Kürt meselesinin çözümü ve çözüm sürecinde yaşanan tıkınmalar hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan, HÜDA PAR`ın desteklediği Diyarbakır Bağımsız milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, devlet ve örgüt arasında başlatılan süreçte meydana gelen kırılmalar ve gelinen noktada, süreçte taraf olması gereken İslami camiaların ehemmiyetine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, Kürt meselesinin çözümü noktasında kendilerinin çok daha ileri bir düzeyde bir söyleme sahip olduğunu ve seçilerek Meclise gitmeleri durumunda bu söylemlerini eyleme dökme adına çok ciddi çabalar sarf edeceklerinin altını çizdi.

Kürt meselesinin çözümü noktasında atılması gereken birçok adımın olmasına rağmen gerek hükümet gerekse de muhatap aldığı malum çevrelerin bu durumları görmezden geldiğini söyleyen Yapıcıoğlu, “Anadilde eğitimi neredeyse herkes söylüyor ama Kürtçenin ikinci bir resmi dil olması gerektiği konusunda kimseden bir ses çıkmıyor. Kürtçenin ikinci bir resmi dil olması sadece bizim tarafımızdan dile getiriliyor ama bu talepler maalesef çok fazla kamuoyuna yansımadı.” ifadelerini kullandı.

“Kürdistan arasındaki yapay sınırlar kaldırılmalı”

Kendilerinin söyleyip de bu gün çözüm sürecini yürütenlerin dile getirmekten dahi çekindiği bir diğer hususun da Kürdistan halkı arasında çekilmiş olan yapay sınırlar meselesi olduğunu belirten Yapıcıoğlu, Suriye, İran, Irak ve Türkiye Kürdistanı arasındaki sınırların yapay sınırlar olduğunu bu sınırların mutlak surette şeffaflaştırılması ve sembolik hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Sınırlardan geçiş için pasaport mecburiyetinin kaldırılması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, Kıbrıs`a geçiş yapmak için uygulanan sadece kimlik göstermekle geçiş yapılması uygulamasının Kürdistan`da da uygulanmasının bölge halkı için çok önemli bir adım olacağını ifade etti.

“Kürt meselesine İslami çözüm görmezden gelinemez”

Kürt halkının üzerinde yaşadığı coğrafyanın en kadim halkı olduğunu ve Müslüman bir halk olduğunu belirten Yapıcıoğlu, Kürt halkının inancını, değerlerini göz ardı eden bir çözümün bu halkın çözümü olmayacağının da altını çizdi.

Yapıcıoğlu, “Mutlak surette, Kürt meselesinin çözülmesinde, Kürdistan meselesinin çözümünde halkın değerleriyle barışık bir sürecin yürütülmesi ve bu değerlerin göz önünde bulundurulması gerektiğine inanıyoruz. Son birkaç aydır Diyarbakır`da bazı toplantılar, çalışmalar oldu. Bunlardan biri hatırlanacağı üzere ‘Kürt meselesine İslami Çözüm Çalıştayı`, bir diğeri İttihad-ul Ulema`nın düzenlediği ‘Kürdistan Alimleri Buluşması` ve son olarak İHH`nın düzenlemiş olduğu ‘Ortadoğu`da Kürtler ve Barış` konulu uluslararası sempozyum. Bu çalışmaların tamamında, bizim HÜDA PAR olarak yola çıkarken söylediğimiz şeyler söylendi. Yani, Kürt meselesinin çözümünde, inancıyla barışık insanların görmezden gelinemeyeceği, bunların da dikkate alınması gerektiği dile getirildi.” şeklinde konuştu.

“Tüm bu çalışmalar çok değerlidir”

Toplum içerisinde Ulema ve Umera (Yönetici) sınıfının kendi aralarında hak üzere bir birlik sağlayabilmelerinin çok önemli olduğunu ve toplumun maslahatı ve birliği için atılan bu adımların dikkate alınmasının çok önemli olduğunu belirten Yapıcıoğlu, bu iki sınıf arasındaki birliğin sağlıklı bir diyalog için zemin oluşturacağının da altını çizdi.

Yapıcıoğlu, “Bu iki sınıf insan, sağlıklı bir şekilde diyalog geliştirebilirlerse beraber doğru bir yolda yürürlerse, biz biliyoruz ki, toplum da selamete çıkar. Bu nedenle İttihad-ul Ulema`nın özellikle ulemayı bir araya getirerek Kürdistan`da yaşanan sorunlara eğilmesini tebrik ediyorum. Tüm bu çalışmalar çok değerlidir. Kendi aralarında diyalog kurabilmeleri, Sulh ve sükûnet ortamı içinde beraberce yürüyebilmeleri yaşanan bu sorunların çözümünü biraz daha kolaylaştıracak diye düşünüyorum.” dedi.

“Çözüm süreci hususunda hükümetin kafası karışık”

Çözüm Sürecinin önemli bir adım olduğunu ve bu sürecin olması gereken rayına girmesini kendilerinin de arzusu olduğunu belirten Yapıcıoğlu, Çözüm Süreci ile ilgili yer yer yaşanan tökezlemelerin, yol kazalarının taraflar arasındaki samimiyetsizlikten kaynaklandığının işareti olduğunu söyledi.

Şu an için Çözüm Sürecinin durma noktasına geldiğini belirten Yapıcıoğlu sözlerini şöyle devam sürdürdü: “ Herkes beklemede. Biz silahların bırakılması ya da çatışmaların bitmesi noktasında elinde silah bulunan kişilerle görüşülmesi gerektiğini başından beridir söylüyoruz. Fakat bütün olarak Kürt meselesinin çözümünde, halkın haklı taleplerinin karşılanmasında sadece bir partinin, bir tarafın muhatap alınması doğru bir yöntem değildir. Hükümet, gelinen aşamada karşı tarafın sadece silah bırakma konusunda muhatap alındığını söylemişse de kamuya yansıyan belgelerde bunun böyle olmadığı aşikârdır. Biz hükümete, bu süreci sadece örgüte silah bıraktırma, sadece çatışmaları indirgemeye çalışmasına bağlamaması gerektiğini söylemiştik. Bu konuda da hükümetin kafasının karışık olduğu, bir yol haritasının bulunmadığı ve kervan yolda düzülür mantığıyla hareket ettiğini gördük. Bu sürecin böyle yürümeyeceği de son dönemlerde yaşanan olaylarla ortaya çıktı. Umarım yaşanan olaylardan hükümet de gereken dersi çıkarmıştır.”   (Fikret Özkan / M. Sıddık Bilge - İLKHA)