DOĞRUHABER
BİR YAKINININ DİLİNDEN MUSA ÖNEN
Küçüklüğünden beri bizimle beraberdi. Dinine, inancına meyilliydi. O yüzden onu kendimle götürüp İmam Hatip okuluna kaydettim. Musa yaklaşık 1-2 yıl İmam Hatibi bırakıp Beyrut`a gitti. Orada bir süre kaldı ve sonra Adana`ya geldi. Evlendi çoluk çocuğu oldu. Çok zayıf ve cılız olduğu için ağır işleri yapamıyordu. O yüzden seyyar satıcılık yapıyordu. Kahvelerde oturan gençlerle konuşurdu, sosyal birisiydi. Düşüncesi ve inancından dolayı birçok kişi kin besledi ona. Duyduğumuza göre onu tehdit etmelerine rağmen aldırış etmiyordu hiç bir zaman. Bir gün, saldırıya uğradı. Silah sesleri ve tekbir sesleri birbirine karışıyordu. Musa Allah yolunda şehid oluyordu. Şehid olmadan önce bir keresinde Şehid Musa`nın bir rüyasını anlattığını hatırlıyorum. Bir kurşunun boğaz kısmıma isabet ettiğini gördüm, demişti. Ve hakikaten o yağmurda o şehadet anında kurşun boğazına isabet etmişti. Komşuları tekbir sesinin gök gürültüsü gibi sesli olduğunu söylüyorlardı. Biz gidip onu köye defnettik. Kabri şu an köydedir. Allah rahmet eylesin!
SELAMINI ALMASALAR DA O HERKESE SELAM VERİRDİ
12 yıl süren bir evliliğimiz oldu ardından onu şehit ettiler. Okul olarak sadece ilkokulu okumuştu. Ahlakı çok iyi bir insandı. Tabla üstünde elbise satarak geçimimizi sağlıyordu. 4 çocuğumuz vardı. Şehadetinden önce tüm oruç kazalarını tuttu. Şehit olduğu zaman dahi oruçluydu. Gece namazlarını kılardı. Şehidin, şehadetinden sonra çoğu defa rüyalar gördüm. Her hata yaptığımda rüyama gelir beni uyarırdı. Komşularla arasını çok iyi tutardı. Kimse ondan rahatsız değildi. Selamını almasalar dahi o onlardan selamını esirgemezdi. 27 yaşında şehit edildi. Onu tablasının başında katlettiler. Her şeye rağmen şükrediyoruz. Elhamdülillah ki bu yoldayız. Şehid Musa, şehid olmadan bir hafta önce rüyasında kanıyla şehadet yazdığını görmüştü. Bu rüyayı tanıdık bir seydaya anlatmıştı. Seyda da kendisinin şehid olacağını söylemişti. Kendisi aradan bir hafta geçmeden şehid olmuştu.
ŞEHİT EDİLDİGİ YERDE 42 BOŞ MERMİ KOVANI BULUNDU
Oğlu Abdurrahman: Babam şehit edildiğinde 6 yaşındaydım. Şehit olacağı sabahın gecesi beni yanına aldı ve sevdi. İşe gittiğinde bazen beni de götürürdü. O gün her zamankinden daha geç çıktık. Bir genç daha yanında geliyordu. Sabah beni, onu çağırmaya gönderdi. Gidip onu çağırıp dönene kadar babamı bulamadım. Bir ara silah sesleri duydum. Şehit edildiği yerde 42 tane boş kovan mermisi bulundu. Silah seslerini duyduğumda o yöne koştum ve babamı yerlerde kanlar içinde gördüm. Babamı fazla göremedim ama babamın arkadaşları bize baktı, ilmimizle ilgilendi. Allah onlardan razı olsun.
ŞEHİD M. EMİN ÜLKÜ
M. Emin Ülkü, 1972 yılında Silvan`ın Mala Aliké köyünde, bir mollanın çocuğu olarak doğdu. 6-7 yaşlarındayken Silvan`a taşınan şehid, babasından Arapça ve Kur`an dersleri alır. Okuldaki ağırbaşlılığı ve halim-selim tavırlarıyla Müslümanların dikkatini çeken şehid kendisine sunulan kurtuluş davetini, ortaokul 3. sınıftayken kabul ederek İslami hizmetlere başlar. İlme olan düşkünlüğü ve çok kitap okumasıyla, kazandığı güzel belagatıyla, düğün, cenaze gibi törenlerde vaazlar vererek birçok kişinin hidayetine vesile olur. İslami ilimleri öğrenmek için gittiği medreselerde, seydalar ve diğer fakihlerle ilgilenmesi onun davet gayretini sergilemekteydi. 11.6.1992`de M. Emin; akşam birkaç arkadaşıyla bir Müslümanın evine giderken, yolda, başka bir Müslümanın evine baskın yapma hazırlığında olan PKK`lilerle karşılaşırlar. Çıkan olayda karşı taraftan biri ölürken, M. Emin de şehid olur.