Savcı mütalaasında sanıkların Hizb-ut Tahrir isimli siyasi bir oluşumunun içinde faaliyet gösterdikleri yolunda gerekli ve yeterli deliller mevcut ise de, sanıkların mensubu oldukları iddia edilen Hizb-ut Tahrir oluşumunun silahlı bir terör örgütü olduğuna dair mahkûmiyetlerine yeterli delil bulunmadığı sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda iddianamenin 40.sayfasında dökümü yapıldığı gibi pek çok kitap, bildiri ve propaganda CD`lerinin bulunduğu, bu kitap ve CD`lerin dışında herhangi bir silah veya patlayıcı maddenin sanıklarda ele geçirilmediği belirtildi.
Hizb-ut Tahrir`in silahlı terör örgütü olmadığı belirtilen Savcı mütalaasında, sanıkların içinde bulunduğu oluşumun yasa dışı silahlı örgüt olmaktan ziyade siyasi bir örgüt, dernek veya cemaat şeklinde olduğu, iddianamede bahsi geçen silahlı terör örgütü oluşturmanın yasal unsurlarının bulunmadığı anlaşılmakla sanıkların müsnet suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini talep etti.
Beraat kararı ile ilgili İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) açıklamalarda bulunan Hizb-ut Tahrir davası Avukatlarından Avukat Hüseyin Kurşun, verilen kararın siyasi davalarda yargının kısmen ideolojik tarafsızlığa yöneldiğinin ve normalleştiğinin işareti olduğunu ifade etti.
Avukat Kurşun duruşmadan sonra yaptığı açıklamada, “Savunmamızı öncelikle Hizb-ut Tahrir cemaatinin terör örgütü olmadığı yönünde yoğunlaştırdık ve hiç bir müvekkil Hizb-ut Tahrir cemaati üyesi olduğunu inkâr etmedi. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT`e Hizb-ut Tahrir`in Türkiye`de terör örgütü listesinde olup olmadığının sorulmasını talep ettik. Gelen cevap yazılar terör örgütü listesinde böyle bir hareketin isminin olmadığı ancak Yargıtay 9.Ceza Dairesinin sabık kararlarında terör örgütü olarak vasıflandırıldığı şeklindeydi.”dedi.
Siyasi davaların temyiz incelemesinin artık Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından değil Yargıtay 16.Ceza Dairesi tarafından yapılacağını ifade eden Kurşun, “Dolayısıyla Yargıtay`ın bu davalarda içtihat değişikliğine gideceğini düşünüyorum. Ayrıca verilen bu karar kısmen de olsa, Yargının ideolojik tarafsızlığa yöneldiğinin ve rejime yönelik silahlı olmayan fikri muhalefeti özgürlükler adına tolere edebileceğinin işaretini vermektedir. Siyasi davalarda yargının normalleşme eğilimine girdiğini söyleyebiliriz.”şeklinde konuştu.
Verilen kararın benzer davalara da emsal teşkil edebileceğini belirten Kurşun, verilen kararın savcının mütalaasına uygun olarak alındığını vurgulayarak, “Temyiz eden taraf olmadığı için bu kararın Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşeceğini ve benzer davalara da emsal oluşturacağını sözlerine ekledi. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)