Evinde banyo yaptığı bir esnada tansiyonun yükselmesi sonucu beyin kanaması geçiren ve 7 Şubat'tan bu yana Van Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesinde yoğun bakım altına tutulan Van`ın tanınmış İslami simalarında muhterem Ömer Ürgün hakkın rahmetine kavuştu.
Sahip olduğu İslamî hassasiyeti ve Hizbullah Cemaati ile tanıştıktan sonra cemaat saflarında verdiği mücadelesiyle tanınan Ürgün, 17 Ocak 2000 yılında İstanbul Beykoz`da yaşanan baskın olayından sonra gözaltına alınarak günlerce işkenceden geçirilmiş ve hakkında kurulan komplo ve yargı hileleriyle idamla yargılanmıştı.
Geçirdiği beyin kanaması sonucu vücudunun sol tarafı tamamen felç olan Ürgün, böbrek hastası olması hasebiyle de sürekli olarak diyalize alındığı, çok ağır şartlarda devam eden tedavi sürecinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı öğrenildi.
“Ömer abi bizim için bir meşale gibiydi”
İslami mücadelesinde derin bir geçmişi olan ve bu mücadeleyi kendisi için bir kimlik haline getiren Ürgün`ün, Milli Türk Talebe Birliğinde (MTTB) saflarında başlayan mücadelesi hiçbir zaman iskata uğramadığını belirten dava arkadaşları, “Ömer abi bizim için bir meşale gibiydi. Aradan geçen yıllara ve hastalıktan çökmüş bedenine rağmen gözleri hep Hüseyni olarak başlattığı bu davasını yine Hüseyni bir çizgide bitirebilmekti. Hep bunun mücadelesini verdi.” Diyerek Ömer abilerinin gönlündeki özlemlerini dile getirdiler.
“Yaptığımız fiiller ile İslam`a İslam davasına laf getirme hakkına sahip değiliz”
1980 darbesi sonrası ve sonrasında bölgede gelişen olaylarda tavrını çok net olarak belirlediğini ve Hizbullah Cemaati Kurucu Rehberi Şehit Hüseyin Velioğlu ile tanıştıktan sonra cemaatin saflarından bir daha ayrılmadığını belirten dostları sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ömer abi Hizbullah Cemaatini bu toplum için, asırlar boyu ezilmiş bu mazlum halk için hep bir şans olarak gördü. Onun için yıllarını bunun için feda etti. Bu camiayı hep saf ve pak olarak gördü ve öyle inanıyordu. Bundan dolayı bu camia içerisinde olup da İslam`a uymayan bir şahsı gördüğünde adeta kahroluyor, içi içini yiyordu. Her zaman şunu nasihat olarak söylerdi: ‘Bizler Müslüman`ız. Feraset sahibi olmalıyız. Yaptığımız fiiller ile İslam`a İslam davasına laf getirme hakkına sahip değiliz. Hiç kimse bize Allah`ın rıza göstermeyeceği bir fiili yaptıramamalı. Çünkü peygamber öyle emrediyor.` O bu cemaatten bunu öğrenmişti ve böylede uyguluyordu.
“2000- 2003 yılları arasında 3,5 yıl cezaevi yatmıştı”
İnandığı davası uğruna 3,5 yıl cezaevinde kalan ve cezaevinde kaldığı süre içerisine hastalığı ağırlaşan Ürgün, bu süreç içerisinde kendisinde meydana gelen şeker hastalığı ile her iki böbreğini de kaybetmiş ve uzun yıllardır devam eden tedavileri bir netice vermemişti.
Ömrünü İslam davasına ve karşısındaki kim olursa olsun hakkı söylemekten hiçbir zaman geri durmayan Ürgün, yıllarca mücadelesini sürdürdüğü Van`da bu gün akşam saat 20.00 sıralarında hakkın rahmetine kavuştu.
Muhakkak ki Allah`tan geldik ve yine ona döneceğiz… (Fikret Özkan – İLKHA)
Doğruhaber ailesi olarak Ömer Ürgün abimize Yüce Mevla'dan rahmet, geride kalan başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine sabr-ı cemil diliyoruz.