Miraç kandilinde bile milletçe alkışlıyoruz diyerek milletçe dinini unutanlar, Seçim minibüsleriyle kasa kasa içki taşımaktan namaza vakit ayıramayanlar, sadece oy için vatan millet Sakarya edebiyatı yapanlar, kırk yılın bölücüsü iken Türkiyelilik söylemlerinde herkesten önde olanlar, söyleyecek sözü olmayınca 'onlar konuşur ben yaparım' diyenlerin bolca olduğu bir seçim dönemi yaşıyoruz. Bir önceki seçimden farklı olarak her köşede “Hırsız var!” yazılarını pek göremiyoruz.

Din fakiri Demirtaş`ın diyanet için söyledikleri doğru anlaşılmasa da, PKK`nın kıblesizliğini bilenler haklı tepkilerini gösteriyor.

CHP`nin hiç derdi kalmadı da HDP`nin barajı aşmasını can simidi olarak görüyor.

HDP'nin İslam ve Kur'an düşmanlığı zaman zaman boy gösterirken, Ak parti ise başkanlık uğruna Kur`an-ı kerimi şov aracı olarak kullanmayı meşru sayıyor. Sanırsın ki Ak parti Kur`an`ı kerime harfiyen uyuyor. Ak partili yöneticiler “Gelin Kürt meselesinde Kur`an-ı Kerim`i aramızda hakem kılalım” tekliflerine ise kulaklarını tıkıyor.

Müslümanın görevi, sistemi, insanı ve bugünü değiştirmektir. Oysa Ak parti sistem yerine kendini değiştirmeyi tercih ediyor.

Neden MHP`yi yazmadığımı soran arkadaşlarıma şimdilik “Bahçeli başkanlığındaki bu partinin kirli oyunlara alet olmayıp, sağduyulu çalışması, batı illerinde şu anki huzurunun en büyük teminatıdır.” demekle yetiniyorum.

Saadet partisinin, BBP ittifakı eski refahlı Kürtler tarafından tepkiyle karşılandığı göze çarpıyor.

İrili ufaklı partiler, Gülen cemaatinden bağımsız girenler seçimin kaderini değiştirecek türden değil.

Şimdilik Doğu ve Güneydoğuda bağımsız giren Hüda Par`ın adayları ise alacakları oylarla seçimin sonucu çok etkilemese de seçildikleri takdirde Türkiye siyasetine çok şey katacakları bekleniyor.

Her parti, ideolojisinin sınırlarını aşacak derecede değişim yaşarken, ulaşılmaz vaatlerle oy sayısını artırmaya çalışıyor.

Esasında bu son seçime üç konu damgasını vuruyor.

1 - Ak partinin başkanlık sevdası,

2 - bu sevdanın gerçekleşmesi önünde engel sanılan HDP`nin barajı aşması veya aşmazsa savaş telaşı

3 - gelecekte her ikisine tek alternatif olabilecek İslami referans kabul eden Hüda par`ın seçime bağımsız olarak katılması.

HDP TELAŞI

Türkiye`deki tüm sol grupların birleştirme çabasından doğan bir partidir HDP. Öcalan`ın sözde Türkiyelileşme ve Türkiye'yi sosyalistlerştirme hayalidir.

Abdullah Öcalan Perincek`le görüşmesinde “Bende Kürtlük aşkı yok. Türkiye`nin Aydınlanma hareketinin bir parçasıyız.” demişti. Bu gelenekten gelen HDP de Türkiye`nin komünist aydınlanma hareketinin bir parçası olmak için var gücüyle çalışıyor. Öyle ki bu aydınlanma sınırları aşıyor, Yunanlı komünistleri İzmir`deki mitingine getiriyor.

HDP seçim çalışmalarını tarihinin en büyük çabasıyla sürdürmeye çalışırken, vatandaşların pek çoğunu “HDP kazanmazsa ne olur” telaşı sarıyor.

Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip HDP`yi Topluma kazandırmak adına oy vermek isteyenler olduğu gibi Ak parti`nin lider sultacılığından ve tek adamcılığdan korkanlar da var.

Cem Yılmaz`ı aratmayacak cinsten stand up gösterileri düzenleyen Demirtaş, saray soytarısı gibi oy arttırmaktan başka bir fonksiyona sahip değil. Kendisi de bunun farkındadır. Yani Demirtaş`ın ipleri PKK`nin elindedir. Durum bu olduğuna göre HDP`yi PKK`sız incelemek doğru değil.

