Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu tarafından düzenlenen programda 81 ilden gençlik temsilcileri Mardin'e geldi. Çözüm Sürecine katkı sunmak için gelen gençler, 3 gün boyunca çeşitli etkinliklere katılacaklar.

Mardin Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi`nde düzenlenen programda konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk birilerin bölgede çatışmaların devam etmesini isteyen birilerini olduğunu, kaynakların ve enerjinin bu şekilde tüketilmesinin istendiğini söyledi. Silahların tamimiyle terk edilmesi gerektiğini vurgulayan Külünk, çözüm süreci ile birlikte bu coğrafyada zenginliğin refahın adaletin özgürlüğün esas olduğu bir ortamın olacağını kaydetti.

Külünk sözlerini şöyle sürdürdü; “Altını çizerek söylüyorum; zenginlikle, adaletle, hukukla tahkir ettiğimiz, bu coğrafyanın değerlerine sadık ve yeni bir vizyonu ortaya koymanın adıdır çözüm adıdır. Sizler bunun en önemli mekânlarından birisindesiniz. Hiçbir şey yapmayın sadece gezen. Esnafı gezen ve esnafta kendinizi göreceksiniz. Bir tarafta 150 kişiyi uçakla dağa çarptıran vahşi medeniyet, diğer taraftan dükkânına girdinizde size kahve ikram etmeden bırakmayan medeniyet. İşte aradaki fark budur.”  

Anlatılanların ve medyada gösterilenlerin aksine Mardin'in ve bölgenin çok değerli ve cana yakın olduğunu gördüklerini ifada eden Yüksek, önyargılarının tamamen kırıldığını ifade etti.

Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu Başkanı Bilal Okudan, Çözüm sürecine destek için 3 ay önce Diyarbakır'da bir araya geldiklerini ve çeşitli faaliyetlerde bulunduklarını belirtti. Mardin'de bu kapsamda 3 gün süre ile dolu dolu bir program gerçekleştirdiklerini ifade eden Okudan, televizyonlarda oluşturulan algıyı yıkmak için bu organizasyonları yaptıklarını dile getirdi.

Okudan, “Maalesef televizyonlara, gazetelere bakıldığı zaman, sanki burada iç savaş çıkmış algısı oluşturulmaya çalıştırılıyor. Bu programları yaparken TV`lerde oluşturulan 80 yıllık ve özellikle son 10 yıldır oluşturulmuş algıyı yıkmak için bu organizasyonları yapıyoruz. Maalesef televizyonlara, gazetelere bakıldığı zaman, sanki burada iç savaş çıkmış algısı oluşturulmaya çalıştırılıyor. Burada ki insanlarımız gençlerimiz gerçekten bunlardan rahatsız. Biz kesinlikle bu oluşturulan algı operasyonunun bir parçası değiliz. Biz kucağımızı Türkiye`nin her bölgesine açtık. Gelen herkese kapımız açık. Bizim ne kadar misafir perver ne kadar kardeşlik kaygısı içerisinde olduğumuzu herkesi hissettirmek istiyoruz. Diyarbakır`a gelen diğer bölgelerde ki kardeşlerimiz bize ilk önce çekincelerinin olduğunu söylediler. Aileleri ‘Siz Diyarbakır`a mı gidiyorsunuz? Hiç mi haber izlemiyorsunuz` gibi bir takım önerilerde bulunmuşlar. Onlarda geldikten sonra ilk yapacağımız iş biz buraya ailelerimle geleceğiz dediler. Yani Diyarbakır`da ki kardeşlerimizin onlara sevgi kucağını açmaları, esnaf ziyaretlerinde herkesin onları kucaklamaları, neredesiniz artık gelinen bu sürece hep beraber sahip çıkalım gibi telkinleri arkadaşlarımızı rahatlattı. Bizde şu anda Mardin programını yapmamızın amacı Diyarbakır`da aldığımız bu olumlu tepkiler. Mardin`de oluşturmak istediğimiz dokunma. Burada ki gençlerimize tamamen şunu söylemek istiyoruz. Bizler sizlerin tamamen arkasındayız. Bu kardeşlik sürecini oluşturmak istiyoruz. Ne olursa olsun biz bu süreci Mardinli kardeşlerimizle birlikte tamamlayacağız. Bundan sonra Urfa`da Van`da ve diğer bölgelerimiz de bu tarz programlarımız devam edecek.” dedi.

Isparta'dan gelen Buşra Yüksek ise ilk defa Mardin'e geldiğini ve Mardin`in tarihi bir şehir olduğunu söyledi. Anlatılanların ve medyada gösterilenlerin aksine Mardin'in ve bölgenin çok değerli ve cana yakın olduğunu gördüklerini ifada eden Yüksek, önyargılarının tamamen kırıldığını söyledi. (M. Salih Keskin – İLKHA)