Genelkurmay Başkanlığı`nın yaptığı "Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)`nin görevli ve emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir." açıklamasına hukukçulardan tepki geldi.

Açıklamanın adil yargılamaya açık bir müdahale olduğunu vurgulayan hukukçular, bunun Türk Ceza Kanunu`na göre suç olduğunu ve bildiriyi hazırlayanlar hakkında işlem yapılması gerektiğini vurguladılar.

Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, TSK`nın bu şekilde kurumsal bir açıklama yapmasının hukuk açısından doğru olmadığını söyledi. Balyoz Davası sanıklarıyla ilgili görülmekte olan bir yargılama sürecinin bulunduğunu hatırlatan Gündel, araştırma ve yargılama faaliyetinin devam ettiğini belirtti. Ortaya çıkan, elde edilen delilleri değerlendirme yetkisinin ilgili Ağır Ceza Mahkemesi`ne ait olduğunun altını çizen Gündel, mahkemenin bu delilleri değerlendirebilecek kapasitede olduğunu ifade etti.

Daha önce de birçok itiraz yapıldığını ve mahkeme tarafından bunun reddedildiğini dile getiren Gündel, "Oy çokluğuyla karar alınması, sonucu değiştirmez. Başka itirazlarda da bu tür kararla çıkabilir, oy birliğiyle olması gerekmez. Bu nedenle yapılmakta olan bir yargılamaya karşı bir açıklama, etkileyici bir şekilde `hala tahliye edilmedi, tahliye etmeniz gerekir` ifadeler kullanılması, demokrasi ve hukuk devleti açısından talihsizlik olmuştur." dedi.

Kararda, muhalefet şerhinin de önemli olduğunu anlatan Gündel, mahkemenin bunu dikkate aldığını söyledi. Geçmişte de aynı noktada aynı muhalefet şerhinin olduğunu anlatan Gündel, şöyle devam etti: "Kişisel olarak ben de son derece önemsiyorum. Ancak takdir yeri ilgili mahkemedir. Yargılama sırasında verilen bir karar var. Tahliye edilip edilmeyeceği hususu yasalarda yer alıyor. Bu sürecin dışına çıkarak TSK`nın böyle bildiri yayınlaması, adil yargılamaya müdahale ve suç teşkil eder."

"AÇIKLAMA HAKKINDA SORUŞTURMA YAPILMALIDIR"

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya ise açıklamayı yargıya müdahale olarak değerlendirdiğini vurguladı. Genelkurmay`ın anlayıp anlamamasının, bakış açılarıyla ilgili olduğunu dile getiren Kılıçkaya, savcılar değişti diye yargılamanın da değişeceğini düşünmenin yargıyı anlamamak olduğunu ifade etti.

Devlette devamlılık esas olduğu gibi TSK`da da aynı durumun geçerli olduğunu belirten Kılıçkaya, "Savcılar değişse de yargı kendine işine devam edecektir. Açıkça yargıya müdahaledir. Bu açıklama, yargılamanın nasıl olması gerektiğini, sanıkların tahliye edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu bildiriyi yapanlar hakkında soruşturma yapılmalıdır. Bir şeyin doğru olup olmadığına yargı karar verir. Birimlerin vermesi doğru değildir. Darbe olup olmadığına yargı karar verir. Herkes yargıya saygılı olmalıdır. Sonuç, saygı gösterilerek beklenmelidir." diye konuştu.

AÇIKLAMA ADİL YARGILAMAYI ETKİLEMEYE TEŞEBBÜS

12 Eylül 1980 askerî darbesini yapanlar hakkında idam istemiyle iddianame hazırladığı için meslekten atılan Savcı Sacit Kayasu, Genelkurmay`ın açıklamasının her şeyden önce adil yargılamayı etkileme teşebbüsü olduğunu söyledi.Kayasu, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin, konumu itibariyle yargılama üzerinde muazzam bir etki yapacağını bildiğini, bu açıklamanın belli bir gaye ile yapıldığını belirtti.

Ergenekon savcılarının değişmesini hiç arzu etmediğini dile getiren Kayasu, bu yargılama bitene kadar ne savcıların, ne hakimlerin mazeretleri dahi olsa değişmemesi gerektiğini ifade etti. Zekeriya Öz`ün görevinin değişmesini de doğru bulmadığını anlatan Kayasu, Genelkurmay`ın eski alışkanlıklarından vazgeçmediğini ifade etti.

Ordunun mutlak surette yerine geçmesi gerektiğini, yerinin ise Milli Savunma Bakanlığı`nın altı olduğunun altını çizen Kayasu, "Ama siz bakanlığın üstüne, hatta Başbakanın üstüne koyarsanız olacağı budur. Ben Genelkurmay`ı suçlu bulmuyorum. Bundan, geçmiş bütün siyasiler sorumludur. Çünkü orduyu gerçek yerine koymadılar." dedi.