Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
Rusya, ‘kim bizimle ilişkisine devam etmek isterse biz memnuniyet ile karşılarız. Ancak, kimse bizden menfaatlerimize ters bir şey beklemesin` diyor. Suriye meselesinde sonuna kadar Esed`i destekleyen ve ABD`nin Orta-Doğu politikasına bir çengel atan Rusya, tüm ekonomik ve siyasi yaptırımlara rağmen Suriye`deki Baas rejimine hem siyasi hem de silahlı desteğini sağlamaya devam ediyor. Rusya, Irak`ta ve Suriye`de faaliyet gösteren ve gittikçe tüm dünyayı tehdit etmeye başlayan DAİŞ`i desteklemeye başlasa hiç şaşırmamalı. Rusya şu anki durumuna göre, “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” prensibiyle hiç düşünmeden bunu yapabilir. Rusya, Batı tarafından uyguladığı ekonomik yaptırımlar ve dünya piyasasında düşen petrol fiyatları ile girdiği ciddi ekonomik kriz karşısında dimdik ayakta duruyor. Ancak, orta geliri olan kesimle ciddi problemler yaşayan Rusya, milliyetçilik duygularıyla durumu idare etmeye çalışıyor. Tüm basını ele geçiren Rusya Devlet Başkanı, krizi gayet iyi yönetiyor. Tüm problemler karşısında Putin`in siyasi kariyerinde herhangi bir eksilme söz konusu değil. Tam tersine Putin`in reytingi gitgide artıyor. Rus halkı Putin`den sonra ülkenin geleceğini bile hayal edemiyor. Dolayısıyla, şu an Rusya`nın başında görmek istedikleri tek lider olarak Putin.Zaten, Rusya`da Batı ile girilen bu belirsiz durumdan dolayı Rusya`nın menfaatlerini savunacak pek bir lider veya muhalefet kanadı da yok. Mevcut olan Putin karşıtları ise Putin`in çalıştırdığı medya ve sosyal ağlarıyla Batı`nın destekledikleri veya Rusya`dan kaçıp yurtdışında ABD veya AB`nin kukla pozisyonlarına getirildi. Rusya Devlet Başkanı bilinmeyen nedenlerle bir haftalığına ortadan kaybolunca, her türlü senaryo çizen ve adeta fal bakan Batı medyası, Putin St.Petersburg`ta Kırgızistan Devlet Başkanı ile bir araya gelince, okurları ve takipçileri karşısında mahcup oldu. Putin ise kaybolduğu hafta hakkında hiçbir şekilde bir açıklama yapma gereğini bile duymadı.
PUTİN: KIRIM İÇİN GEREKİRSE NÜKLEER SİLAH KULLANMAYA HAZIRDIK
Rusya, Batı karşısında elde etmiş olduğu başarının bir yılını kutladı. Bu kutlama Kırım ilhakının birinci yıldönümü idi. Kırım`ın ilhakını anlatan bir belgesel yayınlayan Rusya devlet televizyonu, adeta Batı ile dalga geçti. Belgesele Putin`in röportajı damgasını vurdu. Putin verdiği röportajda, “Kırım`ın ilhakı için gerekirse nükleer silah kullanmaya hazırdık” dedi. Rusya böylece kendi menfaatleri için, Batı`ya karşı nükleer silah kullanmakta tereddüt etmeyeceğini göstermiş oldu. Ukrayna ise Doğu bölgelerini kaybetmiş durumdadır. Batı`nın verdiği tüm güvencelere rağmen Ukrayna Donetsk ve Lugansk`ta Rus yanlısı ayrılıkçılarla girdiği savaşı kaybetmiş gözüküyor. Almanya ve Fransa`nın önderliğinde yapılan tüm görüşmeler Ukrayna`ya umduğunu veremedi. Rusya bugüne kadar resmi olarak kabul etmese de Doğu-Ukrayna`da ayrılıkçılara her türlü siyasi ve askeri desteği verdi ve vermeye devam ediyor. Putin, 21. yüzyılda Batı`nın karşılaştığı en sağlam ülke lideri çıktı. Irak, Libya, Yemen, Tunus, Mısır liderleri gibi hemen pes etmedi ve krizi soğukkanlı bir şekilde yönetti ve yönetmeye devam ediyor. Rus halkı ise tüm bu problemler karşısında liderlerinin arkasında durmaya devam ediyor. Rusya ve Batı arasındaki soğuk savaş, bir bakımdan birileri için de ders mahiyetindedir. Yani Batı demokrasisi olmadan daha doğrusu batının ekonomik mekanizmasına sahip olmadan yaşanabilir olduğunu gösterdi. Rusya Batı`ya alternatif yolları arayarak yeni ticaret yolları arıyor ve şimdilik bu arayışta gayet iyi sonuçlar elde ediyor. Durum böyle devam ederse Rusya petrol ve doğalgaz kulvarından çıkıp kendine has teknoloji ve endüstri geliştirecek. Batı ise Rusya`nın yeni arayışlarına engel olmak için harekete geçti, Ankara`yı ziyaret eden Avrupa Komisyonu Başkan yardımcısı Maross Shefchovich, Rusya`dan Türkiye`ye düşünülen yeni gaz transit hattı ile ilgili AB ile görüşme zorunluluğunu dile getirdi. Shefchovich, yeni hattın ekonomik fizibilitesinin doğru olabileceğine ve inşaatın mevcut yasal yükümlülüklerine göre olması gerektiğini vurguladı. NATO ise Karadeniz`de çeşitli tatbikatlar gerçekleştiriyor. Tatbikatların denizaltı savunma harbi, deniz hava harekâtı ve temel gemi manevraları alıştırmalarını içerdiği belirtiliyor. Rusya ise Karadeniz`de bulundurduğu gemilerini savaşa hazır pozisyona getirdi. Her taraf birbirine tehditvarî manevralara başlamış gözükmektedir.
SONUÇ…
Son birkaç gün içinde birçok şey yaşandı... Ukrayna IMF`den parasal destek aldı ve böylece ekonomik çöküş gerçekleşmeyecek. Putin, Kırım`ın işgalinin yıldönümünde Kırım`da yapılan referandumun formalite olduğunu açıklamış oldu ve yarımadanın ilhakının tüm sorumluluğunu üstlenmiş oldu. Rusya`da gerçekleşen muhalif işadamı Boris Nemtsov cinayetinin katil zanlıları Kadirov`un ofisinden, direk Putin`e bağlandı. Putin bir haftalığına ortalıktan kayboldu ve dünyaya çok ilginç bir mesaj vermiş oldu: “Ben deliyim ve iktidarım için her şeye hazırım, benden korkun!” Salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin`in emriyle, Rus askeri birlikleri harekete geçti. Kaliningrad bölgesine "İskender" füzeleri gönderildi. Arktik bölgelerine Rus özel askeri birlikler gönderildi. Kırım'a stratejik bombardıman uçakları olan Airbone Tu-22 konuşlandırıldı… Rusya gerçekten ciddi ciddi savaşa hazırlanıyor…