Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, KPSS'de usulsüzlük iddialarına ilişkin yürüttüğü ve "belli yapıya mensup kişilerin, kamu kurumlarına yerleşmek için sınavdan önce hileyle, haksız şekilde elde ettikleri soruları kullandıkları" yönünde delillere ulaştığını duyurduğu soruşturma kapsamında, şu ana kadar 204 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartıldı.
60 kişinin tutuklu olduğu soruşturmada, hakkında gözaltı kararı bulunan 28 kişiye ise henüz ulaşılamadı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Temmuz 2010'daki KPSS'de soruların sızdırıldığı iddiaları üzerine 2010'da başlatılan soruşturmada, ilk gözaltılar 15 aylık çalışmanın ardından 23 Mart 2015'te gerçekleştirildi. Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın talimatıyla 14 ildeki 52'si devlet memuru 82 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Bunlardan 7'sine ulaşılamazken, 75'i gözaltına alındı. Gözaltına alınanların 6'sı emniyetteki işlemlerinin, 7'si de savcılıktaki sorgularının ardından serbest bırakıldı, sevk edilenlerden 32'si tutuklandı, 30'u ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İkinci operasyon
Soruşturmada ikinci gözaltılar ise 20 Nisan 2015'te yapıldı. Savcılık, 29 ildeki 69'u devlet memuru 78 şüpheli hakkında gözaltı kararı aldı. Bunların 75'i yakalandı, 3'üne ise halen ulaşılamadı.
Gözaltına alınanların 25'i emniyetten, 2'si savcılıktan serbest kaldı. Savcılığın tutuklamaya sevk ettiği 48 kişiden 28'i tutuklanırken, diğerleri adli kontrolle serbest bırakıldı.
- Son gözaltılar
Soruşturmada son gözaltılar ise dün gerçekleştirildi. Savcılık, 19 ildeki 44 kişi hakkında gözaltı kararı aldı. Bunlardan 26'sı polis tarafından yakalandı. Küçük çocuk annesi bir şüpheli emniyette serbest bırakıldı.
Polis, halen 18 şüpheliyi ise arıyor. Bunlardan 2'sinin karı koca olduğu öğrenildi.
204 kişi hakkında gözaltı kararı, 28 firari
Soruşturmada şu ana kadar hakkında gözaltı kararı alınan kişi sayısı 204, yakalanamayan şüpheli sayısı ise 28 oldu.
Firari şüphelilerden bir kısmının yurtdışında bulunduğu tespit edildi.
Eski ÖSYM başkanları da şüpheli
Savcı Erkman, eski ÖSYM Başkanları Ünal Yarımağan ve Ali Demir'in de "şüpheli" sıfatıyla ifadelerine başvurdu.
"Sınav güvenliğini sağlamayarak görevi ihmal ettiği" iddiasıyla savcılıkça sorgulanan Yarımağan, tutuklama istemiyle sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Demir de daha önce soruşturmayı yürüten eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan'ın, kanuna aykırı olmasına rağmen "sınav kitapçıklarının imhası" yönündeki talimatını uygulayarak, delilleri yok ettiği ve böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla ifade verdi. Savcılığın adli kontrol talebi üzerine nöbetçi sulh ceza hakimliği, Demir'in yurtdışına çıkışını yasakladı. Ancak, avukatının itirazı üzerine Demir hakkındaki adli kontrol kısıtlaması kaldırıldı.
"Paralel Devlet Yapılanması"
Gözaltına alınan şüphelilere, emniyette, "Fethullah Gülen suç örgütüne üye misiniz? Fethullah Gülen örgütünden herhangi bir talimat aldınız mı? Evlere gittiniz mi?" sorularının yöneltildiği kamuoyuna yansıdı.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da ilk etaptaki gözaltıların ardından soruşturma dosyasına ön rapor göndermişti. Raporda, soruşturma şüphelilerinin çalıştığı 148 firma arasında çok yüksek meblağda mal ve hizmet ilişkisi ile bazı şüphelilerin, "Paralel Devlet" yapılanmasına bağlı yurtdışındaki 20 kuruluşa para transfer ettiklerinin belirlendiğine yer verildi.
