Hz. Lokman(as)’ın oğluna tavsiyeleri
 
Kur`an-ı Kerim, hayat nizamıdır; eğitim ve şifa kaynağıdır.
 
Bu yazı dizisinin amacı, özü ve biçimiyle Kur`an-ı Kerim’le çelişen, onun amacına muhalif bir insan tipi yetiştirmeyi amaçlayan bir çocuk eğitimine karşı kaynağını Kur`an-ı Kerim’den alan bir çocuk eğitimidir.
 
Çocuk eğitimi konusunda pedagoglar (eğitim uzmanları) da çok şey üretmişlerdir.
 
İnsan aklının vahiyle uyumlu her üretimi doğrudur, yararlıdır; vahiyle çatışan her üretimi hatalıdır, zararlıdır.
Kur`an-ı Kerim’de, vahiyle terbiye edilişi doğrudan veya dolaylı verilen kişiler vardır. Hz. Lokman(as)’ın oğlu, Hz. İsmail(as), Hz. Yusuf(as), Hz. Meryem annemiz…
 
Hz. Lokman(as)’ın oğlunu terbiye ediş biçimi, çocuk eğitimi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu husustaki kıssa, Lokman Suresi’nde verilmiştir. Çocuk eğitiminin esasları bu surede beyan edilmiş. Her anne-babanın bu surenin tefsirini defalarca okumasında yarar vardır.
 
Yüce Rabbimiz, Lokman Suresi’nde, Hz. Lokman(as)’ın oğluna yönelik öğütlerine geçmeden önce, bizleri o öğütlerin atmosferine taşıyor, o öğütlerin önemini bize kavratıyor, bizi “öğrenme” için hazırlıyor.
 
“Bunlar, o hikmetli kitabın ayetleridir.”(1)
 
“(Bu ayetler) ihsan ehli için, doğru yola iletici ve rahmettir.”(2)
 
O halde, Hz. Lokman(as)’ın dilinden anlatılacak hükümler, okunup geçilecek sözler değildir. Cennete gidecek bir evladın hayat ilkeleri, yol işaretleridir. Evladını cennete yollamak isteyenler, ona bu ilke ve işaretleri öğretmek durumundadır.
“Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler, onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.”(3) “İşte onlar, Rabbleri tarafından gösterilen doğru yol üzerinde bulunanlardır. Kurtuluşa erenler de onların kendileridir.”(4)
 
Rabbimiz, ihsan ehlini böyle tarif ettikten sonra “İnsanlardan öylesi de var ki...” diye başlayarak kâfirlerin kimi özelliklerini veriyor. “Allah yolundan saptırmak ve sonra da onu alaya almak için eğlence türü sözleri satın alır. İşte bunlara aşağılayıcı bir azap vardır.”(5) “Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki onları hiç işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de onu acıklı bir azapla müjdele.”(6)
 
Burada, Kur`an-ı Kerim’in bütününde olduğu gibi insanlar, iki partiye ayrılıyor, cennet yolu ve azap yolu, onların üzerinden tarif ediliyor.
 
Her çocuk, bir topluluk için yetiştirilir; bunun alternatifi yoktur. Biz, ya ihsan ehlinden olup cennete gideceklerle birlikte olacak, onların içinde yer alacak bir evlat ya da Kur`an-ı Kerim ayetlerini hiç işitmemiş gibi davranıp, yok sayıp, cehenneme gideceklerin içinde yer alacak bir evlat yetiştireceğiz. Tercih bizim… Bu tercih, hem bizim hem evladımızın niteliğini beyan eder ve varacağımız yeri gösterir.
 
10.Ayette “Gördüğünüz gibi gökleri direksiz olarak o yarattı.” deniyor; ardından bütün hayatın yüce Allah’ın eseri olduğu beyan ediliyor. 11. Ayette de O’ndan başkasının bunu yapamayacağı, insanları O’ndan başkasına yönlendiren zalimlerin sapıklık içinde olduğu açıklanıyor.
 
Madem Rabb, Allah’tır; hüküm koyma, terbiye etme, eğitme hakkı O’nundur. O’nun eğitimine karşı bir eğitim geliştirmeye çalışanlar sapık zalimlerdir.
 
12. ayet “And olsun ki biz Lokman’a ‘Allah’a şükret’ diye hikmet verdik.” diye başlıyor.
 
O halde Hz. Lokman(as)’ın söyleyecekleri kendisine ait değildir; onlar yüce Allah’ın ona öğrettiği cennet yolu eğitimidir. Evladı, cennete gideceklere mensup olsun isteyenler, ona uymalıdır.
 
