Diyanet İşleri Başkanlığı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed`in (s.a.v.) veladetinin 1444. Yıldönümü münasebetiyle düzenlediği sempozyumunu bu yıl Mardin`de düzenledi. Mardin İl Müftülüğü Konferans Salonu`nda yapılan “Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Hukuku” konulu sempozyum okunan Kur`an-ı Kerim ve yapılan açılış konuşmalarıyla başladı. Yoğun ilgi gören sempozyumda yer bulamayan birçok kişi programı ayakta takip etmek zorunda kaldı.

Sempozyumun açılışına Mardin Valisi Ömer Faruk Koçak, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ekrem Keleş, Din Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yaşar Yiğit, İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, ilçe kaymakamları ile müftüleri, Diyarbakır-Mardin Metropoliti Saliba Özmen, il protokolü, din adamları, kanaat önderleri, birçok davetli ve vatandaşlar katıldı.

“Bir arada yaşamak hür olmaktır”

Konferansın açılışında konuşan Mardin Valisi Ömer Faruk Koçak, hürriyetin olmadığı yerde gelişmenin ve ahlakın olmadığını, ahlakın olmadığı yerde ise insanlar arasındaki barışın olamayacağına dikkat çekti. “Bir arada yaşamak hür olmaktır.” diyen Koçak, “Hür olmak da ancak cenabı Allah`ın sevgisiyle mümkündür.” dedi ve Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirmesinin 1444. Yıldönümünün ülkemize hayırlar getirmesini cenabı Allah`tan niyaz etti. Koçak, “Mardin'de yaşayan insanlar, kendi gözlükleriyle değil yüce yaratıcımızın bize vaz ettiği gibi bir arada yaşamanın formülünü oluşturmuşlar. Hep söylüyorum, hep söylemeye devam edeceğim. Mardin'deki bu formül, hem ulusal seviyede, hem uluslararası seviyede, özellikle bölgemizde meydana gelen birçok çatışmanın çözümü ve formülüdür aslında. Ben bütün insanların hür olduğu, hür yaşadığı ve birbirleriyle barış içerisinde yaşadığı bir ahlaki seviyeye ulaşmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

“İçimizde barışı ve kardeşliği tesis etmemiz gerekir”

Kutlu Doğum geleneğinin en önemli ayaklarından birinin Kutlu Doğum vesilesiyle düzenlenen ilmi toplantılar olduğunu aktaran Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ekrem Keleş, her yıl önemli bir konunun tema olarak seçilip gündeme taşındığını kaydetti. Kendi içinde barışı, kardeşliği ve dayanışmayı kuramamış bir toplumun başkalarına yardım edemeyeceğini dile getiren Keleş, “Başkalarına örnek olabilmek için ilk önce kendi içimizde barışı, kardeşliği ve dayanışmayı tesis etmemiz gerekiyor.” dedi.  

“Bunları kim yapacak!

Batıdaki İslamofobi tehlikesine değinen Keleş, bu ve buna benzer konularla ile ilgili yapılması gerekenlerin konuşulup tartışılması gerektiğini söyledi ve şu soruları sıraladı; “Düşünce ve basın özgürlüğü adı altında İslam`a, Hz. Peygambere ve İslam`ın kutsal değerlerine yapılan hakaretler karşısında nasıl bir strateji izlemiz gerekir? Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde çarptırılan ve okullardaki kitaplara yanlış anlamlar olarak sokulan İslam`ın temel kavramları ve ana konuları nasıl tahsis edilecek ve bu yanlışları kim düzeltecek? Şiddet ve terör bugün nasıl önlenecek? Tuğlaları bir birini sımsıkı tutan bir minareye benzemesi gereken müminler topluluğunu yuvarlanmak üzere oldukları ateş çukurunun kenarından kim alıp uzaklaştıracak?”

“Büyükşehirlerde yeni bir yapı ortaya çıktı!”

Keleş sözlerini şöyle sürdürdü; “Ülkemizde çeşitli nedenlerle köyden kente yoğun bir göç yaşanmaktadır. Bu göç nedeniyle özellikle büyükşehirlerde farklı meşrep ve etnik köken mensubu insanlardan müteşekkil yeni bir yapı ortaya çıktı. Böyle bir yapıda zaman zaman insanların birlikte yaşama konusunda duyarsızlaştıkları gözlemlenmektedir. Oysa toplumsal huzurun yolu başkalarının inancına, düşüncesine saygı gösterebilmekle mümkündür.”   

“Hz. Peygamber örnekliğinde birlikte yaşama hukuku”

Din Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yaşar Yiğit de, Hz. Peygamberin çok kısa bir süre içerisinde cehalet, adavet, kin ve nefret toplumunu sevgi,  muhabbet ve rahmet toplumuna dönüştürdüğünü ve bu dönüşümün analiz edilmeye değer olduğunu söyledi. Yiğit, kadim kültürümüze müracaat ederek Hz. Peygamber örnekliğinde birlikte yaşama hukukunun bir sempozyum çerçevesinde ele alınmasını yararlı olacağı düşüncesiyle böylesi bir organizasyonun tertip edildiğini kaydetti.  

“Mardin; bir arada yaşamanın nadide örneğidir”

Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun da katılımcıları 3 dilde selamlayarak, “Tarihin, kültürün, edebiyatın, sanatın ve mimarının şahikası, etnik, dini ve kültürel farklılarıyla barış içerisinde binlerce yıldır bir arada yaşamanın nadide örneği Mardin`de sizleri ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz.” dedi.  

Sempozyum 3 gün sürecek

Yapılan açılış konuşmaların ardından Cuma namazı nedeniyle sempozyuma ara verildi. Cuma namazının ardından sempozyum oturumlarla devam edecek. 3 gün devam sempozyumda farklı konularda farklı konuşmacılar düşüncülerini paylaşacak. (M. Salih Keskin – İLKHA)