Hüseyin Kaya - Doğruhaber / Haber/Yorum

Ekrem Dumanlı adındaki şahıs Zaman Gazetesi yayın yönetmenidir.

Gazeteci olarak bilinir; ama o bazen tiyatro yazarlığıyla da kendini pazarlamaya çalışır. Malum, gazetecilik fazla siyaset kokar; ama tiyatro biraz daha sanat alanı içerisindedir.

Gülen grubu içerisinde önemli bir konumunun olduğu iddia edilir ve bu gayrimeşru ses kayıtlarına dayandırılır. Dumanlı`nın “cemaat” adına Erdoğan ile görüşmeye gidecek kadar önemli bir yerde olduğunu söyleyenler de vardır.

Makamı, mevkii kendisinin olsun; bizi ilgilendiren tarafı başka.

Ak Parti ile Gülen grubu arasındaki çekişmede çok sert yazılar kaleme alan Dumanlı, bazen gazeteciliğin sınırlarını bile zorladı.

Çok ağır kelimeler kullandı.

Sadece hükümeti değil, devletin birçok kurumunu hedef aldı.

Mesela Anadolu Ajansı…

Ajansın geçtiği bir haberden yola çıkarak eski “kirli” dili kullanan Dumanlı, gazeteciliğin temel kurallarını bile göz ardı etti. Şunları yazdı köşesinde:

“Bir hanımefendi, düğününe bir hafta kala tutuklanan ve müebbet hapse mahkûm edilen nişanlısını hâlâ bekliyormuş. “Sonuna kadar da bekleyeceğim.” gibi şeyler söylüyordu. Etkileyici! Nitekim pek çok internet sitesi bu haberi kullandı. Başbakanlığa bağlı Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü ve TRT bile hikâyeye sahip çıktı. Tâ ki bir başka feryat yükseleceği ana kadar!

Habere çok güçlü bir itiraz yükseliyor Şırnak`tan. Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, devlet ajansına çok ağır eleştiriler getirerek “olayın dramatize edilmesine” isyan ediyor. Diken.com`a konuşan baro başkanı şöyle diyor: “O, nişanlısını bekliyor olabilir ama ya onların öldürdüğü masum insanların aileleri? Aralarında, çocuklarının cenazelerini hâlâ arayanlar var. O aileler de bekliyor, onların durumu ne olacak?”

Bu isyan çığlığını duyunca anlıyorsunuz ki, bahsi geçen örgüt (Hizbullah) 80 kişinin öldürülmesi, 35 kişinin yaralanmasıyla suçlanıyor. Ajans, uzunca yazdığı haberin sadece bir satırında mahkûmun Hizbullah davası ile ilgili olduğunu zikrediyor. Haberde ifade edilmeyen bir başka acı söz konusu: Vahşetle öldürülen, eziyet edilen, işkenceye maruz bırakılan, kendisinden hâlâ haber alınamayan insanlar…”

Yazının devamında Dumanlı, “Radikal örgütlerle Ak parti hükümeti arasında” bir bağ kurmaya çalışıyor.

Nuşirevan Elçi, “İsmim kullanılarak yalan haber yapıldı” diyor; ama bu Dumanlı`nın dikkatini hiç çekmiyor.

Kendisi başka bir şeye öyle odaklanmışt ki, gazeteciliğin temel kuralı sayılan 5N1K ( Ne, nerede, nasıl, ne zaman, neden, kim) bile umurunda değildir.

“Normaldir” diyoruz. Ortam gergin, kafa “dumanlı” ne de olsa.

Ama “Dumanlı” alan öyle etkileyici bir hal almıştır ki, Ekrem Bey gibilerinin hafızası bile dumura uğramıştır. Eskiden söylediklerini kaale almamakta ya da hiç hatırlamamaktadır.

Bakın Ekrem Dumanlı, daha önceden hazırladığı “Haber kılavuzu” isimli kitapçıkta neler söylüyor:

“Her gazeteyi iki önemli unsur ayakta tutar; haber ve yorum. Eğer bu iki temel dinamiği yanlış bir konuma çekerseniz gazete denilen o muhteşem binayı yıkar ve altında kalırsınız. (…)

“Gazetecinin ana hedefi, doğru bilgiye ulaşmak ve onu aynıyla okura taşımaktır. Önyargıyla yaklaşılan her haber aldatıcıdır. Önyargı ve ya peşin hüküm belirten “din düşmanı”, “laiklik karşıtı insan” gibi okura da rahatsızlık veren bütün sıfat ve nitelemelerden kaçınmak gerekir. Hiçbir şey gerçeğin zati değeri kadar kıymetli değildir. O yüzden gerçeği bulmak ve onu eğip bükmeden, deforme etmeden okura intikal ettirmek zorundadır gazeteci. Doğrunun ambalaja, şaşaaya ihtiyacı yoktur.”

 

Aslında “Dumanlı” kafaya hiçbir şey söylemeden sadece kendi yazdıklarını aktarmak yeterlidir. Ama yine de bazı noktalara temas edelim:

Haberi ve mağduriyeti alaycı bir dille aktarıyor Dumanlı. Hükümetin emrindeki Anadolu Ajansına olan düşmanlığından dolayı “Mal bulmuş Mağribi” gibi giriyor konuya.

Haberi yalan ve düzmece bir açıklamayla destekliyor, çünkü mağdur taraf Amerikan ve İsrail karşıtlığından dolayı otomatikman “kötü ve tehlikeli” oluyor.

Kendi cemaati tarafından oluşturulan “vahşet “algısı üzerinden okumalar yapmaya çalışıyor ki, bu ya şark kurnazlığıdır ya da farklı bir dünyada yaşıyor olmanın göstergesidir.

Habere bakarken gerçeği bulma ve aktarma amacı taşımıyor; aksine önyargılarla gerçeğin üstünü örtüyor.

Ve en ibret verici olan ne biliyor musunuz?

Dumanlı`nın dostları adım adım “Terör örgütü” kapsamına alınırken, kendisi “Terör örgütü” suçlamasıyla birilerini hedef göstermeye kalkışıyor.

Yanlış yapıyor.

En doğrusu sakin kafayla (dumanlı değil) düşünüp “Kimin ahını aldık?” diye muhasebeye girişmesidir.