İslam gençliği; tarihin umut ışığı, özgürlük savaşçısı. Cehalete karşı adalet devrimini arzulayan realite.
Bir tek ideal tanıyıp, bütün beşeri ve ütopik ideallare-ideolojilere başkaldıran felsefe.
İzzetin ve onurun koruyucusu sorumlu model.
İbrahim'in tevhidi mücadelesinin modern yüzü. Yusuf"un zindanını, iffetini, mücadelesinin temsili. İffetsizliği zindana tercih eden ve zindanları medreseye çeviren büyük ruh.
İsanın özgürlük nefesi. Dünyasız gönlü. Ve Hayat veren şeylere çağıran devrimler için ölümü arzulayan toplum.
Evet bir gençlik ki. Üstadın diliyle bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "zaman bendedir ve mekân bana emanettir! " şuurunda bir gençlik...
Evet idealizm ve dinamizmiyle gençlik, var olan dünya politik değeri açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu sebeptendir ki bütün siyasal ideolojiler-siyasal hareketler gençler üzerinde durmakta ve gelecek stratejilerini bu değer üzerinde planlamaktadırlar.
Siyasal ideolojiler, bu noktada gençliği egoist ve narsist kılmakta. Menfaati ve bencilliği önceleyen bu düşünüş tarzları gençliği adeta canavarlaştırmakta, gençliğin ruhunu ve asıl kimliğini unuturmuş bir sorunsala sürmektedir.
Sosyalizm, gençliği devrimci söylemler ile marjinalleştirmiş ve illegaliteleştirmiştir. Bu konuda Lenin`in görüşlerini en genel biçimiyle "Nereden Başlamalı?" (Mayıs 1901) başlıklı makalede şöyle formüle etmişti. "İlkesel olarak terörü hiç bir zaman reddetmedik ve reddedemeyiz. Terör, çarpışmanın belli bir anında, askeri güçlerin içinde bulunduğu belli bir durumda ve belirli koşullar altında kesinlikle işe yarar ve hatta zorunlu savaş yöntemlerinden biridir. Liberalizm, gençliği bireyselci, ideolojik ve materyalist bir şekle getirdi.
Sorumsuz ve savruk, maddiyatı ilahlaştıran bir gençlik türetti. Liberalizm akılcılıkla birlikte laisizmi, laisizm ise ruhtan ve inançtan kopukluğu getirdi. Öyle ki Müslüman anne ve babaların evlatları, batıl ideolojilere inanmış ve islamın ölümsüz mesajlarını hurafe olarak görebilmiş durumdadır.
Milliyetçilik ise, gençliği duygusal ve reaksiyonel bir duruma sürükledi. Ümmet bilincini köreltti ve binlerce yıllık kadim bir geleneği paylaşan iki kardeşi bir birlerinin kanına susattı. Aslında bu Şeytanın ilk ideolojik durumuydu. O ki Ateş ve toprağın ya da iki milletin ilk ayrımını yapıp sonsuz otoriteye başkaldırmıştı.
Bu anlamda milliyetçilik şeytanın kadim bir siyasal geleneğiydi. İşte bu nokta da gençliği ölümsüz bir mesaja davet etmekteyiz. Bütün hayalî, yalan ve batıl düşünsel tarzlardan, Ruhun ve inancın özgürlüğüne çağırmaktayız.
Özgürlüğün mücadelesini ve felsefesini muhafaza eden siyasal gücün islam gençliği olduğunu söylemekteyiz. Sosyalizm bir ütopyaydı, hiçbir zaman kurtuluş hareketi olamadı. Bilakis sosyalizm İslam coğrafyalarının kontra hareketiydi. Şimdi ise entelektüel bir grubun ütopik kurtuluş gemisi. Diriltilmeye çalışılsa da tarihin kirli sayfalarında yerini aldı. Kapitalizm ve ahlak yoksunu evladı Büyük şeytan Amerika ise tarihin çöplüğüne girecek durumda. Derin bir kriz yaşıyor. Ekonomisiyle, gençliğiyle, politikasıyla sanatı ve edebiyatıyla. İslami Direniş Cephesiyle girdiği savaşı da kaybetti. Ve dünyada en nefret edilen bir ülke durumda.
İbn-i Haldun"un Tarih felsefesiyle diyoruz ki: Şımaran, eğlenceyi ilah edinen ve böyle büyüyen bir devlet ihtiyarlanma dönemine girmiştir. Ölümü ise çok yakındır. Ey islam gençliği görüldüğü gibi; Batıl düşünceler ve ideolojiler bir bir bitmekte. İslamın ölümsüz mesajları ise yeryüzünün bütün noktalarında çığ gibi büyümekte. İnsanlar Muhammedin (s.a.s) devrim çağrısına kulak vermekte.Ve onun için meydanlara inmekte. Bilin ki gelecek islamındır. Ey Müslüman evlatları ve ben Müslümanım diyen gençlik. İnancınızla bu mücadeleye ruh verin. Söyleminizle hayat bulsun dirilmekte olan devrim. Ve eyleminizle kemal bulsun beklenilen özgürlük günleri. Selam olsun. Canlarını ve ruhlarını bu aziz ve yüce mücadele için vermeye hazır canlara. Selam olsun. Beklenilen inkılabın kervanlarına. Selam olsun. Ölü kalbe hayat verenlere, Kuraklıkta çiçek derenlere, Aşkla zulmü yere serenlere. Selam olsun. Ölmeyi bilenlere ve yine ölümüyle dirilenlere. Selam olsun. Takvanın zirvesine, mücadelenin öfkesine. Ve dirilişe. Direnişe çağıran yiğitlere selam olsun"
Yakup İslam / doğruhaber / okur mektubu