Çocuk eğitiminde, çocuğa öğretilecek bilgiler için hazırlık safhası, (öğrenme için psikolojik ortamın hazırlanması) çok önemlidir. Mükemmel bir insani eğitim, Kur`an-ı Kerim’in bu surede bize öğrettiği üzere böyle başlar. Hâşâ, bir hayvanın korku üzerine kimi davranışlara alıştırılması ise ürkütücü ses ve dayakla başlar.
 
Bilgiler geçici, duygular kalıcıdır. Tasavvuf ehli, ilim kal u qil imiş; esas olan aşk (sevgi) imiş, der.
Çocuklarına Kur’an-ı Kerim öğretmek isteyen iki aile düşünün, biri Kur`an-ı Kerim sevgisiyle ve bu sevginin semeresi olan bir şuurla eğitime başlıyor. Diğeri “Kur`an oku!” diye emrediyor, hemen netice almadığında ise hakaret ve dayağı araç ediniyor.
 
Sizce hangisi Kur`anî eğitime daha uygundur, dolayısıyla hangisi daha insanidir, hangisinden daha istenen bir neticeye ulaşılır?
 
Uyarı ve ceza içeren güç kullanımı (zor), insani eğitimin tamamlayıcı bir unsurudur. Çocuğun yararınadır; anne-baba ve öğretmenin hakkıdır.
 
Ancak güç kullanımı, eğitimin esas aracı olamaz. İkisi, birbirinden çok farklıdır. Bu farkın, farkında olmayan, çocuk eğitimini güç kullanımıyla şekillendiren, sonradan uğrayacağı hezimetle, başlangıçtaki aldatıcı şekilsel neticelerin de tadını unutur.
Eğitime güç kullanımıyla şekil vermek, kolaycılıktır; kolaycılığın sonu tehlikelidir.
 
İnşallah ileriki sayılarda eğitimde güç ceza ve ödül konularını işleyeceğiz.
 
Sure; bu hazırlık, bu alıştırma, bu atmosfer içine alma sürecinin ardından (14 ve 15’teki hükümlerle birlikte) 19. Ayetin sonuna kadar, Hz. Lokman’(as)’ın öğütlerini bize aktarıyor. Bu öğütlerin kendisi kadar veriliş tarzı da önemlidir. Çünkü öğütlerin veriliş tarzı, bize çocuk eğitimindeki metodolojiyi öğretiyor, Allah (cc)’ın emirlerinin bir çocuğa nasıl aktarılacağını öğretiyor.
 
İşte cennete yollanacak bir evlat için Lokmanî öğütler:
 
1.       Şuurla ilgili olanlar:
-          “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma; çünkü şirk büyük bir zulümdür.”(7)
-          “Yavrucuğum, yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa da bir kaya içinde veya göklerde yahut yerin dibinde gizlense Allah onu yine de karşına getirir.”(8) (Sorumluluğunu bil; yaptığın işin hesabını O’na vereceksin!)
 
-          “Çünkü Allah’ın bilgisi her gizli şeye ulaşmaktadır. O, her şeyden haberdardır.”(9) (Gözetim altındasın, kimsenin olmadığı yerde O vardır, yalnızken günah işlemeye kalkışma!)
 
Yüce Allah 14. ve 15. Ayetlerde de Hz. Lokman(as)’ın dilinden olmadan önemli öğütler veriyor:
“Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Çünkü ….” (10)
 
“Bununla beraber onlar bilmediğin bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onlara itaat etme. Ama onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber veririm.”(11)
Yüce Rabbimiz bu ayetlerde itaati tavsiye ediyor ama sınırını da belirliyor. Ayetin devamında “Bana yönelenlerin yoluna uy” diyor.
 
Ey insan, anne-babanı sev; müşrik bile olsalar onlara iyilikte bulun. Ama ırkçı olma, aşiretçi olma, İslam cemaatinin yanında yer ala, Allah (cc)’a uyanlara uy, kendi ırkına, aşiretine değil.
 
Yüce Allah (cc) burada, iyilikte bulunma ile dost olmayı da birbirinden ayırıyor. İnsani yardım, insani ilişki, dostluk anlamına gelmez, dost olmamak, insani yardımı engellemez.
 
Mü`min, aç bir müşrike yemek verebilir; onu sıkıntıdan kurtarabilir.
Derler ki ilim, benzerler arasındaki farkla; farklı olanlar arasındaki benzerliği bulmaktır. Bu ayetlerde ilmin bu yanına ihtiyaç duyuyoruz: Her iyilik, dostluk değildir; dost olmamak iyiliğe engel değildir.
 
