Bahar ayının sıcaklığını iyice hisettirdiği bu günlerde okullarda bahar şenlikleri yapılmaya başlandı .bu şenliklerde gençliğin ne duruma geldiği bariz bir şekilde gözler önüne seriliyor.İşte bu bahar şenliklerinden birindeyiz.Basın olarak davet edildik.Kozluk Çok Programlı lisede yapılan bahar şenlikle¬rinde yaşadığımız ilginç bir olay paylaşmak istedim.
Bütün davetlileri öğretmenleri ve öğrencileri hayret ettiren ve sonunda alkış tufanına sebep olan olay şu şekilde gelişti; Etkinlik çer¬çevesinde halat çekme yarışmaları yapıldı. Yarışma bittikten sonra program sunucusu bir anonsta bulundu Kozluk ilçe müftümüz sayın Zeynel Abidin ÇINAR halat çekme yarışmasında birinci gelen gruba tek başına meydan okuyor! İzle¬yicilerin şaşkın bakışları arasında Müftü Bey meydana çıktı ve olayı doğruladı.
-Tek başıma birinci gelen gruba meydan okuyorum hatta daha da fazla olabilir dedi. Halatlar geti¬rildi. Müftü beye rakip meydana 5 kişilik grup çıktı.. Müftü bey takkesini giydi çeşitli dualar oku¬du sonra seyircilere dönerek «ben Müftüyüm bir din Âlimiyim. Bir sürü dua biliyorum ve okudum. Takkemi de giydim. Abdestim de var bugün hem de oruçluyum elhamdülillah. Şimdi size soru¬yorum içinizdeki Gafilleri tespit etmek için benim kazanacağıma inananlar el kaldırsın» izleyicilerin bir kısmı el kaldırdı sonra rakiplerimin kazanacağına inananlar el kaldırsın dedi. izleyici¬lerden başka bir grup el kaldırdı ardından yarışma başladı. Herkesin şaşkın bakışları arasında rakip¬ler ipi çekmeye başladı. Fakat daha ilk 10 saniye dolmadan 5 kişilik grup halatla hiç zorlanmadan müftü beyi çekerek yarışı kazandılar.. Müftü bey bunun üzerine tekrar seyircilere dönerek şöyle bir soru sordu. müftüyüm abdestliyim takkem var dua da ettim hem de oruçluyum. Peki, niçin kazanamadım ve kaybet¬tim? Sahneye görüşlerini ve cevaplarını almak için bir kız öğrenci bir de erkek öğrenci davet ederek onlara cevap hakkı verdi. Öğrencilerden birisi hocam iman her yerde geçmez dedi. Diğer öğrenci ise, hocam siz merhamet ettiğiniz için onları kazandırdınız dedi. Bunun üzerine müftü bey şöyle cevap verdi. ‘`Ben mahsus kazandırmadım. Elimden geleni yaptım fakat gücüm yetmedi. Bu hususta bir hile yok iman meselesine gelince iman her yerde geçerlidir. Fakat şunu bilmek lazım burada iman nedir? Allah adildir adaletsizliğe izin vermez ve kendisi hususunda da adaletsiz olması düşünülemez. Şimdi burada hazırlık yapmış antrenman yapmış gençlikleri olan güçleri ve gayretleri ve sayıları daha fazla olan bu yarışmacıları hiçbir hazırlığı olmayan bir kişiye karşı kaybettirmez. Bu kim olursa olsun fark etmez . Gerekli dona¬nımı olmayan hazırlık yapmamış kimseye de abdestli oruçlu dualı diye torpil geçmez. Allah adildir buradaki iman budur şimdi Allah gerekli ilmi hazırlığını yapmış maddeyi çözmüş kimya fizik ma¬tematik alanında her türlü gayreti yapıp çalışan İngilize Amerikalı ya kazandırır bu kişinin adı dini ne olursa olsun fark etmez. Fakat Müslüman topraklarında Müslüman bir ana ve babadan doğmuş tembel çalışmayan kişi¬lere kaybettirir. işte bizim islam dünyasının son 200 yıllık tarihi¬miz budur yeni ilmi buluşlardan uzağız Allah`ın yarattığı Doğayı havayı, maddeyi ve canlıyı araş¬tırmıyoruz, tembellik yapıyoruz. Çalışmıyoruz. Bir de utanmadan Allah`tan başarı istiyoruz ve bütün Müslümanları bu sebepten dolayı geri kalmışlıkla suçluyoruz. Bugün bir çok yerde Müslümanların memleketleri işgal altında olma¬sının ardındaki sebep ve suçun büyüğü Müslümanların tembelli¬ğinin sonucudur. Müslümanların güçlü olduğu zamanlarda ibni sina farabi Erzurumlu İbrahim hakkı ali kuşçu hazerfan Ahmet çelebi gibi ilim adamları yetiştirdiler. Tıpta matematikte Astronomide hukuk¬ta ve sair bütün ilimlerde dünyaya Müslümanlar öncü ve örnek oldu. Allah gerekli şartları yerine geti¬renlere her zaman yardım eder tarlasını süren tohumunu eken gübresini veren ilacını zamanında kullanan bitkinin suyunu güzelce veren çiftçiye yardım eder. Onun Allah`a dua etme hakkı ve yüzü vardır. İslam`da buna tevekkül denir. Fakat bunu yapmayan çiftçi her gün Kuran`ı hatmetse de Allah ona yardım etmez. Çünkü yaptığı hareket Allah`ın son peygamberi hazreti Muhammed (S.A.V) ile gönderdiği son kutsal kitap kuran` ı kerim›e de aykırıdır. Zira kuranda necm suresi 39 uncu ayette, “ Ve insan için, çalışmasın-dan başka bir şey yoktur “ bu¬yurur, tekrar Müslümanlar güçlü olmak istiyorsa siz gençlerin derslerine çok çalış¬ması gayret etmesi lazım gerekli donanıma modern dünyada güçlü olmak için lazım olan ne ise, bunlara sahip olarak ahlaklı bir şekilde gay¬retli bir şe¬kilde çalışıp ondan sonra Allah`tan yardım iste¬me hakkımız olur işte çalışmanın sırrı budur kazanmanın sırrı budur size başarılar diliyorum.`` Dedi. Müftü beyin her kelimesi dikkatle ve hikmetle dinlendi.Aslında Ç.P.L öğrencileri belkide bu değişik ders ile ilk kez karşılaşıyorlardı. Bir çoğu Müftü beyin işin içinden nasıl çıkacağını merak ediyordu. Bazıları ise bunun gafil gönüllere bir mesaj olduğunu anlamıştı. Ve Konuşmanın ardından alkış tufanı patladı.. Rabbine, dinine, inancına ve kendi tarihine yabancılaşan bu genç neslin geldiği nokta içler acısı değimliydi. Hem dünya hem de ahretin kurtuluş reçetesi olan Allah`ın kitabına sırt çevrilmesi, ,internet,tv dizileri,facebook ve twıtter`ı kendilerine rehber kılavuz ve yol gösterici olarak tercih et¬meleri, elbette onları değerlerine düşman kılacaktı, çünkü nefis ha¬ram şeylerden hoşlanıyordu. Çün¬kü Nefis onun rahatını bozacak ağzının tadını kaçıracak, dünya zevklerinden mahrum bırakacak, bir imana, islama düşmandı. Onu her şeyin önünde engel ve geri kalmışlığın tek müsebbibi olarak görüyordu. Müftü beyin Mesajı istediği yere çok güzel bir şekilde uaşlmıştı.
ÇETİN DOYAR / doğruhaber