Mü`minler içinde Allah`a verdikleri sözde duran nice erler vardır işte onlardan kimi sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir,kimi de şehitliği beklemektedir.Onlar hiçbir şekilde sözünü değiştirmemişlerdir. (Ahzab 23) İhlaslı samimi mü`minler içinde Allah`a Resulü(s.a.v)ile beraber sebat etme ve dini yüceltmek için savaşma konusunda verdikleri sözde duran nice erler vardı: yani onlar açıktan yaptıkları fiilleri ile sözlerini gerçekleştirmiş ve yerine getirmişlerdi.Onlar Resulullah (sav) ile birlikte savaşa katıldıklarında sebat edip şehit oluncaya kadar savaşacaklarına dair adakta bulunmuşlardı. Allah (cc) canlılar arasında insanı özel kıldı, insanlar arasında mü`minleri özel kıldı, mü`minler arasında sözüne sadık kimseleri özel kıldı. Söz sadakat ister, sadakat ise ancak fiiliyat ile izah edilir. Velev bu asr-ı saadette olsun,velev ki ahir zamanda olsun. Tarih sayfaları Allah yolunda münafık, firavun ve daha niceleri karşısına dikilerek her şeyini feda eden şehitlerin,sadıkların al kanlarıyla doludur. Ayetin ilk muhatapları ashap olmakla beraber kervan hala bu yoldaki istikametini sürdürmektedir. Kendisini davaya adayan nice insanlar vardır bu uğurda hiçbir kınayıcısının kınamasından çekinmeyen, canını bu uğurda vermeye özlem çeken, zulüm, sürgün ve işkenceye maruz kalan bu aşıkların zulmü sineye çekmelerinin tek nedeni var bu Allah erlerinin; Davaları.... Bir vuslatı var onların, zalimlerin zulmünün bitmediği bu dünyadan pir-u pak olarak çıkan, kendisine sunulan onca kolaylığa rağmen ``Ben davamı seçtim, seçiyorum, Rabbime sözüm var`` diyen o dava hamilerinin.... Dava büyük; bu yolda çekilen zorluklar teferruat, şehidlik ise seçkin kullara mükafattır. Düşünce ve ideoloji ne olusa olsun, her mücadelenin seyrini değiştiren, görünmezleri ortaya koyan, bir kaç ciltlik kitabın son sözüdür. Kâlin bittiği, halin konuştuğu andır şehadet. Teslimiyetin adağıdır şehadet Allah yolunda yaşamak, ölmek istediğimiz yolda yaşamak: yaşanmayan yolda ölünmez ki şehid olabilmek için, şehadetle hayata son vermek yeterli değil aynı zamanda şehid gibi yaşamakda önemlidir. ``Her kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa salih amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadetlere hiç bir kimseyi ortak etmesin`` (Kehf.110) Şirkten riyadan uzak bir şekilde varlığını ve amellerini sırf Allahu Tealaya adamış olmak. Tabiri caiz ise Allahu Tealaya çalışıp ondan alacağı olanlar alacaklarını almak için bir an önce ona kavuşmayı ister. Alacaklı olmak içinde sırf ona çalışmış olmak gerekir. Şehadet nefsine gem vuranların mertebesidir. Şehadet güçlülerin arkasından gidenlerin değil, güllerin arkasından gidenlerin mertebesidir. Rıza-ı Allah`ı gözetip, İla-yı Kelimetullahı yüceltmeye çalışanların mükafatıdır şehadet. Gencecik fidanların kanatlarını O`nun uğrunda yerlere serdiği davanın adıdır şehadet. Davasına kurban olunan dava erlerinin yarenidir şehadet. Fertlerin fani kendisinin baki olduğu DAVA ŞUURUDUR ŞEHADET. Biz İslam davası uğruna ne liderler şehid verdik. Abdulaziz Rantisi. Yahya Ayyaş gibi. Ne önderler şehid verdik Hasan El Benna , Seyyid Kutub gibi. Ne maneviyatlar şehid verdik Şeyh Ahmet Yasin gibi Ne komutanlar şehid verdik İzzettin El Kassam , Şamil Basayev gibi Ne şehidler verdik Ş.Hacı, Ş.Muhammed Nur, Ş.Muhammed Ata, Ş.Absusselam, Ş.Turan, Ş.Cumali, Ş.Hasan, Ş.Hüseyin, Ş.Riyad gibi. Ne yiğit evlatlar verdik Küçük Ali, Ş.Fuat, Furkan Doğan ve Yasin Börü gibi. Ne şühedalar verdik. Asiye, Sena, Esma, Hatice ve Gülseren gibi. Ve ne Rehberler şehid verdik. Bağrımızı yakan, gönüllerimizde ukte kalan, ideali idealimiz, davası davamız, kavgası kavgamız, kaygısı kaygımız, hayali hayalimiz, hedefi hedefimiz, misyonu misyonumuz, yolu yolumuz olan Ş.Hüseyin Velioğlu gibi. Ama hiçbir zaman yılmadık ve yılmayacağız. Bizlere devredilen sancak dalgalanana ve yahut bu uğurda onlara kavuşana kadar (İnşallah.)

 

Rumeysa Öcüt