Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden halka “kuşatmanın kaldırılması ve ticari deniz yolunun açılması karşılığında Hamas ile işgal rejimi arasında 7-10 yıllık bir ateşkes anlaşmasının imzalanması” ile ilgili görüşlerini sordum. İnsanların bunu kabul etmeyeceklerini, destekleyip desteklemeyeceklerini öğrenmek istedim. Gelen cevaplar ve sorular, yoğunluk ve seviye açısından sürprizdi. Büyük çoğunluk Hamas liderliğinde işgal rejimi ile bir ateşkesin yapılmasını destekler mahiyette görüş beyan etti. Aralarında daha da ileri gidip, Gazze`nin güven ve huzur içinde yaşaması, buradaki insanların da başka yerlerdeki insanlar gibi yaşamlarını normal şekilde sürdürmeleri, art arda gelen savaşlarla dayatılan kuşatma nedeni ile gördükleri zararı izale etmeleri için Hamas`tan daha uzun süreli bir ateşkes anlaşmasına gitmesini isteyenler de oldu.
Bana göre ateşkes en ideal çözüm değildir. Ateşkes uzun süren ambargo ve iç bölünmenin ardından doğan zorunlu bir sonuçtur. Üzülerek belirtirim ki Eş-Şati`de imzalanan uzlaşı anlaşması başarısızlıkla sonuçlandı. Burada sorumluluğun birazda Hamas`a ait olduğunu düşünüyorum. Eş-Şati anlaşmasında gösterdiği esneklik ve hükümetten feragat ederek gösterdiği sürpriz tavır yanlış anlaşıldı. Hamas`ın bu esnekliği ve uzlaşıya olan düşkünlüğü Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas`ın Hamas`a baskı kurmak onu siyasi arenadan uzaklaştırmak için kuşatma ve baskı politikasını sürdürme iştahını kabarttı.
Uzlaşı hükümetinin sorumluluklarını yerine getirmemesi, bunun için sürekli bahane uydurması, memur maaşlarını ödeme konusunda çözüm üretmemesi, kuşatmanın sürmesi ve imarın ağır aksak yürümesi sebebiyle Gazze`de boşluk var. Bu durum, muktedir olan güçlerin boşluğu doldurmalarına sebep oluyor. Büyük bir halk tabanına, tarihi mücadeleye, özgüvene, siyasi, askeri ve güvenlik gücüne sahip olan Hamas, İslami Cihad ve Nasır Salahuddin gibi ulusal güçler ile farklı sivil toplum kuruluşları birlikte Gazze`de ki siyasi boşluğu doldurabilir.
Kuşkusuz Hamas basit bir hareket veya örgüt değildir. Filistin Parlamentosu'nda çoğunluğu elinde bulunduran Hamas bütün baskı, tehdit, şantaj ve kuşatmaya rağmen yedi yıl Gazze`ye hükmetti. Filistin`de halkının ekseriyetinin desteğini alan hareket, ulusal bir askeri güce sahip. Oldukça köklü ve derinliği olan bir hareket. İçeride ve dışarıda meydana gelen değişimlerde yeni roller üstlenebilir.
İşgal rejimi kolay değildir. Kaypaklık, saptırma, oyun ve entrika onun temel özelliğidir. Hiçbir Filistinli gücün hayat bulmasına kolaylıkla göz yummaz ve kabul etmez. Buna mukabil Hamas'ın düşmanla savaşmaya, peş peşe dayatılan savaşlarda direnmeye, son savaşta 50 gün gibi oldukça uzun bir savaşı idare etmeye gücü yetti. Bugün ise savaşmaya ve karşı koymaya daha da hazırlıklıdır. Bölgede artık sadece düşman etkin değil ve dengeleri de sadece kendisi belirlemiyor. Şu anda bölgede özellikle Arap Baharı'ndan sonra yeni dengeler ve yeni aktörler belirdi. Yenilmiş Ekin Savaşı'ndan hemen sonra Hamas liderliğinde Filistin halkı ilk kez savaşma, savaşı sürdürme ve sonlandırma, işgal askerlerini esir alma, operasyonlarını görüntüleme, düşmanın askeri üslerine karadan ve denizden operasyon yapma gibi ciddi askeri başarılara imza attı. Bu durum, gücü değerlendirmeyi ve sağlam siyasi adımlar atmayı zorunlu kılıyor. Savaşa gücü yetenin ateşkese de gücü yeter. Savaşa hazırlanan, gerçekçi siyasi kararlar almaya ve seçenekler sunmaya daha kadirdir.
İbrahim El-Medhun - Filistin Haber