Yarın olur da Öcalan`ın emriyle Demirtaş başkanlıktan alınırsa inanın bir hafta sonra bu ülkede Demirtaş`ı konuşacak adam bulamazsınız. Fertlerin değeri Örgütlerin verdiği yetki ve sorumluluktan gelir. Bu tür örgütler verdiği yetkiyi alınca fertleri değersizleşir.

HDP, seçim çalışmaları yaparken; PKK, Kürt coğrafyasında silah yığınakları yapıyor. Doğu ve Güneydoğunun tüm illerinde PKK halka özerklik eğitimi veriyor, yönetimsel seminerler düzenliyor.

PKK`nın asayiş birlikleri, vergi ve haraç çeteleri, sağlık ekip ve hizmetleri, hukuki işler, ceza ve cezaevi yönetimleri… daha neler neler…

Anlayacağınız PKK; hayata ve yönetime dair tüm kesimlerini seferber ederek örgütlenmede tarihinin en pik noktasını yaşıyor.

PKK ayrıca HDP üzerinden seçim sürecinden karlı çıkmaya çalışıyor.

PKK, HDP üzerinden şirin görünmeye çalışırken, KCK, YDG-H ve benzeri oluşumlarıyla kendinden başka parti ve düşüncelere savaş açıyor.

Şirin esprileriyle göz doldurmaya ve Türkiye`nin batısından oy almaya çalışan HDPKK, Kürt coğrafyasında ise kin kusan faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Başka parti adaylarının posterlerini yırtıp kendi posterlerini asıyor. Yetmiyor çeşmelerden kan akan afişlerle halka tehdit içerikli mesajlar veriyor. Zorbalıklarında ileriye giderek bu ilçeye veya mahalleye “HPD dışında başka partinin girmesi tehlikeli ve yasaktır.” pankartlarını astırıyor.

Daha vahimi; ben bu yazıyı yazarken bölgeden HDP/PKK çetelerinin, Hüda Par üyelerini alçakça şehit ettiği haberleri geliyor.

Şimdi durum buyken; HPD Kazanırsa Türkiyeli mi olur? Ya da kazanmazsa ne olur?

HDP barajı aşarsa; biraz Türkiyeli olur, büyük yoğunluklu siyasetin yanında düşük yoğunluklu savaşını sürdürür. Doğu ve Güneydoğu`da dindarlara yönelik savaşı hiç durmaz. Yani PKK`ye güven olmaz, silahlar asla susmaz.

HDP barajı aşmazsa; Kürdistanlı olur, terörist olur, haraç çetelerini piyasaya salar, din ve dindarlara saldırı dozunu arttırır. Yani yüksek yoğunluklu savaş olur, düşük yoğunluklu siyaset olur.

Anlayacağınız kazansa da kazanmasa da HDP`den sosyalistlik, komünistlik çıkar, terörist çıkar, din düşmanlığı çıkar, ahlaksızlık çıkar, savaş ve kan çıkar.

HAYAL KIRIKLIĞI

Seçimden sonra HDP barajı aşsın da olaylar çıkmasın diye oy veren Türk ve Kürt seçmeni hayal kırıklığı yaşayacak. Çünkü Türkiye`de siyasetçiler Kürt meselesi çözümü noktasında bu kadar art niyetli ve beceriksiz olduğu sürece, PKK kirli savaşında taraftar bulmaya ve savaşı sürdürmeye devam edecek.

HDP barajı aşmasın diye yırtınan sözde milliyetçiler boşuna sevinmesin, HDP barajı aşamazsa büyük bir ihtimalle HÜDA PAR birkaç milletvekili çıkaracak. Hüda Par ise Müslüman Kürt halkının haklarını sonuna kadar savunacak.

Bülent Arınç`ın söylediklerinin aksine; dindar Kürtler tercihini HDP`den yana değil Hüda Par`lı bağımsız adaylardan yana kullanmalıdır. Unutmasınlar ki ortada bir hak vardır ve bu hakkı hakkıyla ancak Hüda Par adayları savunacak. Halkın hakkı hiçbir şekilde sahipsiz kalmayacak.

Dr. Ayhan Sevinç - Ege Siyaset