Türkiye tarihinin kara günlerinden birisiydi 28 Şubat. Dindarların işlerinden, eğitimlerinden, kurulan kumpaslarla özgürlüklerinden olduğu ve hatta işkencelerden geçtiği karanlık bir süreçti. Bin yıl sürecek bir süreç. Ancak yapılan planlar, kurulan kumpaslar tutmadı. Adalet geç de olsa yerini buldu. Plan ve kumpas sahipleri adalet önünde hesaba çekildi.

Zekiye Ak (45) o kara günlerin mağdurlarından biri. 28 Şubat`ın getirdiği başörtüsü yasağından dolayı okulundan kaydı silinmişti. Şimdi ise sürecin getirdiği hak iadesi ile görevine, öğrencilerine, hayallerine kavuştu. İnancından dolayı taktığı başörtüyü savunurken yaşadıklarını, mikrofonlara anlatırken tekrar yaşıyor gibiydi.

Zekiye öğretmen şimdi Şırnak`ın Silopi ilçesinde Dicle Ortaokulunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği yapıyor. Din Kültürü derslerine giriyor, Kuran-ı Kerim öğretiyor, Peygamber Efendimizin hayatını anlatıyor öğrencilerine. Bir zamanlar okuldan atılmasına sebep olan inancını şimdi öğrencilerine öğretiyor ve "Önce Üniversite sınavına almadılar. Sonra da Kazandığım üniversiteden atıldım. Sebep başörtümdü.” diyor.

Aslen Tokatlı olan Zekiye öğretmen, 2015 Şubat atamasında öğretmen olarak Şırnak`a atandı. Atanma haberini alınca hemen bavulunu alıp yola koyulan Zekiye Hoca ertesi gün okulunda görevine başladı. 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlatırken hüzünleniyor: “İlk mağduriyetimi Kenan Evren döneminde yaşadım. 1988 yılında girdiğim üniversite sınavlarında başörtülü olduğum için sınav kapısından döndürüldüm. İkinci mağduriyetimi ise, 1996 yılında İstanbul Üniversitesinde iktisat bölümünü okurken yaşadım. Yine başörtüsü yüzünden ben ve arkadaşlarım okul sınavlarına alınmadık. Kapıda duran polis bizi üniversiteye almadı. Tek istedikleri başımızı açmaktı. Ama açmadık."

Okula alınmayan Zekiye Hoca ve arkadaşlarına iki yıl sonra “okuldan kaydınız silindi” mektubu geliyor. Ancak umutlarını yitirmiyorlar ve mücadeleye devam ediyorlar. Gelişen süreçte yumuşayan hava başörtüsüne serbestlik getirdi ancak mağduriyetler sadece başörtüsünün serbest kalması ile bitmiyordu.

Zekiye Hoca şöyle devam ediyor: “Okuldan kaydımız silinince başörtüsü ile okuyamayacağımızı anladım ve açık öğretime yöneldim. Aslen imam hatip çıkışlı olduğum için açık öğretimden iki yıllık ön lisans ilahiyat okudum. Daha sonra yumuşayan hava ile Malatya İnönü Üniversitesi 4 yıllık ilahiyata geçiş yaptım. Okulumu bitirip formasyonumu aldım ve KPSS sınavına girdim. Yeterli puanı aldım. Ancak yine atanamadım”

Başörtüsünün kamuda serbest kalmasıyla birlikte Zekiye Hoca ve arkadaşlarının mağduriyetleri bitmiyordu. Geçen onca zaman ömürden kaybettirmişti. Bu seferde yaş haddinden dolayı mağdur olmuşlardı.

KPSS sınavına girdiğini ve yeterli puanı aldığını ancak bu sefer de yaş haddine takıldığını anlatan Zekye Öğretmen, "Yaptığım başvurularda ‘Yaş haddinden dolayı ilk atamanız gerçekleştirilememiştir.` diye reddedildi başvurumuz. Bu süreç içerisinde tabi ki başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı ile mağduriyetimizin giderilmesi konusunda sürekli dilekçe gönderiyorduk. Hükümetimizden umudumuz vardı. Bir gün bu mağduriyetimizin giderileceğinden emindik.

Sağ olsun hükümetimiz yaş haddi konusunda da mağduriyetimizi giderdi ve şuan gördüğünüz gibi öğretmenim.” dedi.

Mutluluğu gözlerinden okunan Zekiye Öğretmen bu mağduriyetlerinin giderilmesinde emeği geçenlere dua etmeyi de ihmal etmiyor.

İlk ataması Şırnak`a çıkan Zekiye Hoca yaşadığı yerden oldukça memnun. Başlarda çekinerek gelen Zekiye Öğretmen şimdi hepsine dua ediyor.

Zekiye Hoca son olarak şunları söyledi: "Bölgede yaşanan olayları basından görüyorduk. Biraz da olsa çekinerek geldik ancak karşılaştığımız manzara bizleri utandırdı. Buradaki insanların misafirperverliği, bizi sahiplenmeleri, bize kucak açmaları bizi gerçekten mutlu etti. İdarecilerimiz sağ olsun her türlü yardımı yaptılar. Milli Eğitim Müdürlüğümüz bize kalacak yer temin etti. O zaman bütün oteller, öğretmen evi, polis evi dolu ve kalacak yer yokken sağ olsun Milli Eğitim Müdürümüz ve şube müdürümüz bizlere kalacak yer temin ettiler. Buradan hepsine teşekkürlerimi iletiyorum. Allah hepsinden razı olsun.”   (İLKHA)