Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Kudüs'ü ziyaret eden ilk Diyanet İşleri Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mescid-i Aksa'da on binlerce Müslüman'a tarihi bir cuma hutbesi verdi.
Prof. Dr. Görmez, Arap ülkelerinde yarın idrak edilecek Miraç Kandili dolayısıyla geldiği Kudüs'te, cuma namazını kıldırdığı Mescid-i Aksa'da Müslümanların yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Cuma hutbesi için minbere çıkan Görmez, Aksa'da on binlerce Müslüman'a hitap etti.
Hutbede, Birinci Dünya savaşı ile 1917'de İngiliz askerlerinin Kudüs`e girmesinin ardından, yüzlerce yıl burayı Osmanlı yönetimi altında idare eden Türklerin şehri terk ettiğini hatırlatan Görmez, "Osmanlıların Kudüs`ü terk etmesinin ardından şehri işgal eden İngiliz ordusu ile büyük problemler silsilesi başladı. Yahudilerin 1967 yılında Kudüs`ü ele geçirmesinin ardından da şehir, her çeşit ihlal ve hırsızlığa sahne oldu. Aynı zamanda Mescid-i Aksa`yı tehdit eden kazılar da başladı" dedi.
"Sizi inciten, bizi de incitir"
"Kudüslü kardeşlerimiz, maruz kaldıkları bu zulümle yaşamaya devam edemezler" ifadesini kullanan Görmez, şöyle devam etti:
"Türkiye`deki kardeşlerinizin, özellikle de Diyanet İşleri Başkanlığı`nın, sizleri desteklemek ve zulmü sonlandırmak gibi bir sorumluluğu var. Bu ziyaret, sizin yanınızda olduğumuzun göstergelerinden sadece birisi. Sizi inciten, bizi de incitir. İhtiyacınız olan herşeyi size sağlamak bizim görevimiz."
"Kudüslü kardeşlerimiz, asırlardır zulümlere, işkencelere, katliamlara maruz kaldı, zorla yerinden edildi" diyen Görmez, şunları söyledi:
"Bu topraklarda yaşayanlar, İslamiyet'in hakim olduğu dönemler dışında din özgürlüğü, güvenlik, ekonomik istikrar ve siyasi adalete kavuşamadılar. Kudüs, Halife Ömer ibn el-Hattab (r.a), Emeviler, Abbasiler, Eyyübiler, Memlukler ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde, İslam yasaları altında güven, adalet ve barışla yönetilmiştir."
Osmanlı İmparatorluğu'nun, Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Kubbet-us Sahra ve diğer kutsal mekanlardaki miraslara verdiği değerden dolayı, şehrin etrafını muhkem surlarla çevirdiğini, kaleler inşa ettiğini ve şehri her yönden güçlendirdiğini ifade eden Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kudüs'e 28 Aralık 1516'da kan dökmeden ve barış içinde giren Osmanlı Sultanı Yavuz Selim, gayri müslimlere daha önce sağlanan ayrıcalıkları ve hakları da aynen muhafaza etti. Kudüs'teki Hristiyan halkın kiliselerinde özgürce ibadet edebilmelerini güvence altına alan Yavuz Sultan Selim, şehirdeki Ortodoks Ermeniler'in Memlukler döneminde yaşadıkları gibi yaşamalarını sağlamak için 'fermanlar' yayımlattı."
Kudüs kadısı tarafından yayımlanan söz konusu fermanlarda gayri müslimlerin tüm haklarının korunduğunu ve bunların suistimal edilmesinin önüne geçildiğini belirten Görmez, şöyle devam etti:
"Hz. Ömer döneminde Hristiyan ve Yahudiler'in hak ve sorumluluklarını gözetmek üzere çıkartılan yasaya dayanan Osmanlı fermanı, 'Başkalarının haklarına saldırmadıkları ve barışçıl davrandıkları sürece, farklı dinlere mensup tüm Kudüs halkının güvenlik ve refahını garanti altına almaktaydı."
Görmez ayrıca, Osmanlı İmparatorluğunun, şehrin birçok yerinde inşa, imar, restorasyon ve yenileme çalışmalarında bulunduğunun da unutmamaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Öte yandan, Görmez, Mescid-i Aksa'da cuma namazını kıldırırken "dizlerinin titrediğini" söyledi.
Türk hafızlar, Musa Esatoğlu ve Mehmet Bilir de cuma namazı öncesinde Kur'an-ı Kerim'den sureler okudu.
Ayrıca, Görmez, cuma namazı öncesinde Kudüs Vakıflar Müdürü Azzam el-Hatip ve Mescid-i Aksa Vakfı Başkanı Abdulazim Salhab ile bir araya geldi.