Diyarbakır merkez Kayapınar İlçe Müftülüğü tarafından ‘Kutlu Doğum Haftası` dolayısıyla ‘Hz. Peygamberi Anma ve Anlama` etkinliği düzenlendi.
Özle bir düğün salonunda düzenlenen Kutlu Doğum etkinliğine Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Ahmet Ağırakça, Kayapınar İlçe Müftüsü M.Sırrı Şık, Camii imamları ve çok sayıda Peygamber aşığı Diyarbakır halkı katıldı.
Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Fatih Çakmakaş Hoca tarafından okunan Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlik, Kayapınar İlçe Müftüsü M. Sırrı Şık ve Artuklu Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Ahmet Ağırakça`nın yaptığı konuşmalarla devam etti.
Konuşmaların ardından sahneye çıkan ilahi sanatçısı Rıfat Albay, Kürtçe-Türkçe okuduğu eserlerle katılımcılara duygulu anlar yaşattı.
“İnsanoğlu zaaflarının etkisinde kalmıştır”
Allah Teâlâ`nın insanlardan dünyayı imar etmesini istediğini fakat bu görevin birçok insana ağır geldiğini belirten Kayapınar İlçe Müftüsü M.Sırrı Şık, “Bundan dolayı da halifelik görevinden adeta istifa ettik. Zaaflarımızın peşinde koşuyoruz ve zaaflarımıza teslim oluyoruz. Şuan insanlığın temelleri çürümeye başladı ve o koca insanlık binası yıkıldı. Şu an o enkazın altında inleyen, çaresizce feryatlarıyla yardım isteyen yine bizleriz. Yani insanoğludur. Kendi ellerimizle oluşturmuş olduğumuz şeylerin vesilesiyle maalesef dünyanın şuada ki hali yaşanmış oluyor. İnsanoğlu teknoloji ve sanayi ile o kadar sanal bağlar oluşturdu ki neredeyse bütün dünyayı bir köy haline getirdi. Bunu başara bilen insan kendi hemcinsleri ile adalet ortamında hukuk temelinde bir arada yaşamayı maalesef sağlayamadı. Çünkü zaafların etkinde kalmışız.” diye konuştu.
“Bizim ahlaki bir imana ihtiyacımız var”
İman eden insanlar arasında var olması gereken merhamet bağının kopma noktasına geldiğini vurgulayan Şık sözlerini şöyle tamamladı:
“Gönülden gönüle giden köprüler atılmıştır. Nefret söylemleri ön plandadır. İnsanlık adeta acı feryatlar içerisinde çırpındıkça daha da batıyor. Artık alınan tedbirlerde insanlığı kurtaramıyor. İnsanlığı ayakta tutan 2 ana unsur vardır. Bunlardan bir tanesi; haktan ve adaletten beslenen hukuk diğeri ise; temiz fıtrattan ve de insani değerlerden beslenen ahlak. Bu iki unsur insanlığın ayakta kalmasına bir arada insanca yaşamasına vesile olan hususlardır. Eğer bunlardan bir tanesi veyahut ikisi de sarsılacak olursa işte o zaman insanlık binasını ayakta tutacak hiçbir şey yoktur. Eğer ahlak imandan beslenmeyecek olursa o zaman ahlakta da gevşemeler meydana gelir. Ve bu gevşemeler hukuka da yansıyor dolayısıyla olan insanoğluna oluyor. Onun için bize ahlakı takviye edecek 3`üncü bir güce ihtiyacımız vardır oda iman`dır.”
“Tağutlara giden yollardan uzak duralım”
Etkinlikte bir konuşma yapan Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ise Hz. Muhammed`i (sav) severken bu sevgiyi sadece kuru bir sevgi ve kuru bir muhabbet ile değil onun getirdiği her şeyi bir bütün olarak yaşamakla mümkün olacağını söyledi.
Ağırakça, “Eğer biz, bu anlayışla, bu imanla yaşarsak, gerçekten Resulullah`ın Risalet`ine uymuş oluruz. Allah`a ibadet etmeliyiz ve Allah dışında ibadet edildiğine inanılan her şeyi red etmeliyiz. Tağuttan ve küfürden, uzak durun. Sizi yanlışlığa, küfre, merhametsizliğe, adaletsizliğe, yanlışlığa, ahlaksızlığa götürecek olan yollardan uzak durun.” tavsiyelerinde bulundu.
“Allah ve Resulünün çizdiği sınırlar içinde duralım”
‘Sabahtan akşama kadar yapacağımız her davranışta Hz. Muhammed`i (sav) taklit etmek gerekir` ifadelerini kullanan Ağırakça sözlerini şöyle noktaladı:
“Sadece senede bir kez Kutlu Doğum haftasına katılıp da onu anmak değildir amaç. Her saniye onun sevgisini ve muhabbetini kalbimizde beslememiz gerekir. Yapacağımız her türlü davranışta örnek almamız gereken Hz. Muhammed`dir. Bir davranışta bulunduğumuzda Resülullah, bu davranışta nasıl bulunmuştur, nasıl bana yol göstermiştir, o halde bizimde aynısını uygulamamız lazım. Farzların yerine getirilmesinde, her türlü helal ve haram meselelerde biz Hz. Muhammed`in emirlerini ve bize gösterdiği yola uymak zorundayız. Eğer biz kendi hevesimizden, aklımızdan, örfümüzden, ilham alıp buna göre davranırsak yanlışlığa düşmüş oluruz. Kendimize göre helal ve haramı koyamayız. Sadece Allah ve Resulü haram ve helali belirler.” (İzzettin Alagöz, Ali Fidancı - İLKHA)