Savcı Erkman'ın talebi üzerine, soruşturmanın şüphelilerinden Berat Koşucu ve Mehmet Hanefi Sözen hakkında Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince yakalama kararı çıkarıldı.
Sözen'in Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinin kurucularından olduğu bildiriliyor ve sınav sorularının, bu dernek üzerinden dağıtıldığı iddia ediliyor.
Şüpheliler arasındaki telefon trafiğini gösteren HTS analiz raporu ve şemasında da Sözen'in "örgüt lideri konumunda" olduğu savunuluyor.
Diğer şüpheli Koşucu ise Isparta Yalvaç'ta ikamet eden Baki Saçı'ya soruları elektronik postayla iletmekle suçlanıyor.
Başsavcılık "devlet kurumlarına sızma faaliyetine" işaret etti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmadaki ilk gözaltıların ardından bir açıklama yapmıştı. Açıklamada, soruşturmanın "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç delillerini yok etme, görevi kötüye kullanma, yasaklanan bilgileri açıklama ve temin etme" suçlamalarından yürütüldüğü belirtilmişti.
Açıklamada, şu bilgilere yer verilmişti:
"Bu soruşturmada, Cumhuriyetimizin büyük tehdit altında olduğu, belli yapıya mensup kişilerin talimat ve telkinlerle devlet kurumlarına yerleşme ve sızma faaliyetine giriştikleri, örgütlü yapı kurarak birlikte hareket edip, bu amaç doğrultusunda kamu kurumlarına yerleşmek için sınavdan önce hileyle, haksız şekilde elde ettikleri soruları kullandıkları, atamalarda öncelik sağladıkları ve aileleri göz önüne alındığında milyonlarca kişinin hakkının yendiği yönünde delillere ulaşılmıştır.
Bu kapsamda yapılan soruşturmada 10 Temmuz 2010'da ÖSYM tarafından eğitim bilimleri (120 soru), genel yetenek (60 soru), genel kültür (60 soru) alanlarında yapılan KPSS'de, soruların sınavdan önce ele geçirildiği ve dağıtıldığı yönünde önemli delillere ulaşılmıştır."
Açıklamada, KPSS tarihinde daha önce eğitim bilimleri alanında 120 sorunun tamamı ve 119'unu doğru cevaplayan aday bulunmadığına işaret edilmiş ve 2010'daki sınavda 350 kişinin 120 sorunun tamamını doğru cevapladığının görüldüğü vurgulanmıştı.
"Yüzbinlerce aday haksızlığa uğratıldı"
Bu 350 kişinin, 70'inin karı koca, 23'ünün akraba, 52'sinin ise aynı adres, apartman, site veya sokakta ikamet ettiğinin anlaşıldığı belirtilen başsavcılık açıklamasında, şunlar kaydedilmişti:
"Mali Suçları Araştırma Kurulundan (MASAK) alınan rapor, SGK, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile Kredi Yurtlar ve Kurumu Genel Müdürlüğünden alınan bilgi doğrultusunda, ilk etapta gözaltı kararı verilen 82 şüpheli ile toplamda bin 435 şüphelinin kamuoyunca bilinen belirli bir yapıyla mali, sosyal ve ekonomik bağlarının olduğu tespit edilmiştir."
Açıklamada, raporlar ve kurumlardan alınan bilgi, şüphelilerin ikrarı, müştekilerin beyanı ve toplanan delillere göre, zanlıların kamuoyunda bilinen yapıyla doğrudan bağlantılı oldukları, soruları sınavdan önce örgütlü şekilde ele geçirip dağıttıkları, diğer adaylara göre öncelik sağlayarak, haksız ve hileli şekilde kamu kurumlarına atandıkları ve yüz binlerce adayın haksızlığa uğratıldığının anlaşıldığı ifade edilmişti.
Savcıyı tehdit
Bu arada, soruşturmada ilk gözaltıların gerçekleştirildiği gün, Savcı Erkman'ın telefonla tehdit edildiği belirtildi. Buna ilişkin gözaltına alınan 2 şüpheli, tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerden Etimesgut'taki devlet okulunda öğretmenlik yapan Nuri Ö, savcının itirazı üzerine tutuklanmıştı.