LONDRA: Çocuk haklarıyla ilgili uluslararası çalışmalar yürüten "Save the Children" adlı sivil toplum kuruluşu, Akdeniz'de çocuk göçmenlerin boğulmalarını engelleyecek arama ve kurtarma çalışmalarının tekrar başlatılması kapsamında AB'ye baskı yapması için İngiltere'deki siyasi parti liderlerine çağrıda bulundu.
Save the Children'dan yapılan açıklamada, "Kurtarmayı tekrar başlat" adlı yeni kampanyanın, önceki gün Libya'dan İtalya'ya kaçak göçmen taşıyan teknenin batması ve çoğu çocuk 400 kadar kişinin hayatını kaybetmesinin ardından hazırlandığı belirtildi.
Yeni kampanya çerçevesinde Birleşik Krallık'taki siyasi parti liderlerine seslenildiği ifade edilen açıklamada, siyasilerden, Akdeniz'de tehlikeli yolculuğa çıkan binlerce göçmen için hazırlanan "Kurtarmayı tekrar başlat" kampanyasına ilgi göstermeleri talep edildiği kaydedildi.
'Her göçmen çocuğun ölümü, Avrupa'nın vicdanında bir leke'
Save the Children İngiltere Şubesi İcra Direktörü Justin Forsyth de yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
"Siyasi liderlerimiz, arama ve kurtarma operasyonu olmadan, binlerce masum çocuk ile ailelerinin Avrupa'nın kıyısında boğulmalarına izin verdiğimiz gerçeğini gözardı edemezler. Bir sonraki hükümette kim olursa olsun, aramaların tekrar başlatılması kapsamında AB ile çalışması için manevi yükümlülüğü bulunuyor. Her bir göçmen çocuğun ölümü, Avrupa'nın vicdanında bir leke. Avrupa bu yaz harekete geçmeden kaç bin kişi ölmeli?"
Öte yandan, kuruluşun açıklamasında, kaçak olarak İtalya'ya varan 17 yaşındaki Eritreli bir gencin geçirdiği zorlu ve tehlikeli yolculuğa ilişkin ifadelere yer verildi.
"Brahane" rumuzlu genç, yardım kuruluşuna yaptığı açıklamada, insan kaçakçılarının sürekli uyuşturucu kullandığı ve ters düştükleri göçmenlerin üzerine benzin döküp ateşe verdiğini belirterek, bu kişilerin yanarak öldüklerine şahit olduğunu savundu.
Brahane şunları bildirdi:
"Libya'da sadece günde bir defa yemek yedik. Bingazi yakınlarında bir ay kadar bekledik. Sürekli dayak atıyorlardı. Demir sopalarla vuruyorlardı. Hristiyanların kafalarını kesen insanları gördüm. Trablusgarp yakınlarında bir sardalya fabrikasında 4 ay yaşadık. Binden fazla kişiydik. Bir arkadaşınız ya da komşunuzla konuştuğunuzda dayak atıyorlardı. Bunların hepsi bizden para koparmak içindi. Evinizi aratıyorlar, öldüğünüzü söylemenizi istiyorlar, aynı zamanda dayak atıyorlar ki aileniz çığlıklarınızı duyabilsin."
AA