Dördü hala Siyonist işgal rejimi zindanlarında olan ve müebbet hapse mahkum edilen Filistinli yedi esirin annesi El-Hacce Ummu Nasır Ebu Hamid “esiri olan ancak esirin ve esaretin ne olduğunu bilir” diyor. Çok doğru söylüyor Filistinli anne. Sizler Filistinli esirleri yıldan yıla, “Esirler Günü”nde hatırlarken, halen işgal zindanlarında bulunan 6500 Filistinli esirin anneleri, eşleri, kızları, kardeşleri ve çocukları esir yakınlarının çektikleri sıkıntıları yıl boyu hissediyor, görüyor ve yaşıyorlar.
El-Hacce Ummu Nasır, insanlığın çektiği sıkıntıların örneği; toprağını, kutsalını korumak için ümmet adına esirlerin girdikleri savaşın, verdikleri bedellerin ve ortaya koydukları mücadelenin hikayesidir. O nedenle onlara gösterilen ilgi, hatırlama, meselelerini gündeme taşıma, Esir Günü'ne münhasır günlük veya mevsimlik bir hal almamalıdır.
Siyonist işgal rejiminin esirleri dışlamak, iradelerini kırmak, morallerini bozmak ve manen tükenmelerini sağlamak için kasten sürdürdüğü politika nedeniyle ağır bir ölüm süreci yaşıyorlar. Esirlerden 1200`ü hasta ve oldukça sıkıntılı bir hayat yaşıyor. Bunlardan 24`ü kanser hastası. Bunlar gibi başka ağır hastalıklardan muzdarip olanlar da var.
Filistin düzlemine bakarsak, esirler konusu Fetih ve Hamas arasında veya başka gruplar arasında ihtilaf konusu değildir. Herkesin ortak meselesidir. Öyleyse herkesin bu konuda omuz omuza vermesi ve birlikçe çaba harcaması gerekir. Nitekim bu amaçla Gazze ve Batı Yaka`nın bütün şehir ve beldelerinde ve bütün grupların çağrısıyla esirlerin üzerindeki baskının son bulması için gösteriler, yürüyüşler, etkinlikler yapıldı.
Filistin Ulusal Meclisi'nin Siyonist işgal rejimi İsrail zindanlarında bulunan Filistinli esirlerin durumunu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşıması, esirlere karşı yaptıkları uygulamalar nedeniyle işgalci lider ve sorumluların insanlığa karşı işledikleri cinayetler nedeniyle yargılanmalarını talep etmesi, gayet makul ve mantıklı bir girişim ve çağrıdır. Tabi bunu pratikte atılacak adımlarla desteklemek gerekir. Filistinli esirlerin listesini, yaşadıkları sorunları, gördükleri muameleleri raporlaştırmak için uluslararası insan hakları örgütleriyle işbirliği içine girerek ulusal ve hukuki komisyonlar kurmak gerekir.
Esirler davasının, Filistin içindeki ve Arap ülkeleri arasındaki her türlü ihtilaftan uzak ve her şeyin üstünde tutulması gerekir. Aynı şekilde, uluslararası hukuk ve kanunlara göre gasp edilmiş topraklarını savunmak için binlerce kişiyi tutuklayıp zindana atan, buna mukabil esirlere karşı her türlü cinayeti işleyen gaspçı yerleşimcileri ödüllendiren işgal rejimine baskı kurmak için de Arap ülkelerinin küresel çapa güçlerini birleştirmeleri gerekir.
Esirlerle ilgili bir not:
Şu anda Siyonist işgal rejimi zindanlarında 24`ü kadın, 230`u çocuk ve 13`ü milletvekili olmak üzere 6500 Filistinli esir bulunuyor. Bunlardan 1200`ü müdahale isteyen hastalıklara sahiptir. 24 esir de kanser hastasıdır. Kadın, çocuk, yaşlı, milletvekili, öğretim görevlisi, aydın, öğretmen, imam, davetçi, esnaf, kanaat önderi gibi toplumun hemen hemen her kesiminden zindanlarda bulunan esirler insanlık dışı muamelelere maruz kalıyorlar.
Eş-Şark Gazetesi/Katar