Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı konulmasına ilişkin davada, sanıklardan Sedat Zavar ve İlker Usta'ya "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal"den 7 yıl altışar ay hapis cezası verildi.

Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Usta ve Zavar, başka suçtan tutuklu sanık eski TÜBİTAK BİLGEM Başkanı Hasan Palaz, bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları, "müşteki" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan ile "müşteki" Başbakanlık avukatı Sami Arslan Aşkın katıldı.

Mahkeme heyeti, sanıklardan Usta ve Zavar'ı "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek"ten altışar yıl, "haberleşmenin gizliliğini ihlal"den de 1 yıl altışar ay olmak üzere 7 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırdı.

Ayrıca, sanıklardan eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel ile suç tarihinde Erdoğan'ın yakın koruma müdürlüğünü yapan Zeki Bulut ve eski TÜBİTAK BİLGEM Başkanı Palaz, Hurşit Gölbaşı, Ahmet Türer, Harun Yavuz, Seyit Saydam ve İbrahim Sarı'nın beraatine, Ali Özdoğan ve Enes Çiğci ile hakkında yakalama kararı bulunan Serhat Demir'in dosyasının ayrılmasına karar verildi.

Zavar: "Hiçbir örgütle ilgim, bağlantım yoktur"

Son sözleri sorulan sanıklardan Zavar, soruşturmayla aile birliğinin zarar gördüğünü ve işinden ihraç edildiğini söyledi.

Söz konusu ekibin içinde yer aldığını ama arama sırasında kimsenin yalnız kalamayacağını savunan Zavar, en az 3-4 kişinin bulunması gerektiğini söyledi.

Zavar, diğer sanıkların kendisi hakkında hiçbir suçlamada bulunmadığını ifade ederek, şunları dile getirdi:

"Bir hesap hareketinde adım geçti ama 3 yıl aradan sonra bu hesabın benimle alakası olmadığı ortaya çıktı. Ali Özdağ ile telefon trafiğimiz doğrudur, şube müdürü, şube müdürünü arar. Bu, gayet doğaldır. Emniyet istihbarat görevlisi olduğumuz için dosyaya eklendik ve suçlu ilan edildik. Hiçbir örgütle ilgim, bağlantım yoktur. Vatanıma bağlı biriyim ve vatan sevgimi kaybetmedim. Üzerimizde bir senaryo oynanıyor ve bu durumda en çok mağdur olan biziz."

Sanıklardan Mehmet Yüksel de görevini yaptığını, haksız zarar gördüğünü savunarak, "Eşimin işine son veridi. Teşkilatın bir yıl önce en yıldızı parlak ismiydim. 100'ün üzerinde takdir ve belgem var. Şu anda emekliyim. Uzun süre Ankara'da yaşadım. Şimdi kaldırımda selam veren yok, veren meslektaşlarım uzaktan selam veriyor. Zaten zararı göndüm" ifadesini kullandı.

'Mahkumiyet çıkan ilk dava olması açısından önemli'

Öte yandan AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, "böcek" davasında verilen kararın "paralel yapıyla ilgili mahkumiyet çıkan ilk dava" olması açısından önemli olduğunu, ancak "siyasi casusluk" suçundan daha ağır ceza verilmesi gerektiğini bildirdi.     

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı dönemindeki çalışma ofisi ve konutuna dinleme cihazı konulmasına ilişkin davada verilen kararı değerlendiren Özkaya, milletvekili olmadan önce avukat olarak konuyu takip ettiğini belirterek, davayı, "Cumhuriyet tarihinin, belki Osmanlı ve Selçuklu'da bile en önemli casusluk olaylarından biri" olarak tanımladı.