BRÜKSEL - AB Komisyonunun önerdiği kota sistemine, nüfuslarına oranla görece az göçmen alan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra İngiltere itiraz ederken, Slovakya Başbakanı Robert Fico, göçmen kotasına tümden karşı olduklarını söyledi.
Fico, "Macaristan Kosova'dan onbinlerce göçmen akınına maruz kaldığında kimse kotadan bahsetti mi? Diğer ülkeler benzer durumlarla karşılaştığında kotadan bahseden oldu mu? Her ülkenin bazı avantaj ve dezavantajları vardır. Avrupa Birliği içinde çok zorlu bir mızrak dövüşü olacaktır" dedi.
Çek Cumhuriyeti Başbakanı Bohuslav Sobotka, kota sisteminin kabul edilmesini ülkesi için bir risk olarak gördüğünü belirtirken, Polonya'nın Avrupa İşleri Bakanı Rafal Trzaskowski, sığınmacıların AB üyeleri arasında yeniden dağıtılmasının, gönüllülük esasına dayanması gerektiğini söyledi, Trzaskowski, "AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in böyle bir karar vermesi (Kota sistemi) garip. Bu, AB liderlerinin daha önceki kararlarıyla çelişiyor" dedi.
Macaristan Başbakanlık Müsteşarı Janos Lazar, kota sistemini hiçbir şartla kabul etmeyeceklerini ifade ederek, "Macar hükümeti bunu engellemek için elinden geleni yapacaktır" diye konuştu.
İçişleriyle ilgili konularda egemenliğini muhafaza ettiği için kota sisteminden sadece AB dışından insani nedenlerle getirilecek 20 bin sığınmacıdan payına sadece 2 bin 309 kişi düşen İngiltere de buna rağmen ekonomik menfaat peşinde koşan göçmenleri özendireceği gerekçesiyle kota sistemi getirilmesine karşı çıkıyor.
İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May, "(İlticacıların AB üyeleri arasında dağıtımı) gönüllülük esaslı olmalı. Sığınmacıların çoğu Akdeniz'i geçmek için organize çetelere para ödüyor. Eğer Akdeniz'i geçmeye çalışarak hayatlarını riske atmalarını istemiyorsak, öncelikle onların yolculuklarına başlamalarını engellemeliyiz" dedi.
Kota sistemine İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Romanya, Portekiz, İrlanda ve Baltık ülkelerinin itiraz etmesi bekleniyor.
Öte yandan; Fransa, İsveç, Almanya ve Avusturya gibi ülkeler kota sisteminden yana tavır alıyor.
Avusturya İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner, kota sistemini desteklediklerini ve bu planın yürürlüğe girmesi halinde Avusturya'nın ilticacı barındırmada, AB üyeleri arasında hala yüzde 5 olan payının, yarıya yakın azalarak yüzde 2,6'ya gerileyeceğini açıkladı.
Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve de birlik üyeleri arasında yükün daha adil paylaşılması gerektiğini dile getirerek, AB Komisyonunun bu önerisini desteklediklerini açıkladı.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas Maiziere ise uzun süredir çaba gösterdikleri bir konuda AB Komisyonunun adım atmasını memnuniyetle karşıladıklarını vurgulayarak, "Tüm üye ülkeler, mültecileri kabul etme konusunda ortak sorumluluk taşıyor" dedi.
Maiziere, kota sisteminde üye ülkeler için belirlenen payların müzakere edilebileceğini savundu.
AB Komisyonunun kota sisteminin yürürlüğe girebilmesi için üye ülkelerin ve Avrupa Parlamentosunun onayı gerekiyor. Hollanda ve Belçika'nın da destekleyebileceği kota sisteminin üye ülkeler arasında çetin pazarlıklara sahne olması bekleniyor.
Komisyon, sığınmacıları paylaşmakta isteksiz davranan üye ülkeleri kota sistemiyle göçmen almaya zorlamak için yönetmelik hazırlamıştı.
AB Komisyonunun korunmaya ihtiyaç duyan göçmenleri üye ülkeler arasında yeniden dağıtma planında Almanya'nın kotası yüzde 18,4, Fransa'nın kotası yüzde 14,2 ve İtalya'nın kotası yüzde 11,8 olarak hesaplanmıştı. Sığınmacıların yeniden dağıtılmasında bu üç büyük ülkenin toplam payı yüzde 45'e yaklaşıyor.
AB üyelerine yapılan iltica başvurularında Almanya ve İsveç başı çekerken, bazı üye ülkeler neredeyse hiç sığınmacı kabul etmiyor.
Komisyonun verilerine göre, geçen yıl birlik ülkelerine yapılan, bazısı mükerrer toplam 627 bin iltica başvurusunun üçte birinden fazlası Almanya'ya yapıldı.
Geçen yıl Almanya'ya yapılan 203 bin iltica başvurusunun, AB içindeki oranı yüzde 35'i buluyor. Almanya'yı, 81 bin başvuru ve yüzde 14 oranıyla İsveç, her ikisi de yüzde 11 ile Fransa ve İtalya, yüzde 7 oranıyla Macaristan ve yüzde 6 ile İngiltere takip ediyor.
Öte yandan, geçen yıl Slovakya'ya sadece 330, Portekiz'e 445, Çek Cumhuriyeti'ne bin 155, İspanya'ya 5 bin 615 ve Polonya'ya 8 bin 25 başvuru yapılmış olması dikkati çekiyor.
Yasa dışı yollarla Avrupa'ya ulaşan göçmenlerin, mülteci statüsü verme ihtimali en yüksek ve barınma koşulları en iyi ülkelere yöneldiği biliniyor.
Yoğun sığınmacı alan Almanya, İsveç ve Avusturya'nın yanı sıra, düzensiz göçmenlerin en çok ayak bastığı İtalya ve Malta gibi ülkeler AB içinde daha adil bir dağılım istiyor.
AB Komisyonu'nun bu amaçla hazırladığı yeni göçmen stratejisinde, Birlik ülkelerine ayak basan ve uluslararası koruma ihtiyacı duyan sığınmacıların dağıtımı için kota sistemi önerildi.
Üye ülkelerin nüfusları, gayri safi yurt içi hasılaları, işsizlik oranları ve geçmişte aldıkları sığınma başvuruları değerlendirilerek belirlenen kotalardan İngiltere, İrlanda ve Danimarka muaf tutuldu.
İçişlerinde AB müktesebatına katılmama hakkına sahip bu üç ülke sadece, Suriyeliler başta olmak üzere uluslararası korumaya ihtiyaç duyanların yasal yollarla AB'ye getirilerek üye ülkelere dağıtılmasında kotaya tabii olacak.
AB Komisyonu bu kapsamda 2015-2016 döneminde 20 bin sığınmacıyı üye ülkelere belirlenen kotalar uyarınca dağıtmayı hedefliyor.
İnsani nedenlerle dışarıdan getirilecek göçmenlerin AB üyeleri arasındaki dağılımında Almanya'nın payı yüzde 15,4, Fransa'nın payı yüzde 11,9, İngiltere'nin payı yüzde 11,5, İtalya'nın payı yüzde 9,9 ve İspanya'nın payı yüzde 7,8 olacak.
AA