Rehber TV'nin özel yayını konuk olan Avukat Abdulgani Orhan, PKK`nın dindar Kürtlere yönelik gerçekleştirdiği cinayetlere sessiz kalan AK Parti hükümeti sert tepki gösterdi.

“Aytaç Baran son nefesini verdiğinde yanındaydım”

Evinin yakına kurulun pusu sonucu suikastla şehid edilen Aytaç Baran`ın eski komşusu olduğunu aktaran Orhan, saldırıdan kısa bir süre sonra olay yerine ulaştığını belirterek, “Tanınan bazı şahıslar artık Aytaç'ın geliş sokağında bekleyenlere denk gelmiş ve o denk geldiğinde zaten silahsız olan Aytaç'a altı tane kurşun sıkılmış. Kendim kalp masajı yapılırken de acilde yanına girdim, kurşunların vurulduğu yerleri de gördüm, son nefesini verdiğinde yanındaydım. Doktorun tüm müdahalelerine rağmen olmadı hayati noktalarından, göğüs bölgelerinden, öldürücü bölgelerinden yakın mesafeden ateş edilerek öldürülmüş, katledilmişti. Bu gerçektende bir katliamdı bunun artık üzerini kimsenin örtmemesi lazım bazı hakikatleri artık görmemiz lazım kısacası olay bu şekilde gerçekleşti.” dedi.

“Polis alakasız yerde inceleme yapıyordu”

Saldırı sonrasındaki gelişmelerle ilgili de önemli bilgiler veren Avukat Abdulgani Orhan, polisin alakasız yerde incelemelerde bulunduğuna şahit olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Şimdi olay sonrası gelişmeler var, açık söyleyeyim şehitliğe gittim. Polisler bir yerin etrafını çevirmişler olay yeri diye, olay yeri orası değildi. Ben gittim fotoğraf çekerken polisler geldi yerdeki kanları gördüler. ‘Avukat bey buradan uzaklaşın olay yerini inceleyeceğiz` diyince, ‘siz yanlış olay yerini inceliyordunuz. Keyfinize bakıyordunuz ben gelince mi olay yerini inceliyorsunuz.` diyerek tepki gösterdim. Polislerin tavrı bu.

“Silah seslerini bizzat kendim duydum”

İkincisi keleş sesleri geliyordu iki sokak ötede şehitlik üç yolu diye bahsedilen yer, özgür yurttaş derneğinin, PKK'nin daha doğrusu, HDP'nin seçim bürosunun bulunduğu yer oralardan silah sesleri geliyordu. Akabinde oradaki insanlara sordum ne oluyor orada polisle çatışmamı var, polislere de sordum polis dedi ‘biz buradayız bizim orada hiçbir elemanımız yok` e ne oluyor orada, bazıları 50 civarında bazıları da 70'i aşkın yüzleri maskeli elleri keleş olan YDG-H'nin flamalarını giymiş insanlar sokaklarda havaya yer yer ateş ederek slogan attıklarını, silah seslerini bizzat kendim duydum. Polise dedim gidin bunlar katildir bu yerdeki kanı akıtanlardır yani sizin göreviniz katileri yakalamaktır, gidin onlara müdahale edin dediğimde dediler biz buradayız ve bana dediler burayı terk etmek zorundasın terk et. Onlara tepki gösterince, orada olunca halktanda olayı duyanlar gelmeye başlayınca neticede Pazar yeri var Pazar yeri de kalabalık millet olay yerine ulaşınca polis halkı uzaklaştırmaya başladı, bize de burayı terk edin zorla böyle şey yapmaya başladılar bizde herhangi bir şey olmasın diye aracımıza bindik olay yerini terk ettik.”

