İslam coğrafyasında ümmet üzerinden bir senaryo kurgulandı. Kimimiz biliriz, kimimiz bilmeyiz, kimimizde anlamak yerine aldanmak isteriz. Öyle bir senaryo yazılmış ki haberimiz olmadan ümmete emperyalistler ve İslam düşmanları roller biçmiş. Kimimize sünni kimimize şii kimimize arap, kürt, türk diye rolleri verilmiş. Bir olmak diri olmak ümmet olmak gerekirken aramıza sınırlar koyduk yetmedi batının kanunlarını ve yasalarını koyduk. Ümmetin çıkarlarını bir yana bırakıp ülke çıkarlarını hep ön plana koyduk hakkı bırakıp cehalete sarıldık belki bilerek belki bilmiyerek rolümüze devam ettik.
Artık öyle bir hal aldık ki bugün Filistinde, Suriyede, Irakta, Arakanda, Doğu Türkistanda ve bir çok Müslümanların olduğu yere kardeş elimizi uzatamıyoruz çünkü arada ya sınır telleri yada yasalara ellerimiz takılıyor. Ümmetin içinde öyle vahşetler yaşandı ki Hamaları, Halepçeleri Gazzeleri ancak izlemekle yetindik. Ümmet sanki bir gaflet uykusu yatmış gibi, gerçek görevleri unutma haline gaflet denir. Çünkü ümmetin gerçek görevleri vardır bu görevler Kuran ve Sünnet'tir. Artık öyle bir hal alıyorki en değerlilerimize ve en kutsallarımıza bile dil uzata biliyor İslam ve ümmet düşmanları.Bu olup bitenlerin tek nedeniyse ümmetin vahdet'den yoksun olmasıdır.
Yaklaşık iki milyara ulaşan bu ümmetin artık bu senaryoyu ve oyunu görmesi lazım. Ümmetin vahdet'ten başka çıkar yolunun olmadığını görmesi ve anlaması lazım vahdet ümmetin haykırışlarına çaredir, vahdet ümmetin sorunlarına çözümdür ,vahdet İslama ümmete canını feda edenlerin bize anlatmak istediğidir,vahdet kardeşliktir ve vahdet bu ümmetin bütün yaralarına şifa olacak reçetedir. Artık kâinatın efendisininde dediği gibi "Bir mü'minin diğer mü'min kardeşlerine karşı ilgisi, birbirini bağlayıp destekleyen bir binanın taşları gibidir." sözünü unutmayarak ve tek ümmet olmak dileğiyle.
Garip Arpacık / Şanlıurfa – Yaş: 26