Bediüzzaman Said-i Nursi`nin vefatının 55`inci yıldönümü münasebetiyle Yeni Asya Gazetesi Diyarbakır Temsilciliği organizesiyle “Günümüz Meselelerine Bediüzzaman`dan Çareler” adıyla panel düzenlendi. Panele Eğitimci Tahir Önverdi, Hukukçu Abdulkadir Akbaş ve Tarihçi Latif Salihoğlu katıldı.
Moderatörlüğünü Yardımcı Doçent Doktor Ömer Ergün`ün yaptığı panel Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
“Türk ve Müslüman Kürtleri birbirine düşüren ‘Kemalizm`dir”
Panelde konuşan Eğitimci yazar Tahir Ünverdi, Müslüman Türk ve Müslüman Kürt`leri birbirine düşüren ve fitneyi uyandıranın ‘Kemalizm` olduğunu söyledi.
Irkçılığa Bediüzzaman tarafından reçete yazıldığını söyleyen Ünverdi, “Dinsiz, imansız, ahlaksız, edepsiz, ırkçı, faşist, kominist Avrupa kesimine karşıyız. Türkler, Kürtler ve Araplar bin sene beraber yaşadık. Ancak son asırda İslam düşmanlarının aramıza koyduğu ırkçılık hastalığıyla birbirimize kırdırdılar.” dedi.
“Derin devletin en büyük arzusu, dindarları birbiriyle çatıştırmaktır”
Irkçılığın çaresinin İslam kardeşliği olduğunun altını çizen Üniverdi, “Hiçbir zaman bir Türk, Kürt`ten, Arap`dan ya da başka bir kavimden üstün olamaz. Üstünlük ancak takvadadır.” ifadelerini kullandı.
Panelde konuşan Avukat Abdulkadir Aktaş ise, Hükümetin dindar bir cemaatle mücadeleyi milli güvenlik siyaset belgesine koymasının derin devleti memnun ettiğini söyledi. Aktaş, “Derin devletin en büyük arzusu, dindarları birbiriyle çatıştırmaktır. Milli güvenlik siyaset belgesi bir utanç belgesidir.” diye konuştu.
Kemalizmin ve derin devletin en büyük arzusunun ehli imanı birbirine kırdırmak olduğunu söyleyen Aktaş, kardeşlik hukukunu müdafaa ederek dehşetli bir hataya düşmeyi engellemek gerektiğini söyledi.
“Asrın hastalığı imansızlıktır”
Bediüzzaman`ın insanlığın birçok sorununa Kur`an-ı Kerim`den çareler getirdiğini söyleyen Araştırmacı-yazar M. Latif Salihoğlu, ahlaksızlığın dehşet verici bir şekilde yayıldığını ve herkesin modanın kurbanı olduğu belirtti.
Asrın hastalığının imansızlık hastalığı olduğunu söyleyen Salihoğlu, “Hepimizin ortak derdi, çocuklarımızın geçmişte kavimleri helak eden günahlar ve alışkanlıklarla karşı karşıya olmasıdır. Diğer taraftan ırkçılık hastalığına karşı çatışmadan önlemler almalıyız. Rabbimiz bir, Razakımız bir, Dinimiz bir, Peygamberimiz bir… Bu kadar ortak değerleri olan bu toplum nasıl olur da bu ihtilafı yaşayabiliriz.” şeklinde konuştu.
Panel sonunda konuşmacılar, katılımcıların sorularını yanıtladı. (M. Sıddık Bilge - İLKHA)