Akdeniz'deki 900'den fazla kişinin boğularak can verdiği göçmen faciasından sonra, Avrupa Birliği (AB) dışişleri ve içişleri bakanlarının skandal bir plan üzerinde anlaştığı ortaya çıktı. 10 maddelik göçmen eylem planı, göçmenleri öldürmek, ölmeyenleri de ülkelerine hızlı şekilde geri göndermek üzerine kurulu.

Akdeniz'de ölen her göçmenin katili sayılan AB, bu planla cinayetlerini sistematik hale getirebilecek.

AB liderleri, göçleri engelleme konusunda olağanüstü toplanıyor. Yarın gerçekleşecek zirvede AB ülkelerinin üzerinde anlaştığı sözkonusu katliam planı görüşülecek. Plan öncelikli olarak göçmenlerin taşındığı tekneler üzerinde yoğunlaşıyor. Plana göre göçmenleri taşıyan kişilerin yakalanması ve teknelerinin batırılması için 'sistematik' çaba gösterilecek. Gemi batırma yöntemi özellikle Somali açıklarında faaliyet gösteren korsanlara karşı uygulanıyor. Plan devreye girerse göçmenler korsan muamelesi görmüş olacak.

Plana göre, her şeye rağmen AB topraklarına girebilen göçmenler, parmak izleri de alınarak 'hızlı' şekilde ülkelerinde geri gönderilecek. Göçmenlere suçlu gibi davranmayı esas alan plana göre, deniz ötesi müdahalelerin de kullanılması gündemde. Bütün teknelerin denize açıldığı Libya'ya en çok göçmen geçişini sağlayan ülke olanNijer, ağır baskı altına alınarak, göçler kaynağında kesilmeye çalışılacak.

Kurtulanlar İtalya'da
Akdeniz'de Libya açıklarında 900'ün üzerinde taşıdığı göçmenle alabora olan tekneden kurtarılan 28 kişiden 27'si İtalya'nın Katanya kentine getirildi. Katanya'ya getirilen 28 kişiden, Tunuslu kaptan ve Suriyeli yardımcısı tutuklandı.

Ölen Müslüman olunca AB sessiz
Avrupa'nın kendisine sığınmak için gelen Afrikalı, Arap ve Müslümanları insan olarak görmediğini anlatan İHH İnsan Hakları ve Hukuk Komisyonu Başkanı Gülden Sönmez “Bu insanlar Avrupa için bir yük demek. Bu nedenle çocuk kadın demeden ölüme terk etmek onlara çok doğal geliyor. Arama kurtarmanın sınırlı tutulmasını da imkansızlık gibi saçma bir sebebe bağlıyorlar. İtalya'nın tavrı buna en iyi örnek” dedi.

Mültecilerin genelde Müslüman topluluklar olduğuna dikkat çeken Sönmez, Batı'nın Müslümanları kendisiyle eşit görmediğini kaydetti. Sönmez “Bir tane Hristiyan bir aile o tekne dolsaydı emin olun Avrupa Birliği o aileyi kurtarmak için seferber olurdu. Batı'ya göre Müslümanlar Batı'yla eşit değillerdir görüşü hakim. Teknede ölen insanların onların gözünde hiçbir değeri yok” diye konuştu.

Son anda kurtardık
Bodrum'da, Sahil Güvenlik ekipleri, teknesiyle kaybolduğu iddia edilen bir kişiyi aradıkları sırada, Suriye uyruklu 30 göçmeni kurtardı. Göçmenler, su almaya başlayan ve batmak üzere olan bottan son anda kurtarıldı. Muğla'nın Ortaca ilçesi açıklarında da içinde Suriyelilerin bulunduğu 10 kişilik bot alabora oldu. Göçmenlerin 6'sı kurtarılırken, 4'ü kayıp. Öte yandan Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın verdiği bilgiye göre, Ege Denizi'nde kurtarılan göçmen sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yaklaşık 3 kat artışla 3 bin 947'ye ulaştı.

Akdeniz'i mezarlığa çevirdiniz
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el-Hüseyin, haftasonu Akdeniz'de 700 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Avrupa Birliği'ne göçmenler konusunda “çok yönlü, daha cesur ve hisli” bir tutum sergilemesi çağrısında bulundu. Zeyd, “Avrupa dünyanın en savunmasız göçmenlerine sırtını dönüyor ve Akdeniz'in büyük bir mezara dönüşmesi riskini alıyor” ifadelerini kullandı.

Avrupa'nın Akdeniz'deki göçmen cinayetlerine ortak olması, Avusturya'nın başkenti Viyana'da protesto edildi. Mitinge içi boş olan temsili göçmen botu getirildi.

Sivil toplum örgütlerinin çağrısı üzerine Akdeniz'de meydana gelen göçmen kazalarına dikkat çekmek amacıyla Avusturya İçişleri Bakanlığı'nın önünde “Akdeniz'de göçmenlerin ölmelerine son” mitingi düzenledi. Yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı mitinge, üzerinde “Bu bot boş” yazan botlar getirildi. Ölen göçmenlerin anısına mumlar yakıldı. Etkinlikte botlarla yolculuk yapan iki mülteci kısa birer konuşma yaptı.

Mülteciler, savaş, şiddet ve açlıktan kaçtıkları için büyük bir çaresizlik içinde botlara bindiklerini ve ölümü göze alarak yola çıktıklarını anlatı. Mitingde konuşan yardım kuruluşu Caritas'ın Başkanı Michael Landau mültecilerin yaşadıklarını sorunları “Avrupa'nın ayıbı” olarak nitelendirdi. Mültecilerin kurtarılması için finansal yardımlarını artırılması çağrısında bulunan Landau, “Kapısının önü mezarlık olan bir Avrupa'da yaşamak ister miyiz ve Akdeniz'e girdiğimiz zaman ölülerin üstünde yüzmek ister miyiz diye kendimize sormalıyız” ifadelerini kullandı.

Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer ise, Avrupa'nın göç politikalarının yeniden düşünülmesi çağrısında bulundu. Fischer, “Bu alanda bugüne kadar yapılansiyaset olduğu gibi devam ettirilemez” dedi.

Yeni Şafak