Mahmut Özsoy / Doğruhaber
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından HÜDA PAR Genel Merkezi önünde yapılan basın açıklamasında, 6/8 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşlarını canice şehid eden ve geçtiğimiz günlerde de Diyarbakır'da Yeni İhya Der Başkanı Aytaç Baran'a kurulan hain pusuyla Şehid eden PKK ve açıklamalarından dolayı Selahattin Demirtaş'a gösterilen sert bir tepkiyle kınanarak telin edildi.
Platform adına açıklama yapan Serkan Codal. "Şehit Aytaç Baran'ın ailesi olmak üzere Hüda Par ve Yeni İhya Der camiasına baş sağlığı diliyoruz" dedi.
Basın açıklamasının devamında Codal şöyle dedi;
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 487. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.
Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da Yeni İhya Der Başkanı ve Hüda Par üyesi Aytaç Baran silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Şüphesiz bu cinayet işleniş şeklinden de anlaşılacağı üzere kişisel bir hesaplaşmanın çok ötesinde planlı bir şekilde ve profesyonelce işlenmiş bir cinayettir. Bu olay ülkemizde ve özellikle doğu ve güney doğu bölgesinde mütedeyyin kişi ve kurumlara yönelik gerçekleştirilen saldırılardan bağımsız olarak düşünülemez. Geçen yıl kurban bayramında ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken, Selehattin Demirtaş tarafından sokaklara çağrılan kitlelerce saldırıya uğrayıp işkence edilerek şehit edilen Yasin Börü ve üç arkadaşının maruz kaldığı şiddet bu saldırıların en alçakçası olarak tarihte ve hafızalarımızda yerini almıştır. Aynı zamanda şehit Yasin Börü'nün hocasıda olan Aytaç Baran'a yapılan saldırısı maalesef ne ilk ve nede son saldırı olacak gibi gözükmemektedir.
Suriye'de, ABD başta olmak üzere emperyalist devletlerin desteğini alarak Kürt, Arap, Türkmen ayrımı yapmaksızın kendisine muhalif olan kişileri evlerinden süren ve katliama tabi tutan PKK aynı şekilde arkasına aldığı destekle ve maalesef hükümetin çözüm sürecinde ortaya koymuş olduğu eksik ve yanlış politikalar sayesinde doğu ve güney doğu bölgelerinde özellikle mütedeyyin kişiler başta olmak üzere muhaliflerine fütursuzca saldırmaktadır. Nitekim çiçeği burnunda milletvekili Burcu Çelik Özkan seçim kutlamalarında sarf ettiği "Bu memleketten çekip gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşleri size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz." cümleleri ile nasıl bir zihin dünyasına sahip olduğunu topluma açık etmiş ve ardından HDP'nin klasik haline gelen yaklaşımı ile yanlış anlaşıldım cümleleri üzerinden olayı kapamaya çalışmıştır. Bizler; PKK'nın Müslüman Kürt halkına olan tahammülsüzlüğünün ve bölgede kaos çıkarma amacının dışa vurumu olan bu ve benzeri cinayetlerin ilerleyen günlerde artmasından endişe duyuyoruz.
Politik Kürtçülük yaparak seçimlerde Kürt halkı üzerinden devşirdiği oylar ve vesayetçi kemalist zihniyetin destekleri ile barajı aşıp meclise giren ve kendisini Kürtlerin sözde temsilcisi olarak nitelendiren HDP Müslüman Kürtlere yönelik işlenen bu cinayetler karşısında dostlar alışverişte görsün sadedinden açıklamalar yapmakta ve suçu her zaman olduğu gibi mağdur olanın üzerinden bir başkasına atmaktadır. Son olarak Selahattin Demirtaş'ın PKK'yı es geçerek yaptığı "Hizbullah silahlandırılıyor." açıklaması bu süreçte ne denli samimi olduğunu ortaya koyan en net cümledir.
Küresel efendileri adına bölgede kan akıtan taşeronlar bilmelidirler ki; ateş düştüğü yerde kalmaz. Bölgede zuhur edecek kaos ortamında örneklerini yakın coğrafyamızda gördüğümüz üzere hiç kimse emniyette olmayacak ve zulüm er yada geç kapısına dayanacaktır. İnanç Özgürlüğü Platformu olarak tarafları aklı selime davet ediyor ve sağduyu üzerinden hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Demokrasi, insan hakları, yaşam hakkı, halkların kardeşliği, adalet, eşitlik gibi söylemlerle batı bölgelerinde temaşa eden HDP yetkililerine sorumlu davranmalarını söylüyor ve iddialarını ispata çağırıyoruz. Aksi durumda işlenen bu cinayetlerin birinci dereceden failleri olmaktan kendilerini kurtaramayacaklardır.
Diğer yandan uzunca bir dönemdir yurdun dört bir yanında marksist-leninist örgütlerce Müslümanlara yönelik olarak gerçekleştirilen saldırılar karşısında ve son olarak Aytaç Baran'ın şehit edilmesi olayında devlet adeta ortalıkta görünmemiştir. Müslümanlara karşı yapılan bu tarz saldırıların bireysel anlamda yapılmış saldırılar olmadığı aksine organize bir şekilde koordine edildiği ve acil bir şekilde önlem alınması gerektiğini bu platformda pek çok kez dile getirdik. Maalesef bahsi geçen ve benzer nitelikteki saldırılara karşın; yaşam hürriyetini teminat altına alması gereken devlet mekanizmaları sürece ilgisiz kalmış ve cürmü işleyen failler meçhul bırakılmışlardır. Adeta ateşten bir çemberle çevrilmiş olan ülkemize bu ateşin sıçramasını isteyen içeride ve dışarıda pek çok kesimin olduğu bilinmekle beraber devlet mekanizmasının daha büyük olayların habercisi niteliğinde olan bu tarz olaylara sessiz kalması ve olayların üzerine yeterince gitmemesi bizler açısından oldukça düşündürücüdür. Büyük toplumsal olaylara sebebiyet verebilecek bu olayların önüne engel, yine bu ülkenin feraset sahibi Müslümanlarının ortaya koymuş oldukları itidalli yaklaşımları olmuştur. Ancak bu olayların önü alınmadığı takdirde saldırılara maruz kalan kesimlerinde doğru yada yanlış yöntemlerle kendilerini savunmaya çalışabilecekleri unutulmamalıdır. Buradan hükümet yetkilileri başta olmak üzere yetkili tüm kurumlara seslenerek diyoruz ki; gereken tedbirleri bir an evvel alın, toplumsal ayrışmayı körüklemeye yönelik olduğu aşikar olan bu olayların faillerini bir an evvel bulup gereken cezai müeyyideleri uygulayın. Devlet; ideolojisine ve siyasi kimliğine bakmaksızın her bir vatandaşının akıl, nesil, can, mal ve din emniyetini sağlamakla mükelleftir. Aksi durumda; varlık nedenini kaybeden devlet, gayr-ı meşru bir organizasyon olmanın ötesinde bir anlam ve değer taşımayacaktır.
Buradan başta şehit Aytaç Baran'ın ailesi olmak üzere Hüda Par ve Yeni İhya Der camiasına baş sağlığı diliyor ve Rabbimizden Aytaç Baran'ı şehit olarak kabul etmesini niyaz ediyoruz. Zalimler için yaşasın cehennem.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşma temennisiyle.