ERKAN YAVUZ - İSTANBUL
Bayan ve erkeğin aynı ortamlarda çalışması ve bulunmasının zorunluluğu aile ve toplum yapısının temelini sarsan birçok olumsuzluklara neden oluyor. Çalışmak zorunda olan bayanlara işletmecilerin uygun ortam sağlamaması sonucu karışık bir ortamda çalışan bayan ve erkeklerin girdikleri karşılıklı ilişkiler ahlaki, manevi yönden birçok tahribatlara neden olmaktadır.
Karma iş hayatının getirdiği olumsuzlukları konuştuğumuz Âlim, siyasetçi ve işletmeciler karışık bir iş hayatının getirdiği olumsuzluklara dikkat çekerek çalışmak zorunda olan bayanlar için uygun bir iş ortamının sağlanması gerektiğinin altını çizdiler.
BAYAN VE ERKEĞİN AYNI ORTAMDA ÇALIŞMASI CAİZ DEĞİLDİR
Erkek ve kadının bir arada çalışmasının doğru olmayacağını ifade eden Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, “Erkek ve kadının bir arada çalışması çok zorunlu değilse doğru değildir. Erkek bir yere kadar kendini koruyabilir. Fakat kadın erkek gibi kendini koruyamaz. Erkeklerin arasında çalışan kadın zayıf kalıyor. Erkeklerin çoğunlukta olduğu bir yerde bayanların çalışması kesinlikle doğru değildir. Ama çoğunlukla kadın ise ve içlerinde az bir kısım erkek varsa bu erkekler de yönetici vasfındaysa bu bir yere kadar normal karşılanabilir. Fakat tamamen karma bir şekilde aynı ortamda, aynı masada veya aynı odada yalnız başına erkek ve kadın çalışamaz. Buralarda çalışan bayanlar da kesinlikle tesettürlerine dikkat etmelidirler. Başlarında yönetici olan erkeklerle sadece iş icabı konuşabilirler. Şakalaşmak veya iş dışı konuşmalar yapmak caiz değildir. Ama yine de imkânlar dâhilinde bayanların erkeklerle aynı ortamı paylaşmamak için beraber çalışmamaları en uygun olanıdır” dedi.
ÇALIŞMAK ZORUNDA OLAN BAYANLARA GEREKLİ ORTAM SAĞLANMALIDIR
İş sahiplerinin bayan ve erkek çalıştırması durumunda çalışma ortamlarının ayrı tutulması gerektiğinin altını çizen Şenlik, “Yani lavabodan tutun yemekhane ve mescide kadar bütün yerleri ayrı olmalıdır. Bunu yapan iş sahipleri aynı zamanda güzel bir örnek teşkil ederler. Yok, bunların hiçbirini yapmıyorsak bayan ve erkekleri iç içe çalıştırmaya devam ediyorsak, bu İslam dininde caiz değildir. Bu vebale iş sahibi ortaktır. Bu günahın en büyük sebebi işverendir. Çalışmak zorunda olan kadınlara gerekli ortam sağlanmalıdır. Bunu yapacak kişiler de işverenlerdir. Eğer işveren bunu yapmaz ise buradan doğacak olumsuz şeylerden de sorumlu olur” ifadelerini kullandı.
KARMA ÇALIŞMA ORTAMLARI AHLAKİ ÇÖKÜNTÜYÜ GETİRİR
Hür Dava Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Aynur Sülün de çalışma ortamlarının karma olmasının manevi ve ahlaki yönden birçok kayba kapı açtığını belirterek, “Kâinat zıtların birbirini çekmesi üzerine oturtulduğundan; uzun süre aynı ortamı paylaşan kadınla erkeğin birbirinden etkilenmemesi mümkün değildir. Rabbimiz Nur suresinin 30-31. Ayetinde ‘Mümin erkeklere ve mümin kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar` buyurarak, bakışların insanın düşünce dünyasındaki etkisine dikkat çekmektedir. Rabbimiz yüce kitabında “Zina yapmayın” yerine, “zinaya yaklaşmayın” ifadesini kullanmış; zinaya zemin hazırlayan ortamlardan ve davranışlardan kaçınılması gerektiğini belirtmiştir. Sürekli diyaloğun olduğu karma çalışma ortamlarında bakışların korunması mümkün olmamaktadır” şeklinde konuştu.
KARIŞIK İŞ HAYATI MANEVİ ÇÖKÜŞE GÖTÜRÜR
İnsanların yaşadığı ortamın insan ahlakı üzerinde etkisinin azımsanmayacak kadar çok olduğuna dikkat çeken Sülün, “Allah Resulü (SAV) bir hadisinde birden fazla insan öldürdükten sonra tövbe edip; düzelmek isteyen insana kendi dönemindeki ortamını değiştirmesini tavsiye ettiği belirtmiştir. Bu hadis, ortamın insan üzerindeki etkisine vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla karma çalışma ortamları kişinin manevi hayatından aile hayatına kadar olumsuz etkiler bırakmakta, gayri meşru hayatların normalleşmesine, aldatmalara, boşanmalara kapı açmaktadır. Çalışma şartları toplumun inanç ve değerleri gözetilerek yeniden düzenlenmeli; toplumsal huzurun ve barışın sağlanması, ailenin ve ahlakın korunması için hiç kimseye karma ortamda çalışma dayatılmamalıdır. Özellikle eğitim ve sağlık başta olmak üzere yalnızca kadına hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınlar istihdam edilmelidir.” diye konuştu.
ÇALIŞANLARIMIZIN ORTAK KULLANIM ALANLARINI AYRI TUTUYORUZ
Kuruldukları günden bu yana İslami hassasiyetleri göz önünde bulundurarak bayan ve erkek çalışma ortamlarına dikkat ettiklerini belirten tekstil işletmecisi Adem Karav da, “Kuruluşumuzdan bu yana. Bayan ve erkeklerin lavabolarının, mescitlerinin, giyinme kabinlerinin, yemekhanelerinin ayrı olmasına ve çalışma düzeni içerisinde bayan ve erkeğin birbiriyle iç içe olmamasına dikkat ediyoruz. Elimizden gelen bu olanakları uygulamaya çalışıyoruz. Çalışanlarımızın haram ve helali göz önünde bulundurmalarını istiyoruz. Bu uygulamamız çalışanlarımız tarafından da olumlu karşılanıyor. Onlar da bu durumdan memnun kalıyor. Herkes elinden geldiği kadarıyla bayan ve erkeklerin ortak kullanım alanlarını veya çalışma alanlarını ayrı tutmaya özen gösterirse daha iyi olacaktır.” dedi.
KARMA EĞİTİM DE KARMA İŞ HAYATI DA YANLIŞ
Karma eğitimi yanlış buldukları gibi karma çalışma ortamlarını da yanlış bulduklarını belirten bir diğer tekstil işletmecisi Fethullah Çöklü ise, “Karma eğitimi yanlış bulduğumuz gibi karma iş hayatını da yanlış buluyoruz. Mesleğimiz tekstil olduğu için en karma iş denilebilir. Bazı alanlarda bayan eleman çalıştırmamız neredeyse zorunlu oluyor. Biz de çözüm olarak bölmeler yaptık. Bayan erkek çalışma alanlarını ayrı tuttuk. Fayda ve zararını maddiyat ile ölçersek yanlış yapmış oluruz. Biz maneviyat gözüyle baktığımızda zarar değil fayda görüyoruz. İşletmeciler maddiyattan ziyade maneviyata öncelik versinler ki Allah`u Teâlâ rızıklarını bereketlendirsin.” ifadelerini kullandı.