“Polis Aytaç`ın talebesini tutukladı”

Polisin katilleri araştırmak yerine dindar insanları sorguladığını gözleriyle gördüğünü aktaran Orhan, “Birde gördüğün ikinci bir sahneyi söyleyeyim; Olay yerini tam terk ederken, baktım ki yüzü sakallı giyiminden camiye giden böyle dindar olan birkaç kişiyi polis durdurup üzerlerini arıyor hemen durdum dedim ‘siz ne yapıyorsunuz.` Dedi ‘bunların üzerini arıyorum` yahu bunlar bellidir dindar insanlardır, bunlar silahsız insanlar, bir dindar yeni elli metre ötede katledildi. Sen niye bunu arıyorsun. Bak şuradan geçenlere bak tiplerine, bunlar dağdan gelmiş gibi gözüküyor gidin bunları arayın onları niye aramıyorsunuz. Dedi ‘bunlar dindar gözüküyorlar sakallı olan Aytaç`a benziyorlar onun için arıyoruz.` Bakın polisin bu tavrı durum ortaya koyuyor. Kaldırımda geçen dağdan gelmiş gibi görünen insanları aramadılar ben bunun şahidiyim oradaki bir şahsın araca alıp kirli sakallı giyiminde bol giyiminli olan şahsıda araca alıp bindirdiler ben üzerimi aratmıyorum diyince bana, Kur`anı Kerim`i öğreten Aytaç öldürülmüş ben onun yanına gideceğim diye beni bırakın benim Aytaç'ım nerede öldürüldümüş oraya gideceğim dediği için bu polise mukavemet ediyor diye, ‘alın bunu içeriye` dediler ve polis aracına bindirdiler.” şeklinde çarpıcı bilgiler paylaştı.

“Polis dindar insanlara zorluk çıkarıyor”

Kolluk kuvvetlerinin yanlış tutumlarını hastanede de sürdürdüğünü aktaran Orhan, “Hastaneye geldik, hastanede ben Aytaç`ın yanına girdim. Çıktığımda baktım polisler ile tartışma var. ‘Polis bize zorluk çıkartıyor` dediler. Polisin tavrı çok önemlidir, bugün buradan silahsız, silahı ve şiddeti kabul etmeyen dindar insanlar, eli silah tutan silahtan vazgeçmemiş bunu deklare etmiş insanlar tarafından katlediliyor. Polis dindar insanlara zorluk çıkarıyor. Bu tavrın emniyetçe valilikçe değiştirilmesi lazım bunu görmek lazım. Dindarlardan da suç işleyene karşılığını yapın, suç işlemeyen dindarlardan artık herkes uzak dursun yani bunun net görülmesi lazım bunun yanında net bakın tekrarlıyorum.” dedi.

“Planlı programlı bir katliam yapıldı”

Son olarak kamuoyuna, Diyarbakır valisine ve hükümet yetkililerine çağrıda bulunan Orhan, şunları kaydetti: “Buradan da kamuoyuna, savcılığa, valiliğe, hükümete de net sesleniyorum; Bakın bu iyi görülsün bu katliamın sorumlusu AK Parti`dir. Net bir şekilde şu anda bakın ilgili yetkililere sesleniyorum; Elli ya da yetmiş ayrı yerden duydum eli keleşli insanlar şehitliktedir silah seslerini duydum polisler kendilerine ait mekânın dışına gitmiyorlar. Olay yerinde durmuşlar 200 metre bile olmayan ileride keleşler ile havaya ateş edip halkı tehdit eden YDG-H üyelerine hiçbir müdahalede bulunmuyorlar. Onlar katildirler, çünkü katiller orada polis kamerası var beklemişler saatlerce orada kalmışlar, Aytaç`ın öldürüldüğü yeri kamera net görüyor öldürenler belli kaçtıkları güzergâhta net bir şekilde belli. Katiller ortada bunların biran önce yakalanması lazım… Saldırının olduğu bölgede yedinin üzerinde sokak var, her sokağı ikişerli, üçerli gruplar halinde tutmuşlar. Aytaç bir başka sokaktan gelse, o sokaktakiler onu katledecekti. Planlı programlı bir katliam, suikast yapıldı… Bu saatten sonra sivil halkın kanı akarsa, bunun tek sorumlusu AK Parti`dir, Valiliktir, Diyarbakır Emniyeti`dir, oradaki görevli polislerdir.”

(Hürseda Haber)