TBMM Genel Kurulu'nda, Torba Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde, Cumhurbaşkanlığı bütçesine de örtülü ödenek konulmasını öngören önerge kabul edildi.
Kamuoyunda, "Torba Kanun Teklifi" olarak bilinen Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa Teklifi'nde, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk tarafından verilen önergenin kabul edilmesiyle yeni madde ihdas edildi.
Önergeyle, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu'nun "örtülü ödenek" maddesinde değişiklik yapılıyor. Önergenin gerekçesinde, "Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine de örtülü ödenek konulmasının öngörüldüğü" ifade edildi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, önergeyle ilgili milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Yılmaz, kanunda ödeneğin kişisel harcamalar ile siyasi partilerin idare, propaganda, seçim ihtiyaçlarında kullanılamayacağı hususlarının çok net bir şekilde düzenlenmiş durumda olduğunu belirterek, "Bu kararname Başbakanlığın bütçesiyle ilgili değil, sadece Cumhurbaşkanı'nın örtülü ödeneği kullanımına ilişkin düzenleme Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle gerçekleşmiş olacak bu yasalaştığı takdirde. Diğer türlü Başbakanlığın nasıl kullanacağına ilişkin hususlar kanunda ayrıca düzenlenmiş durumda. İkisi ayrı ayrı düzenlemelere tabi olmuş olacak. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Başbakanlığa ilişkin hususların düzenlenmesi söz konusu değil. Kanunda Meclisimizin iradesiyle ilave birtakım hususların eklenmesini doğrusu ben hiçbir sakınca görmüyorum. Cumhurbaşkanlığı kurumunun bütçesi de Meclis'in denetimine tabidir" dedi.
"Niçin bugüne kadar bu yetki verilmedi?" sorusuna da Yılmaz, şu cevabı verdi:
"Kanunlarda her zaman yeni birtakım unsurlar devreye girebilir. Ancak bir taraftan da şunu değerlendirmek durumundayız. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiyordu. Halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı'ndan beklentilerin de daha fazla yükseldiğini, halkla ilişkilerinin, toplumla ilişkilerinin daha farklı bir düzeye geldiğini de görmemiz gerekiyor. Bu yetki kişiye verilen bir yetki değildir, bir makama verilen bir yetkidir. o Makam da devletin başıdır ve sorumluluk içinde bu yetkisini kullanacaktır. Cumhurbaşkanlığımızın daha aktif bir şekilde görev icra etmesi, halk tarafından doğrudan seçilen bir kişilik olarak hakla ilişkilerinin daha da yoğunlaşması normal bir durumdur ve bunda hiçbir yadırganacak durum yok.
Toplumun her kesimi kıymetlidir pazarcı esnafı da kıymetlidir. Cumhurbaşkanımızın herkesle de görüşmesi demokratik kültürümüz açısından hiç de yadırganacak bir durum değil."