Dışişleri Bakanlığı`ndan yapılan yazılı açıklamada, 24 Nisan günü Fransa Cumhurbaşkanı Hollande`ın Erivan`da, Fransa Başbakanı Valls`in da Paris`te yaptıkları konuşmalar ile ilgili olarak, “Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, uzun süre öncesinden ilan ettiği üzere, 24 Nisan 2015 tarihinde Erivan`da düzenlenen ve iddia edildiği gibi geçmişte yaşanan kayıpların anılmasından çok, Türk kimliğine, tarihine ve toplumuna yönelik iftiraların dillendirildiği bir tören şeklinde cereyan eden etkinliklere iştirak ederek, Ermeni anlatısına verdiği desteğini tekrarlamıştır.
Benzer şekilde, Fransa Başbakanı Valls bugün Paris`te, tarihten barış ve dostluk değil, husumet çıkarma üzerine kurulu bir etkinliğe katılarak tarihsel gerçekleri çarpıtan ve hukuku tahrif eden ifadeler kullanmıştır.
Cumhurbaşkanı Hollande`dan, söz konusu törenler sırasında, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü sürecinde hangi dine ve etnik kökene mensup olursa olsun, tüm Osmanlı vatandaşlarının büyük acılar yaşadıklarını teslim etmesi beklenirdi. Böyle bir yaklaşım, kuşkusuz, Fransa`daki 600 bin Türk tarafından da, olumlu ve kucaklayıcı bir davranış olarak görülürdü. Ancak, Fransa maalesef bir kere daha ayrımcı yaklaşımını sürdürmeyi tercih etmiştir.
Fransa'nın bu haksız ve tarafgir tutumu Türkiye tarafından reddedilmekte ve kınanmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı`nın açıklamasında, ABD Başkanı Obama tarafından 24 Nisan vesilesiyle, 23 Nisan günü yapılan açıklamanın reddedildiği belirtilerek, “ABD Başkanı Obama`nın 23 Nisan tarihinde yaptığı açıklamanın Türkler ile Ermenilerin ortak tarihlerinin acılı bölümünü adil bir hafıza temelinde değerlendirmekten çok uzak olduğunu üzüntüyle not ettik.
“Obama`nın seçici ve tarafgir adalet anlayışını reddediyoruz.”
Açıklamanın, I. Dünya Savaşı`nda yaşananların, Ermeniler kadar Türk halkı bakımından da hassasiyet taşıdığı gerçeğinden kopuk olması ve tek taraflı bir bakış açısını yansıtması sorunludur. Bu seçici ve tarafgir adalet anlayışını reddediyoruz.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan`ın Başbakanlığı döneminde 23 Nisan 2014 günü yayınladığı taziye mesajı ile, daha sonra Başbakanımız Ahmet Davutoğlu tarafından 20 Ocak 2015 ve 20 Nisan 2015 tarihlerinde yayınlanan açıklamalar, konuya Türkiye`nin bakış açısını özenle yansıtan metinlerdir.
Bunlar, geçmişte yaşanan acıları inkâr etmeden, doğru tanım ve tutumlarla paylaşmayı, Osmanlı Ermenilerinin kayıpları dâhil tüm kayıplarımızı birlikte ve saygıyla anmayı, dahası ortak geleceğimizi yeniden inşa etmeyi teklif eden samimi çağrılardır.
Bu tarihi konuda herkesi sağduyuyla hareket etmeye davet eden yaklaşımımıza ve uzattığımız dostluk eline, olumlu karşılık almayı umut ediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
“Gauck`un, yüzbinlerce Türk asıllı Alman vatandaşının düşüncelerini yok sayması ibret vericidir.”
Almanya Federal Cumhurbaşkanı Gauck`un, 23 Nisan 2015 tarihinde Berlin Katedralinde düzenlenen etkinlikte 1915 olayları konusunda yaptığı konuşma ile ilgili olarak da, Dışişleri Bakanlığı`nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Almanya Federal Cumhurbaşkanı Gauck`un, 23 Nisan 2015 tarihinde Berlin Katedralinde düzenlenen ve Türk kimliğine, tarihine ve toplumuna mesnetsiz ithamların dillendirildiği bir törene iştirak etmiştir.
