Aksaray Üniversitesi (ASÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından düzenlenen 18’inci Felsefe toplantısında konuşan Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kahraman Kalyoncu, “Evrensel Düşünme, Yereli Gözetme Perspektifinde Aksaray İli Gelişme Ekseni Üzerine Düşünceler” başlıklı bir sunum yaptı.
Aksaray’ın dünyada yaşanan şehirlerarası rekabette yer alması gerektiğini ancak, bunun farklı düşüncelerin uygulamaya geçmesiyle mümkün olacağını ifade eden Kalyoncu, ‘Endüstri Kasabası’ projesini tanıttı.
Projede sözü edilen bu kasaba içerisinde Teknokent, yaşam alanları, katma değeri yüksek tarımsal ürünlerin üretildiği yapılanmalar, sağlık turizmini etkinleştirecek Medikalpark ve sanayi yapılanmalarının olacağını belirten Doç. Dr. Kalyoncu, “Yeni tasarımlar ve modeller ortaya koyabilmek için ölçüler yeniden alınmalı. Yeni şeyler kuruyorsanız, eskiyle alakalı yamama unsurlarla uğraşmamalısınız. Büyüme ve kalkınmayla ilgili bir stratejinizin olması gerekiyor. Artık illere değil, ilçelere dönük planlamalar yapmak zorundansınız. Dünya, ülkelerarası değil, şehirlerarası rekabet ediyor. Olaya bu çerçevede bakmakta fayda var.” dedi.
Bölgemiz “Yeni Marmara” olma yolunda
Sanayinin dünyada batıdan doğuya doğru kaydığını, bu durumun Türkiye için de geçerli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kahraman Kalyoncu, “Örneğin; İstanbul sanayisi giderek doğuya doğru kaymaktadır. Bu nedenle, küresel gelecek tasarımlarına göre altyapı şekillendirilmelidir” diye konuştu.
Marmara bölgesinde yaşanan doluluğa değinen Doç. Dr. Kahraman Kalyoncu, karar vericilerin artık ‘Yeni Marmara nerede olmalı?’ arayışlarına girdiğini ifade ederek, “Aksaray Orta Anadolu’da olması hasebiyle şansı çok yüksek illerin başında gelmektedir. Bugün ülke yöneticilerimiz, bölgemizin Yeni Marmara olabileceğini konuşuyor” dedi.
“Var olan kıt suyla en yüksek verimi elde edecek sistemler geliştirmeliyiz”
Tarımsal dönüşüm üzerinden bazı örnekler veren Doç. Dr. Kalyoncu, Aksaray bölgesinde en temel sorunun su olduğunu, suyun alternatifinin olmadığını ve Aksaray’ın Türkiye’nin en susuz şehirlerinden birisi olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Su olmazsa Aksaray ili göç verecek, burada daha az insan olacak, evlerin ve arazilerin kıymeti düşecek. Bir ürüne su değeri üzerinden baktığımızda konu daha anlaşılır bir hale geliyor. Gerekli tüm işlemler tamamlanana kadar bir tişört için 2 bin 700 litre su kullanılıyor. İçtiğimiz bir fincan kahvenin su değeri 140 litre, yediğimiz domatesin su değeri 180 litre, bir ineğin su değeri 3,1 milyon litre, 1 kilogram etin su değeri ise 15 bin 500 litre. Yani ya yeni su kaynakları temin etmek zorundayız, ya da var olan kıt suyla en yüksek verimi elde edecek sistemler geliştirmeliyiz.” dedi. (İLKHA)
Doç. Dr. Kalyoncu, konuşmasının son bölümünde soruları yanıtladı ve planlanan çalışmaya ilişkin görselleri paylaştı.