Hamza Yılmaz / Doğruhaber - Türkiye`de zaman zaman kadın cinayetleri gündeme getiriliyor ve kadına yönelik şiddetin durmadan arttığı belirtiliyor. Bu durumu izah edenlerin bir kısmının iyi niyetli olduğunu düşünmekle beraber bir kısmının ise kötü niyetli olduğunu da biliyoruz. Çünkü birileri kadına şiddet var derken sanki dindar insanlar kadına şiddet uyguluyormuş, şiddetin temelinde din varmış gibi yansıtıyor. Tartışma programlarına çıkan bazı şahıslar kadına şiddet konusunu işlerken hep çok evlilik, erken evlilik, örtü üzerinden konuyu saptırmaya çalışıyor.

Türkiye`de kadına şiddet olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce gerçekleştirilen ''Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması''nın ana raporunun fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade eden evlenmiş kadınların oranının yüzde 36 olduğu belirtiliyor.

Ancak yapılan her araştırmada bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi yapılıyor bilinmez ama hep eksik kalan bir istatistik bilgisi var. O da eşine şiddet uygulayan erkek profili. Ayrıca eksik kalan bir başka bilgi de eşini döven erkeklerin dindarlık durumu. 

Aslında bu soruyu herkes kendine sorduğunda verilen cevap kadına şiddetin sebeplerini de ortaya çıkacaktır.

Yukarıda belirttiğimiz sorunun cevabı genel olarak şöyledir: “sarhoştu eşini dövdü”, “Kumar oynadı eşini dövdü”, “işsizdi eşini dövdü”, “madde bağımlısıydı eşini dövdü”, “borç batağındaydı eşini dövdü”. Bu örnekler daha da çoğaltıla bilir. Ancak verilen bu örnekler içerisinde “dindardı, Müslümandı, namazında niyazındaydı eşini dövdü” şeklinde bir durumla asla karşılaşamazsınız. Varsa da istisnai bir durumdur ki bu istisna her şey için geçerli olabilir.

Velhasıl eşini döven erkek profilini incelediğiniz zaman manevi değerlerden kopmuş, Allah korkusu kalmamış, her türlü toplumsal değeri çiğnemiş; ayyaş, sarhoş, kumarbaz, fuşuhperest bir tabloyla karşılaşırsınız.

PEKİ, BURADA SUÇLU KİM?

Kadına şiddet sorunun en büyük müsebbibi devletin kendisidir. Neden? Çünkü eğer siz loto, toto, piyango gibi oyunlarla kumarı kurumsallaştırıyorsanız. İçki içmek, satmak serbest ise, fuhuş sektörü kurumsallaşmışsa, madde bağımlılığının önüne geçemiyorsanız, Kredi kullanımını arttırıp insanları faiz batağına sürüklüyorsanız o halde sorumlu sistemin kendisidir.

Öte yandan yukarıda belirttiğimiz şiddete yol açan sebeplerin tamamını İslam yasaklamıştır. Hal böyle iken bunların etkisiyle kadına şiddet uygulayanların dindar topluma mal edilmesi ne kadar doğrudur. Eğer eşini dövenler bir yerlere mal edilecekse bunlar kötülüklerin önünü açan sisteme mal edilmelidir.

Demek ki kadına şiddetin en büyük sorumlusu sistemin kendisidir. Eğer kadına şiddet engellenmek isteniyorsa panik butonu gibi, sığınma evleri gibi geçici çözümlerden ziyade yukarıda belirttiğimiz kötülüklerin kökünü kazıyarak ve erkek profilini ıslah ederek sorun temelden çözülmelidir.