Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bolat UDEF` in kuruluşu, faaliyetleri ve Türkiye` de okuyan misafir öğrenciler hakkında İLKHA'ya röportaj verdi. Bolat çalışma amaçlarının uluslararası öğrenciler olduğunu belirterek, Türkiye'de 80 bin öğrenci olduğunu belirterek bunun 20 bininin UDEF bünyesinde olduğunu belirtti.
UDEF yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bolat ile röportaj…
UDEF ve ülkemizde okuyan misafir öğrenciler hakkında öncelikle genel bir bilgi alabilir miyiz sizden?
BOLAT -UDEF uluslar Arası Öğrenci Dernekleri Federasyonu 42 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu bir federasyon. Yurt dışından Türkiye` ye gelip eğitim alan uluslararası öğrencilere hizmet eden derneklerin bir araya gelerek oluşturduğu bir federasyon.
Ülkemizde aşağı yukarı şu anda 80 bin öğrenci var. Bunlar lise, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi alan minimum ülkemizde 4- 5 yıl kalan öğrenci rakamı.
2004 yılında SADER Sosyal Araştırmalar ve Kültürler Arası Dayanışma Derneği olarak başladığımız uluslararası öğrencilere yardımcı olma, kardeş olma seferberliğinde, zaman içerisinde 2008` de Babı Âlem Uluslararası Öğrenci Derneğini kurduk. 2011 yılında 11 dernek bir araya gelerek UDEF` i kurduk ve şu anda 42 dernek var bünyemizde, dernek olmayan illerimiz de de, 20 kadar ilimizde temsilcilerimiz mevcut.
İLKHA- Türkiye` de ne kadar uluslararası öğrenci var?
BOLAT -80 bin civarında olan bu uluslararası öğrencilerin yaklaşık 20 bini ile UDEF bünyesinde beraberiz. UDEF bir Ensar olma, ülkemize gelen misafirlere ev sahibi olma hareketi. Tümüyle sivil bir hareket, her hangi bir özel camia, cemiyet, cemaat bağlantısı yok. Her fraksiyondan insanların bir araya geldiği, beraber çalıştığı bir kuruluş. Asıl çalışma alanı uluslararası öğrencilerdir. Türkiyeli öğrencilerle ilgili her hangi bir çalışması yok. Minimum 4- 5 yıl ülkemizde kalan misafir öğrencilerle ilgili bir çalışma bu. UDEF bu işi yapan derneklerin çatı kuruluşudur.
İLKHA- Yabancı öğrenci tanımlaması yapılıyor gelen misafir öğrencilere bu konuda ne söylemek istersiniz?
BOLAT -2004` te ilk derneğimizi kurduğumuzda biz de yabancı öğrenci diyorduk. Fakat ilk altı ayda bunun yanlış olduğunu, daha doğru bir tanıma ihtiyacımız olduğunu anladık. O zamandan beri misafir öğrenci diyoruz. Çünkü ülkemize gelen öğrencilerin yüzde 95` i zaten Müslüman insanlar, bizimle çok ortak paydaşları var. Onlara yabancı demek bize o anlamda ters geliyor. Kaldı ki Gayri Müslim de olsa ülkemize gelen bir insana yabancı diyemeyiz. O da olsa olsa misafirimizdir. O yüzden biz bu tanıma karşı savaş açtık ve misafir öğrenci tanımını her ortamda her platformda kullandık. Resmi anlamda da artık yabancı öğrenci tanımı kullanılmıyor, Uluslararası öğrenci tanımı mevcut.
İLKHA- Gayri Müslim öğrenciler dediniz, var mı Gayri Müslim öğrenci bünyenizde?
BOLAT -Türkiye genelinde olsun, UDEF bünyesinde olsun Gayri Müslim öğrenciler. Biz de yüzde 5 oranında bir Gayri Müslim öğrenci kitlesi var. Hıristiyan öğrenciler var, Budist öğrenciler var. Çok az sayıda Şaman öğrenci gördük. Biz aynı şekilde bize gelen öğrenci ister Gayri Müslim olsun ister Müslüman olsun, Türkçe gerekiyorsa rehberlik danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu anlamda bir ayrımcılık söz konusu değil. Türkiye` ye öğrencilik için gelmiş bir insan hangi dinden olursa olsun misafirimiz olması konusunda bizim açımızdan bir engel yok. Bununla beraber ülkemize gelipte Müslüman olan öğrenciler de var. Faaliyetlerimize katılıp Türkiye` yi ve bizi tanıyan öğrenciler arasında Müslüman olanlar oldu.
