"Bilinçsiz üreticiler halk sağlığını tehdit ediyor." Bu açıklama Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Cengizler’e ait. Balık üretim çiftliklerinde hastalıklara karşı bilinçsizce kullanılan antibiyotiklerin insan sağlığını riske soktuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cengizler, “Kullanılan bu antibiyotikler balıklardan atılmadan sunulursa, kimyasallar tüketiciye geçebilir. Bu da halk sağlığı açısından önemli riskler doğurur.” dedi.

Cengizler, balığı üretirken rastgele ilaç kullanılmaması gerektiğine de dikkati çekerek,  Türkiye’de ruhsatlı 35 adet kullanılabilecek ilaç türü olmasına karşın buna uyulmadığını bildirdi. Cengizler, “Maalesef bazı bilinçsiz üretici yanında Su Ürünleri Mühendisi de çalıştırmayarak kendi başına bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bir su kaynağı bulmuş ruhsatını almış devam ediyor; halk sağlığını tehdit edecek boyutta yasak olan ilaçları kullanıyor. İşte bu ilaçlar eğer balıktan yeteri kadar atılmamış ise bu kalıntılar insan sağlığını tehdit edebilir.” dedi.

"Bölgemizde ilaç kullanımı çok yaygın"

Üretimde hastalık çıktığı zaman ilaç kullanımının kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Cengizler, bunun bilinçsiz ve rastgele yapılmasının tehlikeli boyutlara varabileceğini belirterek şunları kaydetti, “İlaçlar bilinçli kullanılmazsa balıkta hastalık yapan bakteri ve mikroorganizmaların direnç kazanmasına neden olur. İnsanı da, balığı da hastalandıran bakteri ve mikroorganizmalarda direnç kazandığı takdirde hastalık çok zor tedavi edilir. Yani hem balık hem de insan sağlığını tehlikeye atmış olursunuz. Bu nedenle antibakteriyel ilaçlar çok bilinçli kullanılmalı.”

“Antibiyotik balıktan en az 20 günde atılıyor”

Cengizler şöyle devam etti: “Anti bakteriyel ilaçların balıklardan ne kadar surede atıldığıyla ilgili bir araştırma yapılmış. Denizde levreklerde anti bakteriyel olarak oksıtetrasıklın adını verdiğimiz bir ilaç kullanılmış. Bu kas dokusundan 20 günde, deri dokudan ise 30 günde atılabilmiş ve ancak izin verilen düzeyin altına inebilmiş. Demek ki levrekte bir ilaç kullanıldığında en az 20 gün beklemek gerekiyor. Bizim yaptığımız bir araştırmamız var burada tatlı su işletmemizde yaptık. Tatlı su çipurası üretiyoruz.  Tatlı su çipurasında oksıtetrasıklını biz de kullandık. Burada da benzer sonuçlar aldık, yani en az 20 gün beklenmesi konusunda  bilgi elde ettik.

“Bekleme süresinden önce balık tüketiciye sunulmamalı”

Balıklar değişken sıcaklıklı canlılar. Su sıcaklığına bağlı olarak metabolizma hızı değişiyor. Bunun için ilaç uygulandıktan sonra bir formülümüz var. 500’ü su sıcaklığına böleceğiz. Örneğin 25 derecelik bir su sıcaklığını 500’e böldüğünüzde 20 çıkar. O kadar gün bekleyeceksiniz. Birçok üretici bu çok basit yöntemi bilmiyor. Su sıcaklığı 20 derece 500’e bölelim 25 çıkar,  25 gün bekleyecek üretici. Sonra tüketiciye öyle sunacak balığı.”

“İlaç kalıntısı ancak laboratuar ortamında anlaşılır”

Kullanılan ilaçların balıklara yemle karıştırılarak verildiğini hatırlatan Prof. Dr. Cengizler, bu ilaçların yüzde 20 ila 30’unun balığın vücuduna alınabildiğini, geri kalan yüzde 70-80’lık bir oranın ise doğaya zarar verdiğini söyledi. Bu ilaçların çevrede yok olmadığını belirten Prof. Dr. Cengizler, organik balıkçılığın desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Cengizler, "Bu ilacı doğada yok edemezsiniz. Ve en önemlisi tüketici balıkta kalıntı olduğunu anlayamaz ancak laboratuar imkânları ile anlaşılır. Bu nedenle diyoruz ki mümkün olduğu kadar ilaç kullanmayın.” ifadesini kullandı. (İLKHA)