HÜDA PAR'ın desteklediği Mardin bağımsız milletvekili adayı Mahmut Kılınç, Hür Adayların öncelikleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.  Kılınç, Kürt sorunu, yeni anayasa ve son günlerde sıkça tartışılan diyanet ile ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Hür Aday Kılınç, HÜDA PAR Mardin İl Başkanı Şeyhmus Akman ve Midyat İlçe Başkanı İsa Altunayak ile birlikte basın mensupları ile bir araya geldi.  Kılınç, burada yaptığı açıklamada HÜDA PAR'ın bölgede bir denge olduğunu belirterek, "Eğer o denge kurulursa bölgenin huzur, güven ve selameti açısından bir kazanımdır. İnanıyorum da halkımız bunun farkına varmıştır.”dedi.

“Herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilmelidir”

Hür Adayların önceliklerini sıralayan Kılınç şunları kaydetti:  “HÜDA PAR'ın desteklediği adaylar olarak, Türkiye için önceliklerimiz vardır. Kürdistan için önceliklerimiz vardır. İslami muhalefet adına önceliklerimiz vardır. Bir de Mardin için önceliklerimiz vardır. Türkiye için önceliklerimiz, yeni ve sivil bir anayasanın yapılması. Eski anayasa şu anda sorunlarımıza çözüm üretemiyor. Eskimiş bir elbise gibidir. Yeni ve sivil bir anayasa yapılsın. Bu yeni anayasada etnik ayırımcılık kaldırılsın. Eski anayasada Türk ve Türkçülük vurguları vardır. Herkesin Türk olduğu nitelendirilmesinden vazgeçilsin. Herhangi bir ideolojiye dayatılmasın. Herkese eşit mesafede özgürlükçü bir anayasa olsun. Devletin ve egemenliğin tanımında kutsal devlet anlayışından vazgeçilsin."dedi.

“Türkiye sırtını Avrupa`ya değil İslam ülkelerine dayamalıdır”

Adalet için Türkiye için öncelikleri olduğunu ifade eden Kılınç, "Gelir dağılımında adalet, yargı önünde adalet, işçi memur alımında adalet, maaşlarda adalet. Türkiye`nin dış politikasını mazlumdan yana izlemesine yönelik bazı önerilerimiz vardır. Komşularımızla düşman değil, dostane ilişkilerimizin geliştirilmesi sıfır problem politikası esas alınsın. Yine milli menfaatler değil, ortak çıkarlar esas alınsın, İslam ülkeleri ile siyasi ilişkiler geliştirilsin, hatta İslam Birliği kurulsun. Özellikle Türkiye sırtını Avrupa`ya değil de İslam ülkelerine dayatsın. İslam ülkeleri ile ilişkilerini geliştirsin. Emperyalist ülkelerin dış politikalarına devletimiz destek vermezsin. Şu anda Ortadoğu'da yürütülen savaşta, savaşın mühendisleri savaşın içinde değil, mühendisler dışarıda aktörler savaşıyor. Bu da emperyalist ülkelerin Ortadoğu'da daha çok menfaatine, nemalanmasına yarıyor. Biz de diyoruz ki Türkiye bunların politikasına destek olmazsın. Eğer yapabiliyorsa bu savaşta taraf olmasın. Savaşın durdurulması için savaşın içinde olmayan ülkelerle bir araya gelip bu sorunu çözsün. Hayat pahallılığı, işçi, emekçinin alın terinin korunmasına dair bir takım önerilerimiz vardır.” şeklinde konuştu.

“Kürdistan`da sınırlar sembolik hale gelsin”

Kılınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kürtçe ikinci resmi dil olsun ve bu anayasal güvenceye alınsın. Yine diyoruz ki Kürdistan`da sınırlar sembolik hale gelsin. Nasıl Avrupa`da kendi kimliği ile istediği bir ülkeye gidebiliyorsa Kürt coğrafyasında da Kürdistan`ın dört bir yerinde yaşayan unsurlar, bunların içinde Araplar, Kürtler, Lazlar da vardır. Sadece kimlikle geçişler sağlanabilsin.”

Diyanetin önemli kurumlardan biri olduğunu ifade eden Kılınç, Diyanet'in asli fonksiyonlarını icra eden bir statüye getirilmesi gerektiğini söyledi. Kılınç, “Biz diyanetin kaldırılmasına karşıyız. Diyanet başta gelen kurumlarımız arasındadır. Ama Diyanet özerk olsun, yetkileri daha da geliştirilsin. O Kaldırılsın diyenlere de cevabını seçmenin vereceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)