İLKHA- Misafir öğrencilere yönelik ne tür faaliyetler yapıyorsunuz?
BOLAT -Türkiye` ye gelen öğrencilere bizimle irtibata geçtiği takdirde hava alanına inişinden öğrenciliğine başlayıp okulunu bitirinceye kadar irtibat halinde oluyoruz. Yardımcı oluyoruz birçok konuda. Barınma konusunda mesela ilkin sıkıntı yaşıyorlar. Ev kiralayacak Türkiyeli kefil istiyorlar ondan biz gidip kefil oluyoruz veya bir yurda yerleştiriyoruz. Dil öğrenmelerine yardımcı oluyoruz. Resmi kurumların verdiği dil eğitimi dışında biz kendi bünyemizde pratik yaptırarak Türkçeyi daha rahat öğrenmelerine yardımcı oluyoruz. Mesela bu pratiklerden bir tanesi de grup halinde pazara götürüp sokak dilini öğrenmesi için yaptığımız etkinlikler bile oldu. Üniversitelere yerleşmelerinde, tercih yapmalarında, üniversiteleri tanımaları konusunda yardımcı oluyoruz. İkamet ve resmi evrak konularında yardımcı oluyoruz. Kardeş kuruluşlarımızda onlara staj imkanı sunuyoruz. Onlara yönelik etkinlikler düzenliyoruz. Sinema, tiyatro, spor vs. sene içerisinde birçok etkinliğimiz oluyor. Kendi ülkelerini tanıtmalarını sağlayacak ülke tanıtım günleri düzenliyoruz. Ülkemize adaptasyonlarını sağlayacak faaliyetlerimiz oluyor. Diyelim okulunu bitirdi gidiyor. Hava alanına kadar uğurlayarak gelişinden gidişine bütün öğrencilik yaşamı boyunca yanında oluyoruz. Acı ve tatlı bütün zamanlarında yanlarında oluyoruz kısacası.
İLKHA- Bir sloganınız var mı?
BOLAT -Evet, sloganımız, “Biz bir milletiz”… Sloganımız ilk yola çıktığımız dernek olan SADER` in sloganıydı. Şu anda bütün derneklerimizin sloganı… Evvela biz Hazreti Adem ve Hazreti Havva` dan gelen insanlar olarak bir milletiz ve Müslümanlar olarak aynı inancı taşıdığımız için de bir milletiz, beraberiz. Bunu yaşamaya çalışıyoruz.
İLKHA- İstanbul ve çevresi dışında, mesela İç Anadolu olsun Doğu ve Güneydoğu Anadolu olsun, nasıl bir usül ve yöntemle yapı kuruyorsunuz?
BOLAT -2011 de UDEF` in kurulmasıyla beraber dernek sayımızda ciddi bir artış oldu. Tabi yeterli sayıda öğrencinin olmadığı şehirlerimiz var. Burada fazla bir etkinliğimiz olmuyor. Faraza Aksaray` da misafir öğrenci olacak ki biz oraya gidelim dernek kuralım. Öğrenci arttıkça bizim de teşkilatlanma çalışmalarımız arttı. Üniversitelerden aldığımız rakamlara binaen hangi ilde öğrenci artmış, hangi ilde çalışmamız lazım ona karar veriyoruz. Geçen sene örneğin Kütahya` da 160 öğrenci vardı. Kütahya` ya gittik, kardeş kurumlarımız ve dostlarımız vasıtasıyla oradaki duyarlı insanlara bilgi verdik. Onlar da orada bir uluslararası öğrenci derneği kurdular. Derneği kurduktan sonra da federasyonumuza üye oldular. İyi ki de derneğimizi kurmuşuz çünkü Kütahya` da bu yıl misafir öğrenci sayısı 700 oldu. Bizim örgütlenme biçimimiz bu şekilde. Bir ilde bulunan misafir öğrenci sayısına göre çalışmalarımızı yapıyoruz. Örneğin Mardin` de üniversiteden gelen bilgiye göre öğrenci sayısı 25, bu sayıdaki öğrenci için dernek kuramayız. Yeterli sayıya ulaşınca inşallah derneğimizi kuracağız. Sayı konusunda aldığımız karar şu, 200 öğrenciye ulaşılan illerde derneğimizi kurmaya başlıyoruz. Sayı daha az ise gönüllü temsilcilerimiz vasıtasıyla o öğrencilere ulaşıp yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bizim amacımız muhataplık kurup, irtibat kurup yardımcı olabilmek.
İLKHA- Siz gelen öğrencileri yakından görüyorsunuz, kültür şoku yaşama noktasında veya başka sıkıntılar olsun gelenler Türkiye` de ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar?
BOLAT -Yaşadıkları zorluklar ve şoklar bizim öğrencilerin yaşadıklarının belki iki katı belki de daha fazla diyebilirim. Bölgelere göre değişebiliyor bu durum. Mesela Balkanlardan gelen öğrenci çok büyük bir kültür şoku yaşamıyor. Veya Kafkasya ve Ortadoğu gibi yakın bölgelerden gelenler çok büyük bir kültür şoku yaşamıyor. Buralar bir anlamda ülkemize benziyor. Afrika` nın Sahra Altı bölgesinden ve Güney Doğu Asya` dan gelenler için aynı şeyi söyleyemem. Onlar daha çok yabancılık yaşıyor. Alışma süreçleri daha zor geçiyor. Türkçeyi öğrenme süreleri de bu yakınlık uzaklık ilişkisine göre değişiyor.
Bu kültür şoku gibi zorlukları atlatma konusunda ilk üç ay çok önemli. İlk üç ayı atlatan genelde okulu bitene kadar kalıyor. 1991 ile 2011 yılları arasında gelen öğrencilerin sayısı 100 bin bunlardan sadece 20 bin kadarı okulunu bitirmiş. 80 bin bırakmış, ya Türkçe öğrenirken, ya da okulu bırakıp gitmiş. Burada hem sıkıntılar yaşamışlar hem de muhatap bulamamışlar bu geri dönüşlerde veya buradan başka bir ülkeye gitmede en büyük sebep. Kurumlarda ve çevrede dil bilen insanların olmayışı sıkıntılarını katlıyordu bir taraftan. Günümüz de ise kültür şoku nedeniyle geri dönen öğrenci çok az. Farklı sorunlardan dolayı dönenler mevcut tabii. Mesela sağlık sigortası yüzünden, yüksek harçlar yüzünden okumayıp dönenler var.
İLKHA- Türkiye` yi neden tercih ediyor bu kadar öğrenci?
BOLAT -Türkiye` de 180 ülkeden öğrenci var. Hepsinin farklı farklı tercih etme sebepleri var. En genel anlamda Türkiye cazip geliyor. Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerden daha ucuz, ABD ve Avrupa dışındaki ülkelere göre de Türkiye` de bir öğrenci daha iyi eğitim alabiliyor. İstikrarlı olması, dünyada sevilen bilinen bir ülke olması, kolay vize alınan bir ülke olması ve Müslüman bir ülke olması öğrencileri kendine çekmesini sağlıyor. Özellikle Müslüman bir ülke olması öğrenci gelişinde çok büyük bir etken… Zaten Müslüman ülkelerden daha çok öğrenci geliyor.
İLKHA- Daha çok hangi bölümleri tercih ediyorlar?
BOLAT -O ülkelerin ve insanlarının ihtiyaçlarına göre buraya gelen öğrenciler de okuyacakları bölümleri tercih ediyorlar. Mesela Filistin` den gelenlerin çoğu tıp okuyor çünkü doktora çok ihtiyaç var. Afrikalılar genelde üç dört yıl öncesine kadar mühendislik okuyordu. Şimdi daha çok sosyal bilimler okuyorlar. Orta Asya` dan gelen öğrenciler daha çok ilahiyat ve sosyal bilimler alanlarına rağbet gösteriyor.
İLKHA- Okulunu bitiren öğrenciler gidiyor mu yoksa daha çok burada kalmayı mı seçiyorlar?
BOLAT -Genelde öğrenciler dönmek istemiyor, döndüklerinde burada aldıkları Türkçe eğitim ile yapabilecekleri çok fazla bir şey yok. Çünkü Türkiye çevre ülkelerde siyasetiyle, kültürüyle, ticaretiyle kendini çok fazla o ülkelerde hissettirmiş değil. Yeni yeni ulaşıyor Türkiye dünyaya… Her ülkede şu anda Türk şirketleri de yeteri kadar yok. Tabii on sene öncesine göre çok iyiyiz ve bu gittikçe gelişen bir alan. Kalınca da yaşadıkları zorluklar var. Çalışma izni olmayınca kaçak kalıyor bu mezunlar. Çok ciddi bir oran da üçüncü bir ülkeye gidiyor, özellikle ABD ve Avrupa` ya gidiyor. Bununla beraber dönenler arasında çok başarılı mezunlarımız var. Kendi ülkelerinde milletvekili olan, bakan olan mezunlarımız var. Mesela Kenya` da sağlık bakanı Türkiye mezunu, Tanzanya` da savunma bakanı Türkiye mezunu, Afganistan` da çok sayıda belediye başkanı var, milletvekili var. Üniversitelerde hocalık yapan mezunlar var. Etiyopya` da birçok mezunumuz buradan gidip orada yatırım yapan Türk şirketlerinde üst yönetici olarak çalışıyor.
İLKHA- Gelen öğrencilerin Türkiye'yi ve halkımızı tanımaları noktasında ne gibi programlarınız oluyor?
BOLAT -Evet, biz bunu uluslararası öğrenci buluşmalarıyla sağlamaya çalışıyoruz. Misafir öğrenci konusunda toplumsal farkındalığımız zayıf. Yeni yeni bir farkındalık oluşuyor. Bu farkındalığı artırmak için öğrenci buluşmaları tertip ediyoruz. Bu sene inşallah 8. Buluşmayı gerçekleştireceğiz. 36 ilde yapmayı planlıyoruz. Geçen yıl 27 ilde yaptık. Ne yapıyoruz? Resmi izin alarak illerin ana meydanlarında iki üç gün boyunca çadırlar kuruyoruz. Her çadıra bir ülke veriyoruz. Ve o günler boyunca öğrenciler yerel kıyafetlerini giyerek kendi ülkelerinden getirdikleri objelerle beraber bu çadırlarda fuar gibi kendi ülkelerini ziyaretçilere tanıtarak, gelen insanlarla da diyalog kuruyorlar. Halkla direk bir bağlantı kuruyorlar bu sayede. Bu şekilde o illerde bu misafir öğrencilere karşı da bir farkındalık oluşuyor. Türkçe konuşuyorlar ve aracısız iletişim kuruyorlar insanlarla. Bizim insanımız da o ülkeler ve insanları bilgi edinme imkanı buluyor bu şekilde. Çok fazla ön yargılar kırılıyor. Öğrencilerimiz onlara kendi ülkelerinin yemek ve içeceklerinden ikram ediyor. O meydanlarda insanlar bil fiil tanışıyor, sanırım bu bizim en büyük kazancımız. Misafirperverliğimizi o ülkelerden gelen öğrencilere de gösterme imkânımız oluyor halk olarak. Bu şekilde aradan birçok engel de kalkmış oluyor. Biz zaten bunu sağlamaya çalışıyoruz UDEF ve bünyesindeki dernekler olarak. Geleceği şekillendirme noktasında da bu çok önemli bir şey.
İLKHA- Yaptığınız çalışmalar boyunca zihninizde en fazla iz bırakan öğrenci hikayesi ile bitirelim mi?
BOLAT -İlk yıl her zaman için önemli, ilk yıl yaşanan şeyler hep insanın aklında kalıyor. Çok olay yaşadık ama bir tanesi hep aklımda tazeliğini koruyor. SADER` i kurduk üç ay geçti geçmedi, biz toplantıdayken bir tane genç getirdiler. Bununla ilgilenin dediler. Türkçe hiç bilmiyor. Biraz İngilizce ile kim olduğunu öğrenmeye çalıştık Arnavut`muş. Sonra hikayesini dinledik. Ben diyor bu genç. Arnavutluk`un şu şehrinden geliyorum. Namaz kıldığım için babam beni evden attı. Daha önce orası komünizm hatta ateizmle yönetiliyordu. Enver Hoca zamanında kırk yıl bu yönetimde kalmışlar. İslam` ı da bir anlamda silinmiş olan bir ülke zaten. 90 lardan sonra tekrar İslamlaşan bir İslam toprağı… Babam beni attı. Neden dedik, namaz kılıyorum diye… Gittim Makedonya` da biraz çalıştım. Yol parası biriktirip Türkiye` ye geldim. İşte Fatih Camiinde kaldım, sonra kuran kurslarında kaldım. Peki neden geldin dedik. Burada okumaya geldim dedi. İnanalım mı inanmayalım mı şaşırdık. Ekip olarak toplantı halindeydik. Biz inanmayı tercih ettik söylediklerine. Arnavut öğrencilerin olduğu bir evde onu bir hafta misafir ettik onu. Hikâyesinin doğru olduğunu anladık. Türkçe kursuna kaydını yaptık. Sonra YÖS sınavına soktuk. Eğitim vizesi aldı ve Konya` da İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı. Konya` da kalacak yer ayarladık. İki sene okuyup İngiltere` ye gitti. Pratik dil eğitimi aldı. Döndü okulunu bitirdi şimdi yüksek lisans yapıyor. Ülkesine döndü orada yapıyor yüksek lisansı. 10- 11 senelik arkadaşım. İsmi Cevahir Yata halen de görüşüyoruz. (Adnan Oğuz İLKHA)