Hüseyin Kaya / Doğruhaber

7 Haziran seçimleri öncesi CHP`nin yeni bir vizyonla sahaya indiğini, ideolojik söylemden çok ekonomik alana vurgu yaptığını söyleyen nevzuhur uzmanlar “değişim”in başarı getireceğini iddia ediyorlar.

Benzer şeyleri HDP için de söylüyorlar.

HDP de “Türkiyelileşme” dediği yeni stratejisi ile Türk solundan, merkezden, sağdan ve muhafazakâr kimliğe sahip kişilerden aday göstererek çıktı seçmen karşısına. Tabii bu arada tümüyle batı projesi olan “eşcinselliği meşrulaştırma” çabaları kapsamında yaptıkları, sandığa artı ve eksi olarak nasıl yansır, bu da ortaya çıkacak.

Ayarlanmış olan “uzmanlar” HDP`nin Pkk desteğiyle uyguladığı baskı ve tehdit politikasının ne anlama geldiği hakkında herhangi bir şey söylemiyorlar.

Hepsi bir yana ilginç bir seçim süreci yaşanıyor. Daha seçim olmadan koalisyonların konuşulduğu başka bir dönem var mı, bilmiyorum. CHP ve MHP daha önce Ak Parti ile koalisyon kurmayacaklarını söylediler.

Son olarak HDP de aynı şeyi söyledi. Demirtaş, CHP ile koalisyonu ise düşünebileceklerini söyledi.

Kimse şaşırmadı değil mi? Ama öyle olmamalı, herkesin şaşırması gerekiyordu.

Öyle ya sırtını Kürt oylarına dayamış ve Kürt meselesinin tarafı olan parti, Kürt meselesinin sebebi olan partiyle koalisyon kurabileceğinden söz ediyordu.

CHP ve MHP`nin sürece nasıl baktıkları ortadayken onlarla koalisyon kurma fikri “çözüm sürecinin” bitmesi anlamına gelmiyor mu?

Hatta CHP, işi ağırdan alıp şartlar, kırmızıçizgiler bile öne sürdü. Yönetimden E. Altay şöyle bir açıklama yaptı: “Cumhuriyet Halk Partisi`nin kırmızıçizgisi bellidir. Ulusal bütünlüğümüz, devletin, laik niteliği ve hukuk devleti olma özelliği bizim kırmızıçizgimizdir.”

O zaman akla başka şeyler  geliyor.

Mesela bu bir “Kemalist ittifak” olabilir mi?

Yine kimse şaşırmıyor sanırım. Demek ki herkes CHP ile HDP`nin Kemalist çizgide buluşabileceğini kabul ediyor. Tabi böyle bir ittifak karşısında bir koltuğa hem fikirlerini hem de geçmişlerini satan “İslamcılar”ın işi zor olacak. Kemalist ittifakın İslamcı entelektüalizme yapacağı katkıyı yorumlamak kolay değil. Hatta “Aslında Bediüzzaman da Kemalizme değil, Kemal`in kendisine karşıydı” türünden açıklamalar yapmak zorunda kalmak çok efor harcamayı gerektirecektir.

Kemalist ittifakın daha farklı hedef ve sonuçları da olabilir. Mesela İmralı`daki tiran tasfiye edilip daha eli yüzü düzgün, daha sağmal, daha kullanışlı biri getirilebilir.

Aynı isim üzerinde Amerika, İngiltere, Almanya ve Paralel yapı ittifak ediyorsa o isme dikkat etmek gerekir.