Adana`da Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen, “Eşsiz Önder Hz Muhammed (sav)” temalı Kutlu Doğum programı halkın yoğun katılımıyla gerçekleşirken, Muhammedi Sevda doruğa ulaştı.
Etkinliğe gelen halk, alan girişine kurulan arama noktalarından geçtikten sonra içeri alınırken, etkinlikte çok sayıda polis görev yaptı. Ayrıca Platform tarafından da bine yakın kişinin görevlendirdiği belirtildi.
Etkinlik alanına halkın daha rahat ulaşması için Büyükşehir Belediyesinden istenen otobüslerin verilmemesinden dolayı, bazı gönüllü katılımcılar mahallelerdeki halkı etkinlik alanına getirmek için şahsi araçlarıyla platform yetkililerine yardım ettiği gözlendi.
Üç TV kanalı ortak canlı yayın yaptı
Yapılan etkinliği, üç TV kanalı ortak yayınla, canlı olarak izleyicilerine ulaştırdı. Etkinlik alanında acil müdahale için sağlık çadırı kurulurken, çadırda beş erkek ve bir kadın sağlık görevlisi hazır olarak bulundu.
Etkinliğe HÜDA PAR`ın desteklediği Hür Adaylar Bloğundan Adana Bağımsız Milletvekili adayı Salih Demir, STK temsilcileri ve binlerce kişi katıldı.
“Peygamber Sevdalıları Ortadoğu`daki bütün diktatörleri alaşağı edecektir”
Platform tarafından alanın çeşitli noktalarına “Peygamber Sevdalıları, Ortadoğu`da ki bütün diktatörleri alaşağı edecektir”, “Peygamber Sevdalıları Müslüman halkın umududur” yazılı pankartların asıldığı görüldü.
Adana genelinde yapılan salâvat kampanyası kapsamında çekilen salâvat sayısının da açıklandığı etkinlikte, Sunucu Hüseyin Ayaydın çekilen salâvat sayılarını açıkladı. Buna göre Adana`da 369 Milyon 781 bin 592 salâvat çekilirken, bunun yanı sıra on binlerce Yasin-i Şerif, on binlerce İhlâs Suresi ve binlerce Hatm-i Şerif okunduğu belirtildi.
“Yasin Börü ve dava arkadaşlarına selam olsun”
Programın sunuculuğunu yapan Hüseyin Ayaydın, programa Diyarbakır`da vahşice katledilen Yasin Börü ve dava arkadaşlarını selamladıktan sonra etkinlik, Mahmut Turan Hoca`nın Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından sahneye çıkan Özlem Ajans Sanatçıları, seslendirdikleri ilahi, ezgi ve marşlarla alandaki halka büyük bir coşku yaşattı.
“Ümmet coğrafyası kan ve revan içinde”
Kutlu Doğum Programının açılış konuşmasını yapan Salih Demir, “Peygamber Sevdalılarının meydana indiği ve Muhammedi baharı doya doya soludukları ve kokladıkları kutlu ve nurlu bir doğuma hamdolsun ki girmiş bulunuyoruz.” dedi.
Millettin, halkımızın inancına tahammül edemeyenlerin inadına meydanların yine Muhammedi âşıklarla dolduğunu ifade eden Demir, “Ümmet coğrafyasının kan ve revan içerisinde olduğu bir süreçte; annelerin, bebeklerin gözyaşlarının dinmediği böyle bir zamanda, O eşsiz insana, O eşsiz rehbere ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu ve muhtaç olduğumuzu bir daha görmekteyiz.” şeklinde konuştu.
‘`1444. Sene-i Devriyesinin büyük bir bahtiyarlıkla, büyük bir şerefle hep birlikte idrak ediyoruz``
Etkinliğin bir diğer konuşmacısı olan İlahiyatçı Yunus Emiroğlu ise “Eşsiz Önder Hz Muhammed Efendimizin (sav) kutlu veladetinin 1444`üncü Sene-i Devriyesini büyük bir bahtiyarlıkla, büyük bir şerefle hep birlikte idrak ediyoruz.” dedi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Efendimizi (sav) anmak ve anlamak için birçok etkinlikler düzenlendiğini belirten Emiroğlu, “Ve hepimiz kutlu bir iklimden bir bahardan geçiyoruz ve yine meydanlar hınca hınç dolu, yüreklerimiz mukaddes bir sevda ile çarpıyor. 14 Asır sonrasından Anadolu`dan, Adana`dan, İstasyon Meydanından ilk günkü heyecanla ve ilk günkü samimiyetle hep bir ağızdan bir kez daha Merhaba Yâr, Merhaba Sevgili diyoruz” ifadelerini kullandı.