2.       Esas (çekirdek-iskelet) amellerle ilgili öğütler:
-          “Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl,
-          İyiliği emret,
-          Kötülüğü yasakla, (Bu beşeri arzu ve iktidarlara karşı çıkmak anlamına geleceğinde musibetlerle karşılaşacaksın.)
-          Başına gelenlere sabret.
Çünkü bunlar, kesin olarak farz kılınan işlerdendir.”(12)
3.       Tamamlayıcı (ahlaki-esteki-güzelleştirici) tutumlarla ilgili öğütler:
-          “insanlardan yüz çevirme, (Toplumdan kaçma)
-          Ve yeryüzünde çalım satarak yürüme. Çünkü Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (13)
-          “Yeryüzünde mutedil ol. (ifrat ve tefritten kaçın.)
-          Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.”(14)
Müslüman, Hz. Lokman(as)’a uyacak, onun bu tavsiyelerini çocuğuna aktaracak, ama nasıl?
1.       Öncelikle bizim gibi geçmişte babanın küçük evladıyla ilgilenmesinin ayıp olduğu toplumlar için büyük ders vardır Hz. Lokman(as)’ın; “Yavrucuğum!” seslenişinde. Müslüman, gelenek nasıl olursa olsun, ilahi emirlere uyacak, çocuğundan şefkati ve şefkatin eseri olan güzel sözü esirgemeyecek.
 
2.       Daha önce açıkladığımız üzere çocuk, bazı ön bilgiler ve uyarılarla öğrenmeye hazırlanacak.
3.       Hz. Lokman(as), önce şuur veriyor, o şuuru sağlayacak tevhid bilgilerini sıralıyor.
Çocuk, salih amellere yönlendirilirken onda şuur oluşturacak yeteri kadar bilgiyle donatılacak.
 
4.       Yüce Rabbimiz, 14. Ayette anne-babaya iyiliği tavsiyenin gerekçesini ayrıntılı olarak veriyor. Hz. Lokman(as) da her öğüdünü “çünkü” diyerek sebebiyle, hikmetiyle birlikte veriyor.
 
Çocukların öğrenme konusunda yetişkinlerden kabiliyetli olduğu söylenir. Bu, yarı doğru; yarı yanlış bir bilgidir.
Çocuğun hafızası, daha boş, daha az meşguldür. Ancak olayların sebebini, hikmetini bulmakta deneyimsizdir.
Uzmanlara göre çocuk, bilgi ezberlemede yetişkinlerden yeteneklidir ancak sebep ve hikmet bulmada yetişkinlerin çok gerisindedir. (Siz de çocukları bu noktada imtihan edin. Bazen çok gülünç cevaplar aldığınızı göreceksiniz.)
Sebep ve hikmetleri bilmiyor diye çocuğa baskı yapmak zulümdür. Ona öğüt verirken sebep ve hikmetleri biz açıklayacağız. Bu,
 
1.       Çocukla aramızdaki iletişimi artırır.
2.       Çocuğu öğüdümüze uyma konusunda isteklendirir.
3.       Çocuğun sebep ve hikmet bulma yeteneğini geliştirir.
4.       Onun sebepsiz, hikmetsiz işlere kalkışmasını engeller.
Çocuk hikmetini anlamadığı işi yapmak istemez. Bu hususta özellikle zeki çocuklar isyancıdır. Öğüde uymayan çocuğu hemen cezalandırmak yerine onunla o öğüdün gerektirdiği işi tartışmak, cezayı sadece onun anladığı halde tembellik ettiği hususlarda kullanmak daha yararlıdır.
 
Hz. Lokman(as)’ın çirkin sesten tiksindirme hususunda “eşek sesi” benzetmesi yapmasında da büyük bir hikmet vardır. Uzmanlara göre somuta yatkın soyuta uzaktır, teorik bilgi ve öğüdü kavramakta güçlük çeker. Bunun için gerek özendirmede, gerek tiksindirmede “somutlaştırmaya” başvurmak gerekir. Örneğin “içki kötülüklerin anasıdır” hadis-i şerifinin kavratılması için ona sarhoşken gülünç duruma düşen, trafik kazası geçiren, çocukları yetim kalan insanların hikâyeleri anlatılsa anlatılanlar, sözcüklerden ibaret bir öğüt olmaktan çıkar, ete kemiğe bürünür, canlılık kazanır, çocuğun zihninde iz bırakır.
 
Rabbim, evlatlarımızı Lokmanî nasihatlerden istifade edenlerden eylesin.
Dipnotlar:
1.       Lokman suresi 2
2.       Lokman suresi 3
3.       Lokman suresi 4
4.       Lokman suresi 5
5.       Lokman suresi 6
6.       Lokman suresi 7
7.       Lokman suresi 13
8.       Lokman suresi 16
9.       Lokman suresi 16
10.   Lokman suresi 14
11.   Lokman suresi 15
12.   Lokman suresi 17
13.   Lokman suresi 18
14.   Lokman suresi 19
 
Abdulkadir Turan / İnzar Dergisi / Kasım 2011