Cumhurbaşkanı Gauck`un, hukuka ve tarihi gerçeklere aykırı şekilde, Türk milletine işlemediği bir suçu isnat etme hakkı yoktur. Toplumsal birlik, bütünlük ve uyumu temsil etme makamında olanlardan, toplumu oluşturan tüm fertlerin hassasiyetlerini dikkate almaları ve daha kucaklayıcı bir yaklaşım sergilemeleri beklenir. Bu bağlamda, Gauck`un, temsil ettiği insanlar arasında bulunan yüzbinlerce Türk asıllı Alman vatandaşının düşüncelerini yok saymasıibret vericidir.
Türk tarihi ve kimliği, Türk-Alman toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu kimliği karalamaya yönelik girişimlere bu toplumun fertleri sessiz kalmayacaklardır. Türk halkı, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck`un bu ifadelerini unutmayacak ve affetmeyecektir.
Önümüzdeki günlerde, 1915 olayları konusunda bir karar tasarısını ele alması öngörülen Almanya Federal Meclisinin, bu tarihi mesele konusunda tarafsız ve yapıcı bir tutum içerisinde olmasını, Türk-Alman ilişkilerine uzun dönem olumsuz yansımaları olacak bir yaklaşım sergilememesini temenni ediyoruz.
Türklerle Ermenilerin barışmalarına giden yola adil bir biçimde katkıda bulunacak her ülke, bu “dostluk projesinin” ortakları olarak tarihteki yerlerini alacaklardır.
Bu çerçevede dost ve müttefik ülkelere düşen rolün ayrı bir önem taşıdığı da açıktır.”
Dışişleri Bakanlığı`nın açıklamasında son olarak, Rusya Devlet Başkanı Putin`in 1915 olaylarına yaklaşımının kınandığı belirtildi.
“Putin`in, 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirmesini reddediyor ve kınıyoruz.”
Dışişleri Bakanlığı`nın açıklamasında, “Rusya Devlet Başkanı Putin`in, tüm uyarı ve çağrılarımıza rağmen, 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirmesini reddediyor ve kınıyoruz. Hukukun açık ihlali olan bu tür siyasi açıklamalar Türkiye bakımından yok hükmündedir.
Rusya`nın Kafkaslar, Orta Asya ve Doğu Avrupa`da yüz yıl boyunca gerçekleştirdiği kitlesel katliamlar, sürgünler ve Holodomor gibi topluca cezalandırma yöntemleriyle özellikle kendi tarihinde Türk ve Müslüman halklara yönelik insanlık dışı uygulamaları göz önüne alındığında, “soykırımın” ne olduğunu ve hukuki boyutunu esasen en iyi kendisinin bilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Duma`nın 1995 yılından bu yana her 10 yılda bir tek yanlı Ermeni iddialarını destekleyen siyasi açıklamalar yapma alışkanlığını biliyoruz. Bu geleneği bozmayan Duma, 24 Nisan 2015 günü eski kararları doğrultusunda yeni bir açıklama daha yapmıştır. Bu açıklamayı da kınıyoruz.
Rusya Devlet Başkanı`nın Ermenistan`ın yüzüncü yıl propaganda kampanyasının gösteri ayağı olan 24 Nisan Erivan törenlerine katılması da bu çerçevede değerlendirilmelidir.
“Rusya`nın yanlışta ısrar etmesi bölgemizdeki huzur, barış ve refaha yardımcı olmayacaktır.”
Türkiye`nin dostluğuna önem vermesi ve hassasiyetlerini dikkate alması gerektiğini beklediğimiz Rusya`nın yanlışta ısrar etmesi bölgemizdeki huzur, barış ve refaha yardımcı olmayacaktır.
Rusya'nın bu konuda yapabileceği bir şey varsa o da, tarafgir tutumunu bir yana bırakıp, Ermenistan ve Ermenileri Türkiye'nin dostluk ve barış çağrılarına olumlu karşılık vermeye teşvik etmesidir.” (İLKHA)