Efendimizin Kutlu Viladetinin sene-i devriyesini fırsat bilerek Nisan Ayını bir Bayram havasında idrak edildiğini belirten Emiroğlu, “O`nun âleme teşrifini büyük bir bahtiyarlıkla yâd ediyoruz. Kuşkusuz bu bile kutsi bir harekettir. Bu etkinliklerin bir tek gayesi var, o da O eşsiz örnek ve önder Hz Muhammed Mustafa`yı (sav) anmak ve anlamaya çalışmaktır.” dedi.
“Kimimiz onun siyerini okudu ama ona salâvat getirmekten geri durdu”
Efendimizi anmanın ve anlamanın farklı olduğunu vurgulayan Emiroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Anmak ve anlamak diyorum. Özellikle bu iki kavramın altını çizmemiz lazım, sadece anmak ile yetinmek aslında bizi bugün bu hale getirdi ve biz her geçen gün bazı şeyleri daha net öğreniyoruz. Bugüne kadar kimimiz sadece O`nu anmakla yetindi, O`na salâvatlar getirdi ama O`nun siretini, siyerini okumadı, okuyamadık. Kimimiz O`nun siyerini okudu ama O`na salâvat getirmekten geri durdu. Bu iki etkinlik başlı başına elbette önemlidir ama esas olan ikisinin yan yana, içi içe geçmesidir. İnsanlık tarihi boyunca, özelliklede İslam tarihi boyunca Allah`ın kutlu elçilerinin mesajını anmaya anlamaya çalışanlardır. Bu iki önemli etkinliği iç içe yapanlar tarihe isimlerini hayırla yazdırmışlardır ve bizler asırlar sonrasından, onlardan bahsederken hayırla bahsediyoruz. Eğer onu anlamaya dair daha güçlü adımlar atmasak inanın dertlerimizin devasını bulamayız.”
“Bizim Peygamberimizi onlar bize tanıtmaya kalkışıyorlar”
“İslam düşmanları tarih boyunca Allahın kutlu elçisine ve onun kutsi davasına düşmanlık ettiler.” diyen Emiroğlu, şu ifadelerde bulundu: “Bir hususun altını çizmek istiyorum aziz kardeşler, İslam düşmanları tarih boyunca Allah`ın kutlu elçisine ve O`nun kutsi davasına düşmanlık ettiler. O`nu engellemeye çalıştılar. Bugün de İslam düşmanlarının tek bir gayesi var. O Resul-ü Kibriya, O eşsiz ve emsalsiz örnek olan Allah`ın Resulü; sosyal, siyasal ve iktisadi hayata müdahil olmasın diye bunun için yeni tanımlamalar getirdiler. Bizim dinimizi, bizim Peygamberimizi onlar bize tanıtmaya kalkıştılar.”
‘`İslam bir tanedir, biriciktir ve onu en güzel tarif edende Allah`tır ve Resulü`dür``
Emiroğlu, “Efendimize olan muhabbetimizi Camilere hapsedelim diye çok uğraşanlar var. Biz O eşsiz örneğin ümmeti olarak O`nu anlamaktan aciz kaldığımız için İslam düşmanları da gerek içte, gerek hariçte O`nu anlamayalım diye, O`nu kalplerden dışarı çıkarmayalım diye, O`na olan muhabbeti Camilere hapsedelim diye türlü türlü İslam tanımlamalar çıkardılar. Kim ne derse desin; İslam bir tanedir, biriciktir ve O`nu en güzel tarif edende Allah`tır ve Resulü`dür.” ifadelerini kullandı.
“En büyük sorunumuz tefrikadır”
Kimsenin renginden ve ırkından dolayı ayrıştırılmaması gerektiğinin altını çizen Emiroğlu, konuşmasının sonunda şunları dile getirdi: “Üstad Bediüzzaman`ın dediği gibi bizim üç büyük düşmanımız var aziz kardeşler. Birincisi cehalet, ikincisi zaruret, üçüncüsü ise ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı marifet, sanat ve ittifak silahı ile mücadele edeceğiz. Şöyle bir İslam Âlemine bakın, en büyük sorunumuz tefrika değimli? En büyük sorunumuz ihtilaflar değimli? Bizim Allah`ımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, coğrafyamız bir, kaderimiz bir. Peki, nasıl oldu da bu kadar bölük pörçük olduk. Nasıl oldu da ırklarımız ve renklerimiz üzerinden ayrıştırıldık. Kaldı ki rengimizi ve ırkımız seçmek bizim elimizde mi? Ben mi istedim Kürt olmayı? Siz mi istediniz Türk olmayı? Arap mı istedi Arap olmayı? Hayır.”
Etkinlik, seslendirilen ilahi ve ezgilerden sonra yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)