Hür Dava Partisinden yapılan açıklamada, Halepçe katliamının 27. yıldönümünde kimyasallarla katledilenler bir kez daha anılarak, bu trajediye yol açan zalimler lanetlendi.
Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan işgallerin arkasındaki zihniyetin Halepçe`de perdenin arkasında olan zihniyet olduğu belirten açıklamada Halepçe katliamının arkasındaki tüm zalimlerin sonun Saddam gibi olması temennisinde bulunuldu.
Katliamın sorumlularının dönemin Irak yönetiminden ibaret olmadığı Saddam kadar ona bu silahları sağlayan İngiltere, ABD, Almanya ve Fransa'nın da bu soykırımın sorumlusu olduğu vurgulanan açıklamada, "Halepçe`ye atılan kimyasal silahları Baas rejimine veren zihniyetin bugün Kürdlerin hamisi rolüne soyunması ve Kürdistan`ın kurtarıcıları olarak lanse edilmesini de ibretle izlemekteyiz." İfadeleri kullanıldı.
HÜDA PAR 'dan yapılan açıklamanın tamamı:
"16 Mart 1988, tüm dünyanın gözleri önünde ümmettin yetimi olan Kürd halkının, kadın, çocuk, yaşlı demeden katledildiği ve tarihteki en vahşi saldırının gerçekleştiği tarihtir. Üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen acısı halen tazeliğini koruyan Halepçe katliamı insanlık adına bir utanç, dünya tarihinde ise kara bir sayfa olarak yerini aldı. Kimyasal silahlarla çoluk çocuk, yaşlı, kadın en az 5 bin masum Kürd`ün vahşice katledildiği, on binlercesinin sakat kaldığı Halepçe katliamının emrini veren diktatör Saddam Hüseyin ile bunu gerçekleştiren Kimyasal Ali ve diğer katiller, bugün insanlık tarafından nefretle anılmaktadır. Yıllar sonra Saddam Hüseyin ve Kimyasal Ali lakaplı cellât bu katliamın sorumluları olarak yargılanıp idam edildi ancak onlara kimyasal silahları veren diğer ortakları hakkında hiçbir soruşturma yapılmadı. Oysa bu katliamın sorumluları, dönemin Irak yönetiminden ibaret değildir. En az Saddam kadar ona bu silahları sağlayan dünya emperyalizminin öncüsü ve mazlumların kanıyla beslenen, İngiltere, ABD, Almanya ve Fransa da bu soykırımın sorumlusudur.
Baas rejiminin eliyle gerçekleşen ve yüz binlerce Kürd`ün katledildiği yüz binlercesinin kendi topraklarından sürüldüğü Enfal Hareketinin son halkası olan Halepçe Katliamı, uluslar arası sistemin gözleri önünde gerçekleşmiş ve ne yazık ki bugüne kadar bu vahşete ortak olanlar hakkında bir sorgulama dahi yapılamamıştır.
Ne yazık ki 16 Mart 1988`de Halepçe`ye atılan kimyasal silahları Baas rejimine veren zihniyetin bugün Kürdlerin hamisi rolüne soyunması ve Kürdistan`ın kurtarıcıları olarak lanse edilmesini de ibretle izlemekteyiz. Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan işgallerin arkasındaki zihniyet dün Halepçe`de bir insanlık trajedisi yaşanırken perdenin arkasındaydı. 16 Marttaki katliama sessiz kalan ve sekiz yıl süren Irak-İran Savaşı boyunca Baas rejimini destekleyen başta ABD olmak üzere uluslararası şer odakları, dün olduğu gibi bugün de Kürd halkına felaketler dışında hiçbir şey vermemiştir. Üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen Saddam`a verdikleri kimyasal silahlarla bu soykırıma ortak olanlar, tarih önünde bunun hesabını verecek ve er geç adalet yerini bulacaktır.
Halepçe katliamının 27. yıldönümünde şehit düşen kardeşlerimizi rahmetle anıyor ve bu insanlık trajedisine yol açan zalimleri lanetliyor, tüm zalimlerin sonun Saddam gibi olmasını diliyoruz.
Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan işgallerin arkasındaki zihniyet dün Halepçe`de bir insanlık trajedisi yaşanırken perdenin arkasındaydı." (İLKHA)