasıyla tanıştıktan sonra varını Allah için harcamaktan çekinmedi. Hanımı Haduli, kendisinin sarf ettiği şu sözünü aktarıyor: “Benim 40 yıllık hayatım gaflet içinde geçti, kalan ömrüm İslam yolunda geçerse çok mu?”
Ticaret ve ziraat işleriyle uğraşan Şehid Hacı Musa, mütedeyyin insanlara yönelik yapılan operasyonlarda bir oğlu ve yeğeni ile birlikte gözaltına alınıp tutuklanıyor.
2 Şubat 1997`de Ramazan bayramına 6 gün kala, oruçlu haliyle mürtet örgüt PKK`nin maşaları tarafından arkadan vurularak şehid edildi. Şehid Hacı Musa Şayık, şehadetinin ardından geriye 17 kişilik bir aileyi bıraktı.
Kalan ömrüm İslam yolunda geçerse çok mu?
Şehid Hacı Musa`nın eşi Haduli Hanım, eşinin Nusaybin`in sayılı zenginlerinden olduğunu söyledi. İslam davasıyla tanıştıktan sonra malını bu yolda harcamasına rağmen hiçbir zaman şikâyet etmediğini ifade eden Haduli Hanım, sürekli, “Benim 40 yıllık hayatım gaflet içinde geçti, kalan ömrüm İslam yolunda geçerse çok mu?” dediğini söyledi.
Zamanın Hamza`sıydı
Şehid Hacı Musa`nın kendini Allah`ın davasına adadığını belirten Haduli Hanım, hayırlı bir şeyler inşa etmek için gece gündüz çalıştığını söyledi. Aşireti onu yarı yolda bırakmasına rağmen onların kurtuluşları için mücadele ettiğini belirten Haduli Hanım sözlerini şöyle sürdürdü: “Akrabaları başta olmak üzere ulaşabildiğine İslam`ı anlatırdı. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırdı. Bu yüzdendir ki, sürekli mürtet örgüt tarafından silahlı ve roketli saldırılara maruz kalırdı. Birçok kez mürtet örgüt, evimize roket attı. Ama eşim hiçbir zaman korkmadı, geri adım atmadı. Çok cesaretli idi, bu yüzden ona zamanın Hamza`sı derlerdi. İnsanların grup halinde evinden işe, işten eve gittiği vakitler bile eşim birçok kez tek başına giderdi.”
Şehid Hacı Musa Cezaevinde…
Eşinin ticaret ve ziraat işleriyle uğraştığını belirten Haduli Hanım, mütedeyyin insanlara yönelik yapılan operasyonlarda eşi, bir oğlu ve eşinin yeğeninin de tutuklandığını söyledi. Eşinin 3 ay kadar cezaevinde kaldığını dile getirdi.
“Madem bir gün öleceğiz, neden bu Allah yolunda şehitlik olmasın ki…”
Haduli Hanım, Hacı Musa`nın cezaevinden çıktıktan sonra kendisine “Madem bir gün öleceğiz, neden bu Allah yolunda şehitlik olmasın ki…” dediğini söyledi. 2 Şubat 1997`de Ramazan bayramına 6 gün kala, oruçlu haliyle mürtet örgüt tarafından arkadan vurularak şehit edildiğini belirten Haduli Hanım, şehadetinin ardından geride 17 kişilik bir ailenin kaldığını söyledi.
Şehit Hacı Musa`nın son anları ve şehadeti…
İş ortağı ve saldırı anında yanında olduğu için yaralanan Seyfettin Gezer de Şehid Hacı Musa`nın müminlere karşı merhametli, zalimlere karşı da şiddetli olduğunu söyledi. Saldırı anını anlatan Gezer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ramazan Bayramı`na 6 gün kalmıştı. Bizler de bayram hazırlığını yapıyorduk. Bayram şekeri almak için Hacı ile beraber Suriye kapısına gittik. Şeker bulamadık, bizler de şehir merkezine indik. Acatlar Pasajı`na gittik, şeker pazarlığı yaparken, bize ateş edildi. Hacı Musa`ya 3 kurşun isabet etti, iki kurşun sırtına, bir kurşun da kalbinin üstüne isabet etmişti. Bir kurşun da benim koluma isabet etti. Hacı Musa, hemen orada yığıldı, çevredeki esnaf bize yardım etmedi. Ben de yaralı olduğum için tek başıma hastaneye götüremiyordum. Yoldan geçen bir tanıdığımız bize yardım etti ve birlikte hastaneye gittik. Şehid Hacı Musa, ruhunu hastanede Rabbine teslim etti.” (M. Salih Keskin – İLKHA)