Dünya Mustazaflar Haftası nedeni ile Mersin`de bulunan Rehber TV programcısı Ömer Çelik Hoca, Bilge Eğitim Der`de bir seminer verdi. İslam davasının başarıya ulaşabilmesi için bazı maddeler üzerinde duran Çelik Hoca, 6-8 Ekim ve Cizre olaylarında İslam davasına gönül vermiş olanların birbirlerini sırf Allah rızası için sevdiklerinden dolayı birbirlerini koruyabildiklerini ifade etti.

Bir davanın toplumda yer edinebilmesi için ve aynı zamanda da ebedi hayatı saadete çevirebilmesi için öncelikle İslam davasına samimiyetle inanmak gerektiğini ifade eden Çelik Hoca, “Eğer davamızın galibiyetine bizler inanmamışsak, toplumu değiştirmemiz mümkün değildir.” şeklinde söyledi.

Hendek Savaşı ile Cizre olayları birbirine benziyor

Ahzap Savaşı`nda (Hendek) olduğu gibi 6-8 Ekim olaylarında da İslam düşmanı tüm grupların bir araya gelerek Müslümanları ortadan kaldırmayı planladıklarına dikkat çeken Çelik, şunları söyledi: “Fakat Hz. Musa`nın Rabbi'nin bundan haberi vardı. Allah onların planlarını boşa çıkardı. Etrafınız sarılsa da, devletin polisleri görmemezlikten gelse de, gözlerini kapatsa da. Gördükleri halde saldıran tarafa sesini etmese de. Aylar öncesinde mahalle etrafında hendekler kazılsa ve evelere tek tek işaretler konulsa da bilin ki, Musa`nın Rabbi sizden bihaber değildir. Bu, bizlere bunu öğretiyor. İşte Cizre`de bunu gördük. Bütün bu yaptıklarına rağmen bir şey yapamadılar. Çünkü ordaki arkadaşlar inançlarını kaybetmemişlerdi. Çünkü bizler dersimizi Allah`ın Resulü`nden almışız. O bizi eğitmiş, o bize ders vermiş. Bizlerinde davamıza samimi olmamız lazım.”

İslam davasından yapılacak olan her şeyin ihlasla yapılması gerektiğinin altını çizen Çelik, “Davamızda ihlâslı olmamız lazım. Sadece Allah için yapmamız lazım. Eğer bir şeyler yapacaksak öncelikle kalbimize bakmamız lazım. İhlâs, Rab ile kul arasında bir sırdır. İhlâsla yapılmayan bir iş Allah`ın yanında değersizdir. Eğer davette ihlâs yoksa topluma faydası olmaz. Bizim sözlerimizi tesir ettiren Allah`tır. Sözlerimizde ki ihlâs ve samimiyettir.” dedi.

“ABD ve İsrail bizim ellerimiz ile yıkılmıyorsa bizde bir sorun vardır”

İslam davasındaki fedakârlıktan bahseden Çelik şunları aktardı: “Davanın başarı olabilmesi için fedakârlık olması gerekiyor. Bir insan öncelikle malından fedakârlık yapacak. Sahabeler davaları için yapmadıkları fedakârlık kalmamıştı ve Hz. Peygamber`den aldıkları derslerden dolayı sahabenin eliyle İran ve Bizans yıkılmıştı. Eğer bugün ABD ve İsrail bizim ellerimiz ile yıkılmıyor ise bizde bir sıkıntı var. Ondan dolayı yıkılmıyor. Zenginlerimiz maldan fedakârlık gösterecek.  Eğer bizler o malı Allah yolunda harcamasak da o mal bizden çıkar. Canı olan canı ile fedakârlık gösterecek. Vakti olan zamanından fedakârlık gösterecek. İlmi olan ilminden fedakârlık edecek. Hizmet için çağrıldığımızda mazeret üretmeyeceğiz. Zamandan fedakârlık yapacak. Fedakârlık yapmasak davamız başarıya ulaşmaz. Bu dava tembellerin davası değildir. Bu dava vakit buldukça uğraşanların davası değildir. Bu dava vakitsizlik içerisinde vakit icat edenlerin davasıdır.”

“Dava erleri birbirlerini kalpten sevmeleri gerekir”

Derneklerinin sürekli baskı altında olduğunu söyleyen Çelik geçen haftalarda Tarsus`ta öldürülen Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Zenginler infakta bulunsalardı ve bunun gibi dernekler açılsaydı, gençler hırsız olmayacak, uyuşturucu kullanmayacaklardı ve Özgecan belki de öldürülmeyecekti. Polisler bizim derneklerimize gidip mevzilenmeseydiler, gençlerimizin ailelerine gidip bunların yanına çocuklarınızı aman göndermeyin demeseydi, belki gençlerimiz o Özgecan`ı öldüren şahıslara da ulaşacaklardı."

Çelik, son olarak şunları aktardı: “Birbirimizi sevmemiz lazım. Sevmek bedenen yan yanda olmak değildir. Kalpten gelerek birbirimizi sevmemiz lazım. Öyle olmasaydı, Cizre`deki başarı olmazdı. Başarılı olabilmemiz için birbirlerimiz sevmemiz gerekmektedir. Allah`ı çok zikretmemiz lazım. Bizler Allah`ı çokça zikrettiğimiz de Allah bizimle birlikte olur.” (Osman Öksüz - İLKHA)