29 ay çalıştığı işyerinden 6 aylık vatani görevi için ayrılan gencin kendisini işe almayan işveren aleyhine açtığı davada 'işe iadesi' yönünde karar veren mahkeme kararını değerlendiren Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, askerlik dönüşü işe alınmanın yeni bir iş sözleşmesi olduğuna dikkat çekerek, askerlik sonrası işe alınmama halinde 'işe iade davası' açılamayacağına hükmetti.

Türkiye'nin önde gelen mühendislik şirketlerinin birinde 2010 Mart ayı ile 2012 yılı Temmuz ayları arasında tekniker olarak çalışan kişi, askere gitmek için Ağustos 2012'de kıdem tazminatını da alarak işten ayrıldı. Altı aylık vatani görevini tamamlayan kişi, işverene müracaat ederek işbaşı yapmak istedi. Ancak işveren, bu müracaata olumsuz cevap verdi. Bunun üzerine tekniker, Ankara 10. İş Mahkemesi'ne işe iade davası açtı. Mahkemede ifade veren davacı tekniker, altı aylık askerlik görevini 2013 Şubat ayında tamamladığını, işveren şirkete tekrar işe iadesini istediğini, boş kadro olmadığı için işe alamayacaklarını sözlü olarak belirttiklerini belirtti. Davalı işyerinde 2 yıl 5 aylık çalışması olduğunu ve davalı bünyesinde kadrolu yani belirsiz süreli çalıştığını anlatan tekniker, askerlik görevini tamamlandıktan sonra aynı şirketin işe iadesi istemini kabul etmemesi dolayısıyla mağdur duruma düştüğünü, işe iadesine karar verilmesini talep etti.

MAHKEME 'İŞE ALINMALI' DEDİ AMA...

Davalı şirket avukatı ise davacı ile şirket arasında 1 Kasım 2011'de belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını vurgulayarak, "Davacı muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmek üzere şirketten 31 Temmuz 2012 tarihinde istifa ederek ayrılmıştır. Davacının işe iade davası açma hakkı bulunmadığından iş bu davanın reddini talep ediyoruz." dedi. Taraf avukatlarını dinleyen Ankara 10. İş Mahkemesi, davacının askerlik dönüşü işe başlatılmamasının hukuka aykırı olduğunun tespitine karar vererek, teknikerin işe iadesi gerektiğine hükmetti. Kararı davalı şirket avukatı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, oy birliği ile mahkeme kararının bozulmasına karar verdi.

Yargıtay kararında, "Herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder." şeklindeki 4857 sayılı İş Kanunu'nun 31/4 maddesi hatırlatıldı.

DAVACININ İŞE ALINIP ALINMAMASI YENİ SÖZLEŞME GEREKTİRİR

9 Mart 2010 ile 31 Temmuz 2012 tarihleri arasında davalı işyerinde tekniker olarak çalışan davacı işçinin askerlik sebebi ile iş sözleşmesini kıdem tazminatını da almak suretiyle feshettiğinin hatırlatıldığı Yargıtay 22.Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi: "Davacının askerlik dönüşü işverence işe alınıp alınmaması yeni bir iş sözleşmesinin kurulması ile ilgilidir. Bu sebeple davacının işe iade isteğinde bulunması mümkün değildir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 31/4. maddesi, işverene askerlik sonrası işçiyi işe alma konusunda bir yükümlülük getirmiş ve başlatılmaması halinde cezai yaptırım olarak tazminat ödenmesini öngörmüştür. Mahkemece davacının talebinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 31/4 maddesi kapsamında askerlik dönüşü işe başlatılmama olarak değerlendirildiği buna göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile karar verildi."