Diyarbakır`ın Sur ilçesine bağlı Bağıvar mahallesinde bulunan Vali Aydın Arslan Fen Lisesi öğrencileri tarafından Kutlu Doğum etkinliği düzenlendi. Etkinlik öncesi katılımcılara lokum ve gül suyu gibi çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Okulun konferans salonunda gerçekleşen program, Süleyman Çetin hocanın Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Okul öğrencilerinden Hüseyin Gülsever`in okuduğu “Merhaba Yar” adlı şiiriyle devam eden etkinlikte, Grup Mızgin`in seslendirdiği ilahilerle duygu dolu anlar yaşandı.
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Ulu Cami İmam-Hatibi Mehmet Sait Yaz, Hz Muhammed`i (sav) Kur`an ile tanımak gerektiğini söyledi.
Her topluluğa kendilerine rehber olsun diye elçiler gönderildiğini ve bu elçilerin topluma doğru yolu gösterdiğini belirten Yaz, “Allah, elçiler göndermiş, yolunu kaybeden insanlara tekrar yol göstermiştir. Peygamber efendimiz gelmeden önce insanlar yine yolunu şaşırmıştı. Kimileri taştan, kimileri tahtadan kimisi de helvadan put yaptı, çöle gitti putuna taptı ve sonrada putunu yedi. Kendileri yedi ama İslam, Kur`an ve peygamberin sayesinde bize yediremediler.” dedi.
‘`Sevgiyi korkunun önüne yerleştirdi``
Peygamber efendimizin örnek bir nesil yetiştirdiğini, bu neslin örnek alınması gerektiğini belirten Yaz, “Son derece kendisi muhtaç olduğu halde kardeşini kendisine tercih eden insanlar yetiştirdi. Peygamber efendimiz öyle bir nesil yetiştirdi ki kıyametin sabahına kadar bizlere rol model olacak insanlar yetiştirdi. Hz Muhammed, sevgiyi korkunun önüne yerleştirdi.
‘`Onlar olmasaydı puta tapıyorduk``
Başka şehirlerde bir veya 2 sahabe türbesinin olduğunu Diyarbakır`da ise 450 sahebe`nin olduğuna dikkat çeken Yaz, ancak hiç kimsenin buna dikkat etmediğini ve önem vermediğinin altını çizdi. Yaz, son olarak şunları söyledi: “Şehrimiz, sahabeler şehri, Peygamberler diyarıdır. Diyarbakır`da 450 tane sahabe kabri vardır. Ama hiçbir sokak cadde ve meydana bu sahabelerin ismi verilmemiştir. Onlardan olmasaydı kim bilir bu memlekette kaç tane put olurdu ve kaç tane puta tapıyorduk.”
Etkinlik Grup Mızgin`in okuduğu ezgi ve marşlarla son buldu. (İzzettin Alagöz - İLKHA)