Küçük yaşta evlendikleri gerekçesiyle Aydın E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda cezalarını çeken Akın Arıcı, Hamza Aydoğdu, Servet İçli'nin eşleri, çocukları ve aileleriyle birlikte cezaevi önünde gözyaşları içerisinde eşlerinin tahliyesini istedi. Verilen ceza nedeniyle eşleri kadar kendileri ve çocuklarının da mağdur olduğunu savunan anneler, ya tahliye için yasal düzenleme yapılmasını ya da kendilerine de ceza verilmesini istedi.
Türk ceza kanununa göre erken yaşta evlenip iki çocuk sahibi olan Dilek Arıcı, eşi Akın Arıcı'nın 5 yıl 4 ay hapis cezası aldığını ve 9 aydır cezaevinde yattığını belirterek, “Ortada işlenen bir suç varsa bunun cezasını ben mi çekiyorum, eşim mi çekiyor belli değil. Burada cezayı çocuklarım ve ben çekiyorum. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan bizim sesimizi duyup, eşlerimizin tahliye olabilmesi için yasal bir düzenleme yapılmasını talep ediyoruz" dedi.
İki çocuk sahibi Seda İçli de, 9 yıl önce evlendiği eşi Servet İçli'nin 10 yıl 10 ay hapis cezası aldığını ve 3 aydır cezaevinde yattığını ifade ederek, "Evlendikten dokuz yıl sonra eşime hapis cezası geldi. Böyle adalet olmaz olsun. Benim, eşimin ve çocuklarımızın psikolojileri bozuldu. Maddi gücümüz olmamasına rağmen her hafta aynı çileyi çekiyoruz. Bizim gibi binlerce mağdur var. Allah rızası için yasal düzenleme yapılsın. Eşlerimiz bir suç işlemedi. Evlenmemizden dolayı cezaevinde olmaları adalet değil. Lütfen bize yardım edilsin. İki çocuğumla zor durumdayım. Ben, iki çocukla 10 yıl ne yaparım" şeklinde konuştu.
“Bizi de cezaevine koysunlar”
Hülya Aydoğu da, dört çocuk annesi olduğunu belirterek 8 aydır eşi Hamza Aydoğdu'nun cezaevinde olduğunu ve 5 yıl 6 ay hapis yatacağını söyledi. Kimsesi olmadığı için çocuklarıyla birlikte mağdur olduğunu savunan Hülya Aydoğdu, şöyle konuştu: “Ben, dört çocukla ortada kaldım. Bakanımız yok. Eşimin zaten sağlık sorunları var. Eşimin bir an önce içeriden çıkmasını istiyorum. Buraya gelecek yol parasını bile borç buluyorum. Eşlerimiz içeride neyin cezasını çekiyor. Küçük yaşta bizimle evlenmeleri suçsa biz de suçluyuz. O zaman bizi de içeriye alsınlar."
İHA