MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER

Mısır`daki firavun bozuntusu darbeci Sisi`ye bağlı mahkemelerin, meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Dünya Âlimler Birliği Başkanı Karadavi`nin de aralarında bulunduğu 106 kişi hakkında verdiği idam kararı büyük tepkilere neden oldu. Türkiye dışında, İslam ülkeleri liderlerinin suskun kaldığı karara ABD, AB ve BM gibi şer odaklar ise yaptıkları göstermelik açıklamalarla sadece ‘derin endişe duyduklarını` ifade etti. Türkiye`nin onlarca ilinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde bir araya gelen Müslümanlar, idam kararlarını veren Sisi rejimini lanetleyerek sert tepki gösterdiler. Türkiye`nin önde gelen âlim, yazar, fikir adamı ve kanaat önderleri de, ortak bir bildiri yayımlayarak, idam kararını lânetledi. İlmi çalışmalarla faaliyetlerini sürdüren ve adından sıkça söz ettiren İTTİHAD ise (Alimler Medreseler Birliği) yayınladığı basın açıklamasında, darbe rejiminin idam kararını lanetleyerek kararın arkasında Amerika, israil ve batı emperyalizmi ile Ortadoğu`daki kukla rejimlerinin olduğunu belirtti.  İTTİHAD, idam kararının sadece Mursi ve arkadaşlarına değil tüm dünya Müslümanlarına ve İslami hareketlere bir gözdağı olduğunun da altını çizdi.

İdam kararlarını gazetemize değerlendiren Mısır İhvan milletvekili Adil Raşid, Mısır Cemaati İslami Türkiye Temsilcisi İslam el Ğamri, Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir ve Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin, önemli açıklamalarda bulundu.

İhvan milletvekili Adil Raşid, idam kararı veren mahkemenin belli kişilerin emrinde hareket eden bir tiyatrodan ibaret olduğunu belirterek kararı tanımadıklarını ve bunun meşru yönetimi geri getirmeye engel olamayacağını dile getirdi. Cemaati İslami temsilcisi İslam el Ğamri, Mursi`nin idam edilmesi halinde artık kimsenin Mısır gençlerini tutamayacağını ifade ederek bunun sorumlusunun da darbeciler olacağını belirtti. Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir ise Mısır darbe yönetiminin, bu kararı kendi başına almadığını söyleyerek bölgesel dizayn peşindeki asıl darbe destekçileri ve finansörlerinin yapmış oldukları planı uyguladığını dile getirdi. Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin de, idam kararının kabul edilemez olduğunu belirterek Sisi yönetiminin gayri meşru olduğunu, Amerika, İsrail ve Batı dünyasının çıkar ve politikalarını devam ettirmek için darbeyle işbaşına getirilmiş bir kukla olduğunu ifade etti. İşte; idam kararına ilişkin gazetemize yapılan önemli değerlendirmeler…

İhvan Milletvekili Adil Raşid:

MAHKEME DEĞİL TİYATRO; KARARI TANIMIYORUZ

“Evvela şunu belirtmek isterim ki bu bir mahkeme değil bu tamamen siyasi bir organdır. O bakımdan bunları mahkeme olarak görmüyoruz. Bunlar tamamen belli kişilerin emrinde ve ona göre hareket ediyorlar ve tamamen bir tiyatrodan ibaret. Bu kararların Mısır`da meşru yönetimi halk iradesini geri getirmeye engel olamayacaktır. Elbette özgürlüğün bir bedeli vardır. Nitekim daha önce de Sayın Cumhurbaşkanı Mursi kanını meşruiyet için halkın iradesi için akıtmaktan çekinmeyeceğini açıklamıştı. Bu, onların tamamen bir çıkmazda olduklarının da göstergesidir. Ama bu kararlar kesinlikle bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Mısır halkı, meşru olan yönetimi haklarını geri getirmek için yoluna devam edecektir. Bu arada dünyadaki cılız ve utanç verici tepkileri de sizin aracılığınızla kınıyorum. Düşünün ki kocaman Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ‘bundan üzüntü duyuyoruz` diyor. Başkası ‘kaygı duyuyoruz`, başkası ‘esefle karşılıyoruz` diyor. Yani herkes üzülüyor ama bunun dışında bir şey yapan yok. Sadece Türkiye halkının ve yönetiminin ortaya koyduğu tavır net, açık ve insanın gönlünü serinletiyor, su serpiyor. Bunun dışında bir şey göremedik. Ama bu zulümlerin hiçbirisi Mısır halkının azmini kıramayacaktır.”

Mısır Cemaati İslami Türkiye Temsilcisi İslam El Ğamri:

ARTIK KİMSE MISIR GENÇLERİNİ TUTAMAZ; SORUMLUSU DA DARBECİLERDİR

“Bu kararlar bir mahkeme kararı değil. Bunlar tamamen siyasi kararlardır. Ama ben farklı bir boyuta dikkat çekmek istiyorum. O da şudur; aslında bu kararlar Sisi`nin bir çaresizliğini ifade ediyor. Çünkü kendisinin darbeci olduğunu ispat eden bir durumdur. Yani kendisinin Cumhurbaşkanı Mursi`nin cezaevinde de olsa yaşıyor olması onun darbeciliğini bir nevi tescil ediyor. Ama öte taraftan Mursi`yi şehid etmesi de onun darbeci olduğunun emarelerini ortadan kaldırmaya yetmez. Her halükarda Sisi darbecidir. Bunun hırçınlığını ve kinini yaşıyor. Dünyada meşruiyet sorunu yaşıyor. Hatta bizim aldığımız duyumlara göre bölge ülkeleri dâhil birçok batılı mahfillerde Sisi`nin değiştirilmesi konusunun gündeme geldiği söyleniyor. Örneğin bunun yerine Muhammed el Baradey`in gelebileceği söylentileri var. Tabi bu, Mısır`da devrimi destekleyen koalisyonun görüşü değildir. Ama en azından onlar da Sisi`yle bu işin devam etmeyeceğini, kullanma süresinin bitmekte olduğunu görüyorlar. Yani Baraday`i ya da başka birini alternatif olarak dillendirmeye başladılar. Tabi bu da Sisi`yi hırçınlaştırıyor. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki; temenni etmiyoruz, ama eğer Mursi idam edilirse kimse artık Mısır gençlerini tutamaz. Çünkü demokrasiden, normal meşru yollardan umudunu kesen bir gençliğin ne yapacağının hiçbir garantisi yoktur ve kimse bunun da kefili değildir. Bunun sorumlusu tamamen darbecilerdir. Şu anda Mısır`da milyonlarca genç hazır bekliyor. Eğer devrimden umutları kesilirse onların ne yapacağı hiç belli olmaz. Ve kesinlikle bu gençler büyük bir cesaret ve kararlılıkla ölüme atılmayı bekliyorlar. Onun için böyle bir durum kesinlikle Mısır`da mevcut olan stratejinin ister istemez değişmesine yol açacaktır. Artık idam edilen meşru bir cumhurbaşkanından sonra kimse normal yollarla hak arama durumuna girmez. Bunun bilinmesi gerekir.”

Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir:

BU KARAR ŞER ODAKLARIN; MESAJ İSE TÜM İSLAM ALEMİNEDİR

“Mısır darbe yönetiminin, bu kararı kendi başına almadığını düşünüyorum. Yani bölgesel bir dizayn peşindeki asıl darbe destekçilerinin, finansörlerinin yapmış oldukları planı uyguladıklarını düşünüyorum. Çünkü kararlara baktığımızda Mursi, Karadavi, Filistinli şehitler, Filistinli esirler… Mahkemenin kazara o şehitleri idam listesine koyacak bir durumu yok. Koskoca devlet ve netice itibariyle bir darbe rejimi. Herkes biliyor ki o adam şehit ama bilerek yazıyorlar. Bu anlamda miraç sabahında bu kararların bu şekilde alınmasının Sisi`yi aşan ve tüm bölgedeki İslam ülkeleri ve özellikle Türkiye hükümeti ve Erdoğan`a yönelik de bir tehdit olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunlar âlemi İslam`ın bir araya gelmesi için çalışan insanlar. Ve bunlar, seçilmiş hükümetleri düşürmek, bölge halkının şevkini ve moralini bozmak için çabalıyorlar. İkincisi, bu kararların uygulanıp uygulanmayacağı tartışmaları var. Yani uygulanması sürpriz olmaz.

Çünkü darbecilerin hedefi ihvan ve ihvan çizgisindeki tüm yapıları bitirmek, çalışamayacak dereceye getirmekse bunun için yapamayacakları icraat yok. Bu sonuç Mısır`ı kaosa sürüklese de Suriye gibi yüzbinlerce insan ölecek olsa da bu maliyeti göze alabilirler, nitekim de alıyorlar. Nitekim Sina`daki eylemler, bu kararlardan sonra muhtemeldir ki yavaş yavaş Mısır`ın merkezine doğru gelebilir. Çünkü darbe yönetimi başka alternatif bırakmıyor.”

MISIR EN KARANLIK DÖNEMİNİ YAŞIYOR

“Bu anlamda Mısır en karanlık dönemini yaşıyor. Mısır için Öte yandan şöyle bir projeden de bahsediliyor; Batı eğer ki Sisi`nin yükünü kaldıramayacak duruma gelirse Mısır tarihinde benzerlerinden de bildiğimiz gibi Sisi`yi devreden çıkarıp yine kendi istedikleri bir başka aktörü getirebilirler. Hatta şöyle bir senaryo da konuşuluyor; Sisi`ye suikast yapılıp sahneden çekerek bunu da İhvan`a yıkıp yeni bir düzen kurabilir şer odakları. Çünkü onlar için tek önemli olan şey bölgesel statükoyu korumaktır. 

ABD ve AB`nin cılız bir tonla kararlara gösterdikleri tepkiyle aslında idam kararların zımnen arkasında olduklarının işaretidir. Diğer yandan Suudi Arabistan ve diğer İslam ülkelerinin alnında darbe sürecinin kara lekesi var. Bu idam kararları sonrası sergileyecekleri tavır onlar için bir geri dönüş fırsatı. O kara leke alınlarından silinmez ama yeni bir tavır sergilerler de Türkiye`nin sergilemiş olduğu tavrı sergilerlerse bölgenin istikbalini kurtarırlar. Yoksa bu kararlara sessiz kalarak ya da destek çıkmaları adım adım tehlikeyi kendilerine de çekmek olacaktır.”

Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin:

AMERİKA VE İSRAİLİN KUKLASI SİSİ GAYRİMEŞRUDUR; İDAM KARARI KABUL EDİLEMEZ

“Mısır`ın meşru ve halkın iradesiyle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi`ye askeri diktatör Sisi`nin mahkemelerince verilen idam kararı kabul edilemez. Bu karar ümmet ve insanlık vicdanında, Mısır halkı nezdinde ve bizce yok hükmündedir. Bu kararı veren mahkeme ve Sisi yönetimi gayri meşru bir yönetimdir, gayrimeşru bir yönetimin ve mahkemelerinin verdiği kararlar da yok hükmündedir. Sisi, halkın iradesine rağmen, Amerika, İsrail ve Batı dünyasının çıkar ve politikalarını devam ettirmek için darbeyle işbaşına getirilmiş bir kukladır. Verilen bu kararlar da batının çıkarlarına hizmet ve emirlerini yerine getirmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Binlerce idam kararı verilse ve bu kararlar pratikte uygulansa bile Sisi yönetimi halkın gözünde kesinlikle meşruiyyet kazanamayacaktır.

Bizi esas üzen ve derinden yaralayan; ümmetin üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmemesi,  bu yiğit kardeşlerine hakkıyla sahip çıkamamalarıdır. Sisi ve arkasındaki güçlere cesaret veren ve pervasızlaştıran da ümmetin bölük pörçük hali ve bu sessizliğidir. İnşallah bu mazlumiyet ve mağduriyetler ümmetin uyanışına, birliğine vesile olur. Sisi ve zalimler sanmasınlar ki bu yaptıkları yanlarına kar kalacaktır. Ümmetin yiğit evlatları, Mısır`ın Yusuf ve Halitleri elbette bunun hesabını soracaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

Hasbunallah Ve ni`me`l-vekil

Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el Karadavi`nin de aralarında bulunduğu 106 kişi hakkında Mısır Mahkemesi tarafından verilen idam kararı, görüşü alınmak üzere Mısır Müftüsüne gönderildi. Terörist israil tarafından geçtiğimiz yıl katledilen HAMAS üyelerine dahi idam cezası verilen davanın son duruşmasında Mursi`nin mahkemede yaptığı konuşması basına sızdı İşte o savunma:

‘ALLAH BİZE YETER, O NE GÜZEL VEKİLDİR`

“Onlar, Allah`tan gelen nimet ve keremin; Allah`ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara büyük ecir vardır. Bir kısım insanlar, müminlere: ‘Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!` dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve ‘Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!` dediler. Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah`ın nimet ve keremiyle geri geldiler. Böylece Allah`ın rızasına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir. İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.” (Al-i İmran Suresi 171 - 175.Ayetler)

‘DÜNYAYA BARIŞ MESAJIYLA GELDİK`

İşte bu, Allah`tan başkasından korkmamamız, Allah`ın hepimize çağrısıdır. Allah`ın, asla yolumuzdan geri dönmememiz, O`na sarılmamız ve sığınmamız üzerine yaptığı bu çağrı hepimizedir. Bu çağrı, her zaman ‘Allah bize yeter. O ne güzel vekildir` deme çağrısıdır. Bu bize yeter. Allah, kuluna baktığı zaman kulunda emirlerine, sünnete ve ipine sımsıkı sarılmış bir hal ve davetçi bir şahsiyet görmek ister, bu Allah`ın hoşuna gider; bu nedenle Allah`ın ipine sımsıkı sarılın ve dağılmayın. Biz dünyaya barış ve selamet mesajıyla geldik. Biz savaş ya da düşmanlık değil ancak insanların hayrını istiyoruz ve bu hayır inşaallah gerçekleşecek.”