Şeyh Said ve 47 arkadaşının Şark İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilişlerinin 90. yıldönümü münasebetiyle açıklamalarda bulunan Araştırmacı Yazar Sidar Ergül, Şeyh Said kıyamının Kürdistan`da, Kürt bir alim önderliğinde gerçekleştiğini ancak hareketin Selahattin Eyyübi ve Bediüzzaman hareketi gibi İslami bir çizgide olduğunun altını çizdi.

Şeyh Said kıyamının tarihe mal olmuş bir hareket olduğunu belirten Ergül, kıyam hareketinin emperyalist itilaf devletlerinin Anadolu`yu işgal etmelerine karşın Müslüman Kürtler ve Türkler tarafından oluşturulan İslami bir birlik olduğuna dikkat çekti.

“Kurtuluş savaşının doğudan başlaması manidardır”

Türkleri ve Kürtleri yüzyıllar boyunca bir arada tutan temel faktörün İslam olduğunu söyleyen Ergül, bu inanç ve birliğin Kurtuluş savaşında kendisini gösterdiğini sözlerine ekledi.

Mustafa Kemal`in bu birliğin önemini çok iyi bildiği için Müslüman Anadolu halkının mücadeleye katılımının, direnişi azimle sahiplenmesi için sık sık dini vurgular yaptığına dikkat çeken Ergül, “Mustafa Kemal, dine övgüler yağdırır. Halifeliğin kurtarılması için mücadele ettiklerini söyler. Bu birliktelik ve kardeşlik bu şekilde temin edilir. Bu süreç başarı ile tamamlandıktan sonra, işgalci devletler Anadolu`yu tamamen terk ettikten sonra son aşama, Lozan anlaşmasıdır. Lozan`da İsmet İnönü temsilen bulunurken, İngilizlere karşı Anadolu`daki birlik ve beraberliğin temini adına sık sık Kürt ve Türk ifadesini kullanır. Olumlu bir söylem geliştirir. O dönemin Kürtleri de aynı tutumdan yanadır. Ayrışmadan ve farklılaşmadan yana değildir. Özellikle Kurtuluş savaşının doğudan başlaması manidardır. Ancak Lozan`dan sonra,  Kurtuluş savaşında geliştirilen dil ve söylem, verilen sözler, Lozan`da geliştirilen tezler Cumhuriyetin ilanıyla beraber unutuldu.” dedi.

“Şeyh Said Kıyamı, Selahattin Eyyübi ve Bediüzzaman hareketi gibi İslami'dir”

Şeyh Said kıyamının bir Kürt isyanı veya etnik temele dayanan bir hareket olmadığına vurgu yapan Ergül, Şeyh Said kıyamının dini esas alan İslami bir hareket ve ümmetçi bir hareket olduğunu belirtti.

Hareketin Kürdistan`da başladığını, Şeyh Said`in etnik kökeni Kürt olan büyük bir alim olduğuna dikkat çeken Ergül, “Hareketin içine Kürt eksenli insanlar girmiş olabilirler. Kimliğimizin Türk ya da Kürt olması Türkçü ya da Kürtçü olmamız anlamına gelmiyor. Selahattin Eyyübi Kürt'tür. Büyük bir devlet kurmuştur. Kudüs`ün fatihidir. Ancak kendisi Kürtçü değildir. Bediüzzaman Kürt`tür. Ancak hedef ve gayesi Kürtçülük değildir. İmani mücadeleyi esas almıştır. Bu bir etnik kökenin reddi değildir. Eğer İslami esaslar temel alınarak hareket edilirse, zaten bütün ırklar ve diller garanti altındadır.

“Nasıl bir Kürdistan?”

Hilafetin kaldırılmasının Kürtler arasında büyük bir şok meydana getirdiğini ve bir kırılmaya yol açtığını belirten Ergül, “Cumhuriyetin ilanından sonra hem İslami eğitim yasaklanıyor. Hem de Türk ulusçuluğu ön plana çıkartılarak bir eğitim temeli oluşturuluyor. Bu gelişmeleri Kürt halkının kabul etmesi beklenemezdi. Bütün tarihsel kayıtlar ve araştırmalar da bu yöndedir. Şeyh Said kıyamı sonucunda bir Kürdistan devleti olabilirdi. Ancak nasıl bir Kürdistan? Nasıl bir Türkiye? Nasıl bir Arabistan? Elbette ki, İslami bir Kürdistan olacaktır. Bu Şeyh Said ve dava arkadaşlarının söylemlerinde de ortadadır. ” ifadelerini kullandı. (M. Sıddık Bilge